logo
28 MART 2024

Yolsuzluk ekonomisi Türkiye'yi bitiriyor

25.06.2003 00:00:00
"Sohbet Masası"nın bu haftaki konuğu, kayıt dışı ekonomiye karşı çıkışlarıyla tanınan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Altuğ oldu. Prof. Dr. Altuğ ile Türkiye ekonomisinin bir tomografisini çektik. Bu tomografinin Prof. Dr. Osman Altuğ imzalı, hiç de iç açıcı olmayan raporunda, Türkiye'de "vergi alma borç al, vergi alma oy al" modelinin yürürlükte olduğu, "hamiline yazılı" ekonominin Türkiye'yi hamile bıraktığı belirtiliyor. Uygulanan ekonomik modelin paçalarından kayıt dışılık, yolsuzluk, mafya gibi gerçeklerin aktığı ifade ediliyor. Bu yolsuzluk ekonomisinin ülkemizi çökertmekte olduğuna dikkat çekilerek kurtuluşun ancak üretim, alın teri ve göz nurunda olduğuna işaret ediliyor.

p Hocam, Türkiye, son haftalarda yolsuzluk konusuna yoğunlaştı. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, eski başbakanlardan, eski bakanlardan, eski bürokratlara varıncaya kadar herkesi çağırdı, soruşturdu. Yolsuzluk Türkiye'nin gündeminden hiç eksilmiyor. Türkiye, neden yolsuzlukların sürekli ve yoğun olarak gündeme geldiği bir ülke haline geldi?

Prof. Dr. Osman Altuğ- Türkiye, 24 Ocak 1980'de sözüm ona serbest pazar ekonomisi ile kalkınma modelini tercih etti. Sözüm ona diyorum. Çünkü serbest pazar ekonomisi iki ayaklıdır. Birinci ayak, "serbest bırak" ayağıdır. Rahatça yatırım yapsın diye müteşebbisi serbest bırakacaksın. Olmazsa olmaz ikinci ayak ise kontroldür. Türkiye, 24 Ocak 1980 sonrasında ne kadar kontrol tedbiri varsa tamamını kaldırmıştır. Bunlardan biri servet beyannamesi idi, kaldırıldı. Gider esasına göre kontrol sistemi vardı, kaldırıldı. Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu vardı, o da kaldırıldı.

p Siz, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'nun kaldırılmasına karşı mısınız?

Altuğ- Karşı olmak veya yanında olmak, Türk insanının çok sevdiği şeyler. Esas olayı konuşmak lazım. Servet beyanı müessesesi vardı. Mesela sene sonunda 100 liralık bir servet artışınız oldu ise "vergisini verdiniz mi, vermediniz mi?" diye kontrol edilirdi. Veya "bu servet artışı borçlanmadan dolayı kaynaklandı ise size borç veren kişinin size borç verecek tasarruf kabiliyeti var mı?" bakılırdı. Gider esasına göre kontrol sistemine göre, sene başında servetiniz 100 lira idi, 200 liraya çıktı, "Peki sen hiç yemedin mi, içmedin mi?" sorulurdu. Bu iki kontrol müessesesi kaldırıldı. Ama bunların yerine yeni bir kontrol sistemi getirilmedi.

Alkapon'u yakalayan sistem

Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu, "Artık dünya küçülüyor. Türkiye büyüyor. Türk insanı çağdaş bir insan olduğuna göre cebinde dolar bulundurmasının hiç bir mahsuru yok" şeklinde masumane bir gerekçe ile işlemez hale getirildi. Ama burada bir limit konulmadı. Oysa gelişmiş ülkelerde limitler vardır. ABD'de, IRS adlı sistem, 10 bin doların üzerinde bir işlem yaptığın zaman hemen "Nereden buldun?" der. Alkapon'u (Al Capone- Amerikalı ünlü gangster) yakalayan sistem de bu sistemdir. FBI, CIA, tüm güvenlik, kriminal birimleri Alkapon'u yakalamaktan aciz kalmışlardır. Ama IRS onu yakalamıştır. Vergi suçu isnadı ile 23 sene hapsine karar vermiştir.

