Kararda, kesinleşmemiş yargı kararı ile ilgili "yargıyı etkileyecek, yargının saygınlığına zarar verecek şekilde ve aksine karar verilmesi gerektiği" şeklinde görüş içeren yazının suç unsuru taşıdığı belirtildi. İzmir'de yerel bir gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olan Semra Uncu hakkında Basın Yasası'na muhalefetten dava açıldı. İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Uncu'nun beraatına karar verdi. Bu kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesi, beraat kararını onadı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dairenin kararına itiraz etti. Başsavcılık, söz konusu haberde, "cezanın fahişliğinin değil, mahkeme kararının eleştirildiğini" savunarak, onama kararının kaldırılmasını ve yerel mahkemenin beraat kararının bozulmasını istedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Başsavcılığın itirazını kabul ederek, 7. Ceza Dairesi'nin onama kararını kaldırdı ve yerel mahkemenin beraat kararını oy çokluğu ile bozdu.
Yargı sürecinde mütalaa yasak
Ceza Genel Kurulu'nun kararında, Basın Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasının "Ceza kovuşturmasının başlamasıyla hüküm kesinleşinceye kadar hakim ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayınlamak yasaktır" hükmünü içerdiği hatırlatılarak, bu hüküm ile korunan yararın, yargının saygınlığı, dolayısıyla yargılamanın dış etkilerden etkilenmesini engellemek ve bağımsızlığı sağlamak olduğu kaydedildi. Bu nedenle kovuşturmanın başlamasından hükmün kesinleşmesine kadar geçen süreçte mütalaa yayınlanmasının yasaklandığı, yayına konu hüküm ve kararların niteliği ile yapılan usulü işlemin türünün de önemsiz olduğu vurgulanan kararda, "Keza yayımlanan mütalaanın lehte ya da aleyhte olmasının da bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü burada amaç, yargının nihai hüküm verirken dış etkilerden korunması, adil yargılanma hakkına uyan, inanılır ve kurala uygun bir karara varmasını sağlamaktır" denildi.
Manşet nasıl atılır?
Karara katılmayan iki üye karşı oy yazısında, dava konusu yazı başlığı ile devamı arasında cezanın çokluğunu eleştirme anlamında bir bağ bulunduğuna işaret ettiler. Haberde, fiil ile ceza arasındaki oransızlık ve cezanın çokluğununvurgulandığı kaydedilen karşı oy yazısında, "Yazı, etkileyici bir nitelik veya amaç taşımaktadır. Başlıkların okuyucunun ilgisini çekecek şekilde atılması gazete yazım sanatının inceliğinin bir gereğidir. Dava konusu yazıda yapılan budur" tespitinde bulunuldu.
Yargı sürecinde mütalaa yasak
Ceza Genel Kurulu'nun kararında, Basın Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasının "Ceza kovuşturmasının başlamasıyla hüküm kesinleşinceye kadar hakim ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayınlamak yasaktır" hükmünü içerdiği hatırlatılarak, bu hüküm ile korunan yararın, yargının saygınlığı, dolayısıyla yargılamanın dış etkilerden etkilenmesini engellemek ve bağımsızlığı sağlamak olduğu kaydedildi. Bu nedenle kovuşturmanın başlamasından hükmün kesinleşmesine kadar geçen süreçte mütalaa yayınlanmasının yasaklandığı, yayına konu hüküm ve kararların niteliği ile yapılan usulü işlemin türünün de önemsiz olduğu vurgulanan kararda, "Keza yayımlanan mütalaanın lehte ya da aleyhte olmasının da bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü burada amaç, yargının nihai hüküm verirken dış etkilerden korunması, adil yargılanma hakkına uyan, inanılır ve kurala uygun bir karara varmasını sağlamaktır" denildi.
Manşet nasıl atılır?
Karara katılmayan iki üye karşı oy yazısında, dava konusu yazı başlığı ile devamı arasında cezanın çokluğunu eleştirme anlamında bir bağ bulunduğuna işaret ettiler. Haberde, fiil ile ceza arasındaki oransızlık ve cezanın çokluğununvurgulandığı kaydedilen karşı oy yazısında, "Yazı, etkileyici bir nitelik veya amaç taşımaktadır. Başlıkların okuyucunun ilgisini çekecek şekilde atılması gazete yazım sanatının inceliğinin bir gereğidir. Dava konusu yazıda yapılan budur" tespitinde bulunuldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.