Yakutiye Medresesi...Yakutiye Medresesi yanında, kişi, asaletini ve kimliğini buluyor. Tarihi eser ilmin, imanın, insanlığın, vatan nakışlarının, ululuğun bir heybeti olarak büyülüyor bizleri. Bundan sonra Aziz hocamla devam eden yolculuğum hayatımın en tesirli anlarını oluşturdu. Aziz Hoca ile 1974 yılında imam hatip lisesinde aynı sınıfta okumuş ve