Almanya'da 20 bin DM, Hollanda'da 25 bin Gulden limiti vardı. Türkiye'de, limitsiz bir dolar bulundurma sistemi getirildi. Cebinde bir dolar bulunan adamı masumane bir gerekçe ile serbest bırakırken cebinde 1 milyar dolar olanı da serbest bırakmış oldun. Siz, kontrolü kaldırdığınız zaman "Gelir vergisi almayacağım" demektir. Gelir vergisi almayacaksan kamu finansmanını ne ile yapacaksın? Borçlanma ile yapacaksın. O halde sizin modeliniz, "Vergi alma borç al, vergi alma oy al" modelidir.

"Hamiline"

yazılı ekonomi

Tabii devlete borç vermek isteyenler kontrolden korkarlar. Onun için de borç vericiler, "Üç tane şey isteriz" dediler. "1- Faizler yüksek olacak. 2- Bizden hesap kitap sormayacaksınız. 3- Bizden vergi de almayacaksınız." "Peki bunu nasıl yapacağız?" "Devlet iç borçlanma senetleri hamiline yazılı olacak." Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kimden borç aldığını bilmeyecek. Kime ne kadar faiz verdiğini de bilmeyecek. Böylece "hamiline" yazılı bir ekonomik yapı oluştu. "Hamiline" yazılı ekonomi, Türkiye'yi hamile bırakmıştır. Bu hamile kalma 24 Ocak 1980 sonrasında başlamıştır.

Burada anahtar büyük kupürlü paradır. 24 Ocak 1980'de Türkiye'nin en büyük kupürlü parası bin lira idi. Bugün 20 milyon lira. 1 milyarı 20 milyonluk kupürle rahat ödersiniz. Ama sizin en büyük kupürlü paranız bin lira olsa idi 1 milyarı hadi öde bakalım. Demek ki bu model nakit ödeme, "hamiline" yazılı esasına dayalı bir model olup kontrolü de reddediyor. Bu modelin adı kayıt dışı ekonomi ile kalkınma modelidir. Bu modelin adı mafya ile, yolsuzlukla kalkınma modelidir. Bu model, Türkiye'de iki tane devletin varlığını gösterir. Bir ülkede iki tane ekonomi varsa o ülkede iki tane devlet var demektir.

Yolsuzlukla

kalkınma modeli

Türkiye'de kaç kere af ilan edildi, belli değildir. Af kimin için ilan edilir? Suçlu için ilan edilir. Peki suçluyu kim affediyor? Hırsızı, hırsıza şikayet eden bir düzen. Türkiye'de en büyük suç nedir, biliyor musunuz? En büyük suç, suçsuzluktur. Çünkü hiç suç işlemediğiniz zaman hiç bir şey kazanmazsınız. Aftan da istifade etmezsiniz. Bunlar ne aflarıdır? Vergi aflarıdır. Bu vergi afları, aynı zamanda devleti gasp edenlerin, soyanların, milleti dolandıranların affıdır. Çek senet affı yaparsınız. Çekleri ödemeyenleri affedersiniz. Kimin cebinden affediyorsunuz? İmar affı yaparsınız. Hazine arazilerini talan ederler. Sanki millet talan ediyormuş gibi kıyakçılık yaparsınız. Kıyakçılığı kime yapıyorsunuz? Gecekondu ağalarına yapıyorsunuz. Türkiye'nin ekonomik modeli yolsuzluktur. Bu yolsuzluk da öyle Yolsuzluk Araştırma Komisyonları kurularak önlenmez.

p Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarından sonuç alınacağına inanmıyor musunuz?

Altuğ- Kesinlikle hayır!

p Neden?

