İslam'ın köklü ve güçlü bir din olarak dünyaya gittikçe hakim olduğunu gören batı hıristiyan dünyası, buna engel olarak bir çok etkenleri ortaya koymaya başlamış bulunmaktadır. Bu engeller eskiden beri zaten mevcut durumdadır ama bazen bu engellere sadece inanç yollarında değil, insan yaşamının temel unsurları olarak bilinen nesneleri hedef tahtası yaparak seçmektedirler. Hatta bu saldırıları her sahaya yayma teşebbüsleri de yoğunlaşmaktadır.
Şu anda da İslam'a yapılan saldırıların tam yoğunluk kazandığı bir dönemden geçmekteyiz.
Marksist ve Leninist-Ateist
devletlerin kuruluşu
Bazen İslam'a yapılan saldırılar akıl, mantık ve bilim yoluna yapılan atıflarla husule getirilmektedir. Mesela, gerek sosyolojik, gerekse inanç ve düşünce felsefelerinde çeşitli "İzimler - Pozitivizm - Rasyonalizm - ve sonunda Marksizm - Leninizm" gibi yeni yeni akli yolları türeterek, din ve inanç yollarına adeta belirli engeller şeklinde yerleştirilmektedir.
Asırlar boyunca bu çapta engeller ve düşünce tuzaklarıyla dine karşı adeta bir savaş açılmıştı. Sonunda Marksizmi uygulayan devlet güçleri - kısacası Marksist devletler - bile kurulmuştu. Böylece Sovyetler Birliği ve demirperde ülkeleri ile dünyanın birçok yerinde bu tür idareler ortaya çıkmıştı. Ama herşeye rağmen dine karşı bu savaşlar, 75 yıllık bir ömürle sınırlı kalmıştı. Çünkü bu "Ateist" rejimler insan doğasına aykırı düşmekteydi. İnsan doğasına olan herhangi bir rejim ise uzun ömürlü olamazdı. Böylece Sovyetler'in çöküşüyle ve o rejimin sonlanmasıyla, dinin ve inancın bir numaralı düşmanı da tarihe karışmıştı.
Sovyetler'in çöküşünden sonraki hıristiyan dünyası
Sovyet Rusya'nın çöküşü ve bir nevi dünyadaki soğuk savaşın sona ermesiyle dünya bir oh çekmişti. Çünkü dünyayı hasta eden gerginlikler artık sona ermişti. Ama bu sadece büyük bir yanılgıydı. Çünkü yalnız kalan ABD güçlerinin gelişmesi ve kendilerinin dünya istismarcılığının devamını sağlamak için, yeniden bir düşman oluşturmak gerekiyordu. Çünkü onların bütün çalışma sistemlerinin işlemleri, karşıdaki düşmanlara göre ayarlanmıştı. "Düşman" yok olunca mekanizma bozulmuştu. -durma noktasına gelmişti- Acele olarak yeniden bir düşman bulmak şarttı. Böyle olması gerekmekteydi ve böyle olacaktı. Acele yeni bir düşman aranmaktaydı ve çabuk bir şekilde bulundu da. YENİ DÜŞMAN İSLAM OLACAKTI. ABD'nin ve TÜM HIRİSTİYANLARIN YENİ DÜŞMANI İSLAM OLACAKTI.
Şu anda da İslam'a yapılan saldırıların tam yoğunluk kazandığı bir dönemden geçmekteyiz.
Marksist ve Leninist-Ateist
devletlerin kuruluşu
Bazen İslam'a yapılan saldırılar akıl, mantık ve bilim yoluna yapılan atıflarla husule getirilmektedir. Mesela, gerek sosyolojik, gerekse inanç ve düşünce felsefelerinde çeşitli "İzimler - Pozitivizm - Rasyonalizm - ve sonunda Marksizm - Leninizm" gibi yeni yeni akli yolları türeterek, din ve inanç yollarına adeta belirli engeller şeklinde yerleştirilmektedir.
Asırlar boyunca bu çapta engeller ve düşünce tuzaklarıyla dine karşı adeta bir savaş açılmıştı. Sonunda Marksizmi uygulayan devlet güçleri - kısacası Marksist devletler - bile kurulmuştu. Böylece Sovyetler Birliği ve demirperde ülkeleri ile dünyanın birçok yerinde bu tür idareler ortaya çıkmıştı. Ama herşeye rağmen dine karşı bu savaşlar, 75 yıllık bir ömürle sınırlı kalmıştı. Çünkü bu "Ateist" rejimler insan doğasına aykırı düşmekteydi. İnsan doğasına olan herhangi bir rejim ise uzun ömürlü olamazdı. Böylece Sovyetler'in çöküşüyle ve o rejimin sonlanmasıyla, dinin ve inancın bir numaralı düşmanı da tarihe karışmıştı.
Sovyetler'in çöküşünden sonraki hıristiyan dünyası
Sovyet Rusya'nın çöküşü ve bir nevi dünyadaki soğuk savaşın sona ermesiyle dünya bir oh çekmişti. Çünkü dünyayı hasta eden gerginlikler artık sona ermişti. Ama bu sadece büyük bir yanılgıydı. Çünkü yalnız kalan ABD güçlerinin gelişmesi ve kendilerinin dünya istismarcılığının devamını sağlamak için, yeniden bir düşman oluşturmak gerekiyordu. Çünkü onların bütün çalışma sistemlerinin işlemleri, karşıdaki düşmanlara göre ayarlanmıştı. "Düşman" yok olunca mekanizma bozulmuştu. -durma noktasına gelmişti- Acele olarak yeniden bir düşman bulmak şarttı. Böyle olması gerekmekteydi ve böyle olacaktı. Acele yeni bir düşman aranmaktaydı ve çabuk bir şekilde bulundu da. YENİ DÜŞMAN İSLAM OLACAKTI. ABD'nin ve TÜM HIRİSTİYANLARIN YENİ DÜŞMANI İSLAM OLACAKTI.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006