Dünkü yazımızda Türk milletini zırhındaki büyük gedikten bahsetmiştik. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve günümüzde de Türkiye hep bu gedikten yara aldığını da ifade etmiştik. Bugün sürekli olarak zarar gördüğümüz bu gediğin kapanmasının nasıl mümkün olacağı üzerinde duracağım.Günümüzde ekonomik güç bir silah gibi kullanılmakta ve hedef ülkelerde konvansiyonel silahların yapamadığı tahribatı gerçekleştirmektedir.Bundan dolayıdır ki, Türk milleti hiç zaman kaybetmeden kendisine zarar verilen bu alanda yeni ve gerçekten çözüm olacak adımlar atılmasını sağlamalıdır.Atatürk hükümetinden sonra işbaşına gelen hükümetler ilk yıllarda Atatürk'ün ortaya koyduğu icraatların semeresinin üzerine oturmuştur. Atatürk'ün ölümünden dokuz yıl sonra 1947'de 100 milyon dolarla başlayan Türkiye'nin IMF'den borçlanma serüveni, bitmeyen ve sürekli büyüyen borçlarla halen devam etmektedir.Gelelim gedik nasıl kapanacak? sorusuna.Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, IMF veya başka kuruluşlardan borçlanarak Türkiye'nin borçlarının bitirilmesi mümkün değildir. 26-27 Kasım tarihinde yurtiçinden ve yurt dışından gelen yüzün üstünde bilim adamının katılımıyla İstanbul'da düzenlenen "Uluslararası milli ekonomi modeli kongresi" Türk milletinin zırhındaki gediği kapatacak bir model olduğu konusunda tam bir bilimsel uzlaşmayla tamamlandı.Türk milletinin ekonomi anlayışına yepyeni ve orijinal bir çözüm öneren "milli ekonomi model" hayata geçirilirse Türk milletinin en zayıf noktası olan ekonomi çok kısa bir süre sonra Türk milletinin ve dolayısıyla Türk devletinin en güçlü yönü olacaktır.Kongreye katılan bilim adamlarının uzlaşmasıyla hazırlanan sonuç bildirgesinde milli ekonomi modelinin Türk milletinin beklediği ve bugüne kadar çözülemeyen bütün ekonomik problemlerine çözüm getirecek tek model olduğu bütün dünyaya deklare edildi.Sonuç bildirgesinin ikinci maddesinde "Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kuramlandırılan Milli Ekonomi Modeli, ekonomilerin bugün içine düştüğü enflasyon, deflasyon, stagflasyon, aşırı borç yükü ve benzeri bütün ekonomik hastalıklara cevap bulmakta ve şu ana kadar hiç bir ekonomi modelinin çözemediği sürekli büyüme, gelir dağılımındaki adalet ve tam istihdamı sağlamaktadır" denmektedir. Bu ifadeler ABD'den Rusya'dan, Tataristan'dan, Azerbaycan'dan, Türkiye'den ve Almanya'dan onlarca bilim adamının uzlaştıkları bilimsel bir gerçektir artık. Ama maalesef bilim bile Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli ekonomi modelinin tek çözüm olduğunu söylediği halde Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tablonun asıl sorumluları bu yeni modele can simidi gibi sahip çıkmaları gerekirken duymazlıktan ve görmezlikten gelmektedirler. Bu tavırlar ister istemez Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik problemlerden bu kesimlerin büyük rantlar sağladıklarını akla getirmektedir. Yoksa neden çözüm istemesinler?Yine kongrenin sonuç bildirgesinin sekizinci maddesinde ise şu önemli tespitlerde bulunulmuştur. "Milli Ekonomi Modeli'ndeki vergi modeli ve sosyal devlet anlayışı hem sürekli büyümenin, hem de gelir dağılımındaki adaletin elde edilmesi için kaçınılmaz uygulamalardır." Sürekli büyüme ve gelir dağılımındaki adalet, ancak ve ancak milli ekonomi modeliyle sağlanabilecek olması kaçınılmaz bir bilimsel gerçek olarak herkesin özellikle de hükümetin karşısında bütün açıklığıyla durmaktadır. Kongrenin sonuç bildirgesini daha kapsamlı olarak başka bir yazımızda değerlendireceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024