Altuğ- Komisyonun bir yaptırım gücü yok ki.

p Yüce Divan'a gönderme yetkisi var.

Altuğ- Nerede gönderecek! Senin ekonomin kayıt dışı. Sonra sen bu adamları o kadar çok af çıkartıp affetmişsin ki affettiğin adama tekrar nasıl ceza vereceksin. O kadar çok affetmişsin ki neresinden tutacaksın? Adamı bir tek yargılayacağın yer vatana ihanet. Vatana ihanetin de koşulları var.

Türkiye'de iki devlet var

p Bu memleketin bir kaç milyar dolarını çalmış, çırpmış. Bu vatana ihanetten yargılanmayı gerektirmez mi?

Altuğ- Çalmış, çırpmış, ben onu söylemiyorum. Bu bir model olmuş. Senin modelin götürmeye dayalı bir model. Türkiye'de en kutsal hak götürme hakkıdır. Türkiye'de herkes götürücü. 1 lira götürmekle 1 trilyon götürmek arasında hiç bir fark yoktur. O zaman dün niye af çıkarttın da bugün yolsuzlarla mücadele ediyorsun? Sen affediyorsun. Sonra da "sana ceza vereceğim" diyorsun. Türkiye'nin modeli bu. Türkiye'de küçük, orta, bir de süper götürücüler var. Büyükten küçüğe birbirlerine "siz götürdünüz de biz sesimizi mi çıkarttık?" diyorlar. Dolayısıyla "Siz götüremiyorsunuz, beceriksizsiniz. Çocuklarınızın götürme hakkını teminat altına alınız. Bize oyunuzu verirseniz çocuklarınızın istikbaldeki götürme hakkı teminat altında olur" diyorlar. Ben dahil Türkiye'de götürmeyen hiç kimse yok.

p Bu nasıl oluyor?

Altuğ- Bir adamın bir trilyon götürmesi ile bin kişinin birer milyar götürmesi arasında fark yok ki. Sonuçta bir trilyon gidiyor. Mesela alıcı da satıcı da devlete karşı bir işbirliği içerisine giriyor. Alıcı fatura almıyor, KDV kadar götürüyor. Satıcı fatura vermiyor, gelir ya da kurumlar vergisi kadar götürüyor. Dolayısıyla sen de, ben de götürücüyüz. Ama biz ufak götürmüşüz. "Kardeşim sen bize bakma da büyük götürücülere bak" diyoruz.

Kişi başına milli gelir hikayesi

p Kişi başına milli gelir Türkiye'de nasıl hesaplanıyor?

Altuğ-Türkiye'de gelir dağılıyor mu ki kişi başına milli gelirden bahsediyorsun. Senin asgari ücretin yıllık bin dolar. Ondan sonra da "Milli gelirim 3 bin dolardı. Kriz oldu da 2500 dolara düştü" diyorsun. Bu, tam bir hikaye, yutturmaca. Türkiye'de nüfusun % 20'si gelirin % 80'ini alıyor. Nüfusun % 80'i de gelirin % 20'sini alıyor. Onlar, "Biz de götüreceğiz" diyor. Öbürü de "küçük hırsızlar büyük hırsızların kefili olsun" diye göz yumuyor. Bu model aynı zamanda bir kefalet mekanizmasıdır. Bu kefaleti de, küçük hırsızların oylarıyla büyük hırsızların kefaleti olmakla gerçekleştiriyorsun.

p Şubat 2000'de bir kara Çarşamba yaşandı. Bir günde 5,5 milyar dolarlık paranın dışarı çıkarıldığı söyleniyor. Bu, bu kadar basit mi?

Altuğ- Niye basit olmasın! Sen bir kere kontrolü kaldırmışsın. Senin kontrol düzenin yok. AB normlarına uygun bir kambiyo düzeni getirmemişsin. Her şey hamiline yazılı. Kimin eli kimin cebinde belli değil. n
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.