Yaşlanmanın iki önemli dönemi var: 44 ve 60 yaş
Yeni bir araştırma, insan vücudunda yaşlanmanın moleküler düzeyde en belirgin şekilde iki dönemde gerçekleştiğini ortaya koydu
15.05.2025 19:00:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Yeni bir araştırma, insan vücudunda yaşlanmanın moleküler düzeyde en belirgin şekilde iki dönemde gerçekleştiğini ortaya koydu: 44 ve 60 yaş. Bilim insanları, bu yaşlarda vücutta önemli moleküler değişimler olduğunu saptadılar. Bulgular, yaşlanmanın sürekli ve kademeli bir süreç olmadığını, aksine belirli dönemlerde yoğunlaşan ani değişimler içerdiğini gösteriyor.
Araştırma ekibi, 25 ila 75 yaş arasındaki 108 katılımcıdan alınan kan ve biyolojik örnekleri inceleyerek bu sonuca ulaştı. 135.000'den fazla molekül ve mikrop analiz edilerek, yaklaşık 250 milyar veri noktası birkaç yıl boyunca takip edildi. Bu kapsamlı analiz, RNA, proteinler, metabolitler ve mikrobiyomdaki yaşa bağlı değişiklikleri haritalamayı mümkün kıldı.
Analiz sonucunda, incelenen moleküllerin %81'inin 44 ve 60 yaşlarında önemli değişimlere uğradığı keşfedildi. Bu değişimler, metabolizma, kardiyovasküler sağlık, bağışıklık fonksiyonu, cilt ve kas sağlığı gibi birçok önemli vücut fonksiyonuyla ilişkili molekülleri etkiliyordu. 60 yaşındaki değişimlerin, bağışıklık fonksiyonunda düşüş ve kronik hastalıklarda artışla aynı zamana denk gelmesi dikkat çekiciydi.
Ancak, 44 yaşındaki değişimler tamamen beklenmedik bir bulguydu. Bu yaşta gözlemlenen ani moleküler değişikliklerin nedenleri henüz tam olarak anlaşılamasa da, araştırmacılar bu bulguların yaşa bağlı hastalıkların neden yavaş yavaş değil de ani bir şekilde ortaya çıktığına dair yeni bir bakış açısı sağlayabileceğini düşünüyorlar. Kalp-damar hastalıkları veya Alzheimer gibi hastalıkların ani başlangıcının, bu kritik yaşlardaki yoğun moleküler değişimlerle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Bu araştırma, yaşlanma sürecini anlamamızda önemli bir adım. Gelecekte yapılacak çalışmalar, bu kritik dönemlerdeki moleküler değişimlerin daha detaylı incelenmesini ve yaşa bağlı hastalıkların önlenmesi veya tedavisi için yeni stratejilerin geliştirilmesini sağlayabilir. Araştırmacılar, 44 ve 60 yaşlarında yapılan düzenli sağlık kontrollerinin ve yaşam tarzı değişikliklerinin, yaşa bağlı hastalık riskini azaltmada önemli rol oynayabileceğini düşünüyorlar.
Araştırma ekibi, 25 ila 75 yaş arasındaki 108 katılımcıdan alınan kan ve biyolojik örnekleri inceleyerek bu sonuca ulaştı. 135.000'den fazla molekül ve mikrop analiz edilerek, yaklaşık 250 milyar veri noktası birkaç yıl boyunca takip edildi. Bu kapsamlı analiz, RNA, proteinler, metabolitler ve mikrobiyomdaki yaşa bağlı değişiklikleri haritalamayı mümkün kıldı.
Analiz sonucunda, incelenen moleküllerin %81'inin 44 ve 60 yaşlarında önemli değişimlere uğradığı keşfedildi. Bu değişimler, metabolizma, kardiyovasküler sağlık, bağışıklık fonksiyonu, cilt ve kas sağlığı gibi birçok önemli vücut fonksiyonuyla ilişkili molekülleri etkiliyordu. 60 yaşındaki değişimlerin, bağışıklık fonksiyonunda düşüş ve kronik hastalıklarda artışla aynı zamana denk gelmesi dikkat çekiciydi.
Ancak, 44 yaşındaki değişimler tamamen beklenmedik bir bulguydu. Bu yaşta gözlemlenen ani moleküler değişikliklerin nedenleri henüz tam olarak anlaşılamasa da, araştırmacılar bu bulguların yaşa bağlı hastalıkların neden yavaş yavaş değil de ani bir şekilde ortaya çıktığına dair yeni bir bakış açısı sağlayabileceğini düşünüyorlar. Kalp-damar hastalıkları veya Alzheimer gibi hastalıkların ani başlangıcının, bu kritik yaşlardaki yoğun moleküler değişimlerle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Bu araştırma, yaşlanma sürecini anlamamızda önemli bir adım. Gelecekte yapılacak çalışmalar, bu kritik dönemlerdeki moleküler değişimlerin daha detaylı incelenmesini ve yaşa bağlı hastalıkların önlenmesi veya tedavisi için yeni stratejilerin geliştirilmesini sağlayabilir. Araştırmacılar, 44 ve 60 yaşlarında yapılan düzenli sağlık kontrollerinin ve yaşam tarzı değişikliklerinin, yaşa bağlı hastalık riskini azaltmada önemli rol oynayabileceğini düşünüyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.