Yargıtay, uzun süren inşaatlarda, yolun kapatılmasının vatandaşların kişilik değerlerine zarar vereceğine dikkati çekerek, bu durumlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar verdi
Yargıtay, uzun süren inşaatlarda yolun kapatılmasının vatandaşların "kişilik değerlerine" zarar vereceğine dikkat çekerek, bu durumlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, inşaatı yapanların, çevrenin durumunu gözeterek, vatandaşların kullanım imkanlarını engellemeyecek şekilde önlemler almaları gerektiğine işaret etti.
Yerel Mahkeme, davacının, davalının yürüttüğü liman inşaatı çalışmalarının, kendisinin kullanmakta olduğu yolu uzun süre ulaşıma kapatması nedeniyle açtığı manevi tazminat davasını reddetti.
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bozma gerekçesinde, davalı şirket tarafından yapılmakta olan liman inşaatı sırasında, davacının evinin de bulunduğu bölgeyi ilçe merkezine bağlayan genel yolun, çeşitli inşaat malzemelerinin konulmasıyla sık sık ulaşıma kapandığının ve yolun ağır biçimde zarar görmesi nedeniyle geçişin güçleştiğinin anlaşıldığı belirtildi. İnşaatın bir yılı aşkın süre devam etmesi nedeniyle davacının yolukullanmasının mümkün olmadığı, ulaşıma elverişli başka bir yol da bulunmadığı için çok büyük güçlükler yaşadığı bildirilen gerekçede, davacının, adeta evinde hapis hayatı yaşamak zorunda kaldığı ve ruhsal sıkıntıları oluştuğunun belirlendiği kaydedildi.
Ağır kusurDavalının hiçbir özen göstermeden bir yılı aşkın süre yolun kullanımını engelleyecek derecede kayıtsız kalmış olmasının "ağır birkusur" olarak değerlendirildiği gerekçede, bu nedenlerle Borçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtildi. Yargıtay kararında, böyle bir durumda ödenmesi gereken tazminat miktarı hususunda herhangi bir bilgi verilmedi.
Yargıtay, uzun süren inşaatlarda yolun kapatılmasının vatandaşların "kişilik değerlerine" zarar vereceğine dikkat çekerek, bu durumlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, inşaatı yapanların, çevrenin durumunu gözeterek, vatandaşların kullanım imkanlarını engellemeyecek şekilde önlemler almaları gerektiğine işaret etti.
Yerel Mahkeme, davacının, davalının yürüttüğü liman inşaatı çalışmalarının, kendisinin kullanmakta olduğu yolu uzun süre ulaşıma kapatması nedeniyle açtığı manevi tazminat davasını reddetti.
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bozma gerekçesinde, davalı şirket tarafından yapılmakta olan liman inşaatı sırasında, davacının evinin de bulunduğu bölgeyi ilçe merkezine bağlayan genel yolun, çeşitli inşaat malzemelerinin konulmasıyla sık sık ulaşıma kapandığının ve yolun ağır biçimde zarar görmesi nedeniyle geçişin güçleştiğinin anlaşıldığı belirtildi. İnşaatın bir yılı aşkın süre devam etmesi nedeniyle davacının yolukullanmasının mümkün olmadığı, ulaşıma elverişli başka bir yol da bulunmadığı için çok büyük güçlükler yaşadığı bildirilen gerekçede, davacının, adeta evinde hapis hayatı yaşamak zorunda kaldığı ve ruhsal sıkıntıları oluştuğunun belirlendiği kaydedildi.
Ağır kusurDavalının hiçbir özen göstermeden bir yılı aşkın süre yolun kullanımını engelleyecek derecede kayıtsız kalmış olmasının "ağır birkusur" olarak değerlendirildiği gerekçede, bu nedenlerle Borçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtildi. Yargıtay kararında, böyle bir durumda ödenmesi gereken tazminat miktarı hususunda herhangi bir bilgi verilmedi.