logo
05 MAYIS 2024

Vatandaş vurgun yedi

09.07.2005 00:00:00
BTP Lideri Prof. Dr. Baş, AKP iktidarının uygulamalarıyla Türk vatandaşının vurgun üstüne vurgun yediğini söyleyerek, Türk Telekom gibi vatandaşın "namus" saydığı stratejik kuruluşların yabancılara satılmasının doğru olmadığını söyledi

n Hocam, Türk Telekom, 6,5 milyar dolara özelleştirildi. Telekom'un özelleştirmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Geçen hafta da ifade ettiğim gibi Petkim, Telekom gibi kurum ve kuruluşlar, ülkemizin kamuya devamlı surette kâr getiren kurumlarıdır. Onbinlerce insanın istihdam edildiği bu kurumların özelleştirmeye açılmasının hiç bir mantıki sebebi yoktur. Hem de vergisi ile beraber hesap ederseniz şu anda % 55'i özelleştirilen Telekom için 6,5 milyar dolar beş yıl içinde ödenecek. % 20'si peşin verilecek. Bu, şu demektir: 1 milyar 250 milyon dolar peşin verilecek, diğeri de beş yıl içerisinde eşit şekilde ödenecek. Telekom'un getirisine baktığınız zaman yıldaki getirisi bunun en az iki misli. Vergisi, yaptığı kârla birlikte Telekom, yılda 3 milyar dolar ülkeye kâr getiren ve de vergi ile birlikte bütçeyi destekleyen bir konuma sahip. Şu kadar insanı barındırıyor. Devlet, bununla beraber bir istihdam sahası açmış oluyor. Niçin siz  kalkıyorsunuz  bu kâr getiren kurumu özelleştiriyorsunuz? Bu sorunun cevabı meçhul. Geçmişte, merhum Özal döneminde KİT'ler vardı. Gerçekten milletin sırtında bir kamburdu. İşletmesi zor, kâr getirme oranı zayıf, baştan sona değilse problemlerle dolu kurumlardı. Rahmetli Ahmet Kahveci'ye özelleştirilmeleri için vazife verilmiş, bu konu üzerinde durulmuştu. Ama ondan sonra, yani KİT'lerden sonra özelleştirmeye açılan bütün kamu kurum ve kuruluşları tamamen kâr getiren kamu kurum ve kuruluşlarıdır. Hiç bir sebep münasebetiyle özelleşmeye açılmasının gereği yok. Hele Telekom'un hiçbir gereği yok. Telekom'un aynı zamanda bir mahremiyeti var. Sırları koruması babında mahremiyeti var. Hatta en basitinden özelleştirme yapıldığı gün avamdan insanları dinliyorum. "Yatak odalarımız özelleştiriliyor" diyorlardı. Bunu söyleyen sıradan bir vatandaş. Yani Telekom bu. Telekom'da yanlış yapıldıSonra eğer özelleşmesi gerekiyorsa bu kurumun bu millete ait olduğu için yabancı hiçbir iradeye bu kurum devredilemez ve milletle devletin ortaklaşa yürütülebileceği bir kurum olması münasebetiyle Telekom, halkla paylaşılması gereken bir kurum olmalıydı. Ama maalesef bunu bugünün şartlarında bizim görmemiz mümkün olmadı. Getirdiği katma değere baktığımız zaman Telekom'un bugünkü değeri en az 40 milyar dolardır. Siz Telekom'un sadece direklerini 6 milyar dolara mal edemezsiniz. Neye göre sen bu hesabı yaptın da % 55'ini kalkıyorsun, 6,5 milyar dolara özelleştiriyorsun? Yani her yönünde çok ciddi noksanlıklar, yanlışlıklar olan maalesef bu özelleşme bir icraat olarak karşımıza çıkıyor. Sonra özelleşmeye giren şirket Türk olmamakla birlikte ne olduğunu da millet merak ediyor. Çeşitli sözler söyleniyor. Hatta şahsen o kadar ileri gidildiği kanaatinde değilim ama Ermeni diasporasına ait bir kurumun bu işte söz sahibi olduğu bile söyleniyor. Aslında iktidarın şeffaf olarak bunları da ortaya koyması gerekir. "Böyle bir şey yoktur" veya varsa "şu kadar vardır" deyip milleti de ikna etmesi lazım. Ben o konuda iktidarın bir yanlış yapacağını zannetmiyorum. Amma en azından böyle bir dedikodunun da önüne en azından geçmesi gerekir idi. Şu ana kadar böyle bir tedbir alınmadı. Çünkü bu söylendi. CHP milletvekili, sözcüsü bunu televizyon önünde gündem etti. Aynı günün akşamı, "Hayır böyle bir şey yoktur. Bu firmanın aslı budur" denilmeliydi. Hatırıma geldiği için bunu söylüyorum. Niçin söylüyorum? Niye sen yurt içi fevkalade kurum ve kuruluşlar varken, halk, vatandaş varken, bunu yavaş yavaş özelleştirip milletin malı haline getirmiyorsun da milletin iradesi ile uzaktan ve yakından alakası olmayan bu mahrem kurum ve kuruluşu herkesin önüne serme gibi büyük bir yanlış içerisine giriyorsun? Telekom ve emsali kuruluşlar hakkında biz kesinlikle özelleşmeye karşıyız. Özelleşme olacaksa bu kurumlar bu milletin malıdır, bu milletle müşterek bir zemin içerisinde oluşturulması gereken olaylardır; bunun yapılması lazım. Aziz milletimizin dışında hiç bir kurum ve kuruluşu, gücü ve iradeyi ben kabul etmiyorum. Hele böyle stratejik konumu ve değeri olan bir kurumun yabancı bir iradeye güvenlik açısından dahi intikal etmesi sakıncasının olduğunu düşünmemek de bana göre yanlıştır. n Zaten dediğiniz gibi peşinat olarak yatırılması gereken para belki de Telekom'un kasasında mevcut. Daha önceki bir özelleştirme de böyle olmuştu. Petrol Ofisi özelleştirilmesinde de böyle olmuştu.Prof. Dr. Haydar Baş- Bu kurumda çalışan, ilgili arkadaşlar var. Konuşuyoruz; bu rakamı duydukları zaman dudaklarını ısırdılar. Çok komik bur rakam. Kurumun imkanlarını çok iyi tanıdıkları için "sadece şurası bu parayı eder" dediler. n Hocam, hatırlıyoruz. Telekom'un ilk özelleştirilmesi gündeme geldiği zaman değerinin 40-50 milyar dolar olduğu söyleniyordu. Zaman geçtikçe değeri 6 milyar dolara kadar indi. Prof. Dr. Haydar Baş- Bana göre Telekom, en az 40 milyar dolar etmelidir. Yabancı hiç bir kurum da devreye konulmadan, tamamen milli menfaatler istikametinde milletimizle bu değerler paylaşılmalı. Yani alacak tüccar alacaksa Türk milletinin tüccarı almalı, kurum alacaksa Türk milletinin kurumu almalı, halk alacaksa Türk milleti almalı.Vatandaş vurgun yedin Hocam, hükümet, ülkede istikrarı yakaladığını, enflasyonu düşürdüğünü iddia ediyor. Bu, gerçeği yansıtıyor mu? İddia edilen bu gerçekler halka yansıyor mu?Prof. Dr. Haydar Baş- İktidar sağ olsun, bazı hususlarda gerçeği öyle yakaladı ki parayı piyasadan emmek suretiyle bilhassa tarım kesimine vermesi gereken desteği vermemek kaydıyla vatandaşın çok müthiş bir vurgun yemesine sebep oldu. Mesela, 350 bin liradan buğday fiyatları açıklanıyor. Ve fakat vatandaş, 280-230 bin liraya buğdayını satamıyor. Halbuki vatandaş buğdayını 400 bin Türk Lirasına mal ediyor. Tarlasını ekse bir türlü ekmese bir türlü. Bu kiraz mevsiminde Ege bölgesindeydim. O bölge aynı zamanda kirazın bolca yetiştiği bölgedir. Piyasada 3 bin liraya olan kiraz yerinde 500 lira. On binlerce kamyonun kalkması gereken bölgelerden günde 2-3 tane kamyon doluyor, boşalıyor. İlgili şahıslarla konuştuğumuz zaman "yetiştirdiğimiz mamuller para etmiyor. Bundan bir kaç sene evvel buraya gelmiş olsaydınız bu meydan araba dolup boşalırdı" diyorlar. Ucuzluk oldu. Kime oldu? Vatandaşın mamullerine, yetiştirdiği ürünlerine oldu. Bin çile ile ahırındaki ineği bakıyor ama baktığı ineğin sütünü bugünkü para ile litresini 350 bin liraya satabiliyor. Bir litre su 1,5 milyon, bir litre süt 350 bin lira. Eskiden menkıbelerde anlatılırdı. Sütü fazla gösterebilmek için süte su karıştırırlardı. Şimdi işler tersine döndü. Yani suya süt karıştırması gerekecek. Evet, bir ucuzluk, yokluk, düşüş oldu. Ama vatandaşın ürünlerinde, fakir vatandaşın yetiştirdiği tarım mamullerinde oldu. Bir de işin karşı tarafına geçtiğimizde bakıyoruz ki emlak vergileri, belediyenin gelirlerini arttırabilmek için % 100 arttırıldı. Sayın iktidar vergi üstüne vergi koydu. Her zaman söylüyoruz. Bir ayda en az 3-4 defa benzine zam yapılıyor. Yıl bazında benzine % 100'ü aşan zam yapılıyor. Yine vatandaşın yetiştirdiği ürünlerden çay ürününe baktığımız zaman çay verilen fiyat 550 bin TL'dir. Otun fiyatı 750 bin TL'dir. Bir kilo çay bir kilo hayvan otu almıyor. Nereden bakarsanız bakın tuz koktu. Böyle ekonomi yürümez. "Ekonomi iyidir" diye kendimizi kandırmamıza gerek yok. Vatandaşa ait değerler devamlı düşüyor. Ama devlete ait değerler devamlı yükseliyor. Bu, vatandaşın bitmesi, tükenmesi, acziyet içinde kalması, menkul ve gayrimenkul değerlerini elinden çıkarması manasına gelir. Bu nasıl mı olur? Siz iş adamısınız. Eğer yetiştirdiğiniz ürünü satamazsanız bir ay sabredersiniz, iki ay sabredersiniz, üçüncü ay en azından imal ettiğiniz fiyata bunu piyasaya vermek istersiniz. Veremediniz. % 5-10 zararına vermek istersiniz. Hatta % 50 zararına dahi vermeyi düşünürsünüz. Ben çok iyi hatırlıyorum. İşe başladığımız ilk günlerde imal ettiğimiz fiyatın % 50 zararına satıyorduk. Satma durumunda kaldık. Niye? "Şeref ve haysiyetimizi kurtaralım" dedik. Ticarette bir de şeref ve haysiyyet konusu var. Şimdi vatandaş da bakıyorum bu noktada. Geçimini temin edecek. Mamulu para etmiyor. Mısırı, buğdayı, hayvanı, kirazı para etmiyor. Buna karşılık yapması gereken ödeme var. Artı oğlunu evlendirecek, kızını evlendirecek, karnını doyuracak, elbise alacak, çocuğunu okula gönderecek; bu sefer ne yapıyor? Elindeki kıymetleri tek tek yok pahasına satma durumunda kalıyor. Esasen gayrimenkul arazilerin de vatandaşın elinden çıkmasının asıl sebebi budur. Bu, bana göre yabancı kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanmaya teşvik edilen projelerdir. Sayın iktidarın bunlara yönelik tedbirleri alması, vatandaşımızı ayıktırması lazım. Sayın iktidar AB'nin bizi almayacağını çok iyi bildiği halde ne hikmetse bu noktaya da kilitlendiler. Yani oraya girecekmiş gibi yapıyorlar. Bu da tabii Avrupa'nın işine şöyle iyi geliyor. "Biz bu ülkeyi parçalama noktasına geldik. AB üzerinden de bu ülkeyi rahatlıkla parçalarız" demek suretiyle uyum yasaları bu mantıkla çıkıyor. Böyle bir halimiz var.Devletin kendisine ait mamullerine şu kadar zam yapılırken "fiyat istikrarı vardır, enflasyon düşmektedir" demek bana göre ve halka göre de böyledir; eğer samimi ise çok saflık, değilse cambazlık oluyor. Daha dün çaya % 5, doğalgaza % 5,5 zam yapıldı ki bunlar olmazsa olmaz mamuller. Senede dört defa yapıldığını kabul edin; yılda % 30 veya % 25'in altına düşmüyor. Kaldı ki bunlar en ucuz olması gereken mamuller. Enflasyonu % 8-9 ilan ediyorsun. Ama gerçeğe baktığında, kira giderlerinde en az % 40-50-60, emlakta % 100 artış görüyorsunuz. Kısaca bunlar birer yanılgıdır.

 
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
İlk kez ihmalin hesabı soruluyor
İBB çalışanı tutuklandı
Netanyahu ölüm saçmakta kararlı
Saldırıyı sonlandırma taleplerine kapalı
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'

Eda Nur'un ölümüyle ilgili 3 şüpheliden biri tutuklandı

Küçükçekmece'deki sahil parkında yapılan kazı çalışması sonrasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki kız çocuğunun hayatını kaybetmesine ilişkin gözaltına alınan 3 şüpheliden makine teknikeri tutuklandı
05.05.2024 16:01:00 / Güncelleme: 05.05.2024 16:43:52
AA
Eda Nur'un ölümüyle ilgili 3 şüpheliden biri tutuklandı
Eda Nur'un ölümüyle ilgili 3 şüpheliden biri tutuklandı
Küçükçekmece'deki sahil parkında yapılan kazı çalışması sonrasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki kız çocuğunun hayatını kaybetmesine ilişkin gözaltına alınan 3 şüpheliden makine teknikeri Furkan K. tutuklandı, kepçe operatörü ve tesisat ustası adli kontrol şartıyla salıverildi.

Fatih Mahallesi'ndeki Menekşe Sahil Parkı'nda Eda Nur Gezer'in yaşamını yitirmesiyle ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Ağaç AŞ'de görevli makine teknikeri Furkan K, kepçe operatörü Sezai A. ile tesisat ustası Fayık C'nin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Sağlık kontrolünden geçirilen 3 şüpheli, Küçükçekmece Adliyesi'ne götürüldü.

Soruşturma savcısı, ifadelerini aldığı zanlılardan birini tutuklanması istemiyle, ikisini adli kontrol altına alınmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etti.

Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliği, şüphelilerden makine teknikeri Furkan K'nin tutuklanmasına, kepçe operatörü Sezai A. ile tesisat ustası Fayık C'nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Hakkında gözaltı kararı bulunan ve firari olan Ağaç AŞ Genel Müdürü Ali S'nin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürüyor.


Olay 26 Nisan'da yaşanmıştı


Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 26 Nisan'da Fatih Mahallesi'ndeki Menekşe Sahil Parkı'nda yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine bir kişinin düşerek boğulduğu ihbarı sonrası olay yerine gitmişti.

Ekipler, yaptıkları incelemede parkın bazı bölümlerinin kazı çalışması sonrasında su birikintisiyle dolduğunu ve 5 yaşındaki Eda Nur Gezer'in buraya düşerek hayatını kaybettiğini belirlemişti.

İBB, olaya ilişkin yaptığı açıklamada kendi bünyelerinde idari soruşturma başlattıklarını duyurmuştu.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış, kusur tespiti için uzman bilirkişi heyeti görevlendirilmişti.

Salıdan itibaren sıcaklıklar artacak

Salı gününden itibaren batı bölgelerinden başlayarak sıcaklıklar artacak, İstanbul, Ankara ve İzmir'de 3 gün boyunca yağış görülmeyecek

05.05.2024 15:54:00
AA
Salıdan itibaren sıcaklıklar artacak
Salıdan itibaren sıcaklıklar artacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahmin Uzmanı Mehmet Özdemirci, AA muhabirine, gelecek haftanın hava tahminine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bu gece ve yarın yurdun iç kesimlerinde gece sıcaklıkların düşeceğini belirten Özdemirci, "Ankara'da bu gece sıcaklığın 2 dereceye düşmesini bekliyoruz. Bazı ilçelerde ve yüksek kesimlerde eksi dereceleri de göreceğiz. Önümüzdeki 2 gün vatandaşları zirai don konusunda uyarıyoruz" diye konuştu.

Hafta başından itibaren doğu bölgelerinde gök gürültülü sağanağın etkili olacağını belirten Özdemirci, yarınki yağışların Van ve Erzincan dışındaki illerde kuvvetli olacağını söyledi.

Yağışların doğu bölgesinde salı günü de etkisini sürdüreceğini dile getiren Özdemirci, "Bu yağışlar da Hakkari, Şırnak, Batman, Siirt, Mardin ve Bingöl çevrelerinde kuvvetli olacak." diye konuştu.

Hafta boyunca yurdun batı bölgelerinde parçalı ve az bulutlu havanın hakim olacağını aktaran Özdemirci, "Sıcaklıklar şu anda mevsim normallerinin altında. Salı gününden itibaren batı bölgelerinden başlayarak sıcaklıklar artacak." dedi.

İstanbul, Ankara ve İzmir'de 3 gün boyunca yağış görülmeyeceğini bildiren Özdemirci, bu illerde genellikle parçalı ve az bulutlu havanın hakim olacağını kaydetti.

Hava Tahmin Uzmanı Özdemirci, cuma gününden sonra yurdun yeni bir yağış sisteminin etkisine gireceğine de dikkati çekerek, "Ülke genelinde önümüzdeki hafta sonu oldukça yağışlı hava yaşayacağız" bilgisini paylaştı. 

Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?

Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanıyor. 6 Mayıs ayrıca Hızır ayları denilen yaz aylarının başlangıcıdır
05.05.2024 12:58:00 / Güncelleme: 05.05.2024 16:05:44
Mehmet Hakan Akkuş
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır?
Hıdırellez, baharın gelişini ve doğanın yeniden canlanışını kutlamak için Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu'da her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece coşkuyla kutlanan özel bir gündür. Bu bayram, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul edilir ve bu buluşmanın bolluk, bereket ve sağlık getireceğine inanılır.

Geleneksel olarak, Hıdırellez'de insanlar doğayla iç içe olmayı tercih ederler. Yeşillik alanlarda, su kenarlarında veya kutsal kabul edilen mekanlarda toplanırlar. Bu özel günün en bilinen ritüellerinden biri, dileklerin yazılı olduğu kağıtların ağaç dallarına asılmasıdır. Ayrıca, ateşten atlamak ve gül ağaçlarına dilek bağlamak gibi eski Türk ritüelleri de devam etmektedir.

Hıdırellez'in kökenleri hakkında çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bazıları bu bayramın İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına dayandığını, bazıları ise daha geniş bir coğrafyada, Mezopotamya ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki bahar kutlamalarıyla bağlantılı olduğunu öne sürer. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'ne 2017 yılında eklenen Hıdırellez, kültürel zenginliği ve tarihi önemiyle dikkat çeker.

Hıdırellez, aynı zamanda bir dayanışma ve topluluk ruhu günüdür. İnsanlar bir araya gelir, eğlenir, yemekler paylaşır ve birbirlerine iyi dileklerde bulunurlar. Bu kutlamalar, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek kültürel çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirir.

Hıdırellez, sadece bir bahar bayramı olmanın ötesinde, insanların doğayla ve birbirleriyle uyum içinde yaşama arzusunun bir ifadesidir. Bu özel gün, geçmişten günümüze kadar uzanan ve gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirastır. Hıdırellez, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.

Karslı vatandaştan duyarlı davranış

Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi
05.05.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Karslı vatandaştan duyarlı davranış
Ermeni-Türk harbinde Kars'ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi.

Tarihi Benli Ahmet İstasyonu'nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi.



Kars'ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi'ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey'in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1'inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü'nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi.

Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey'in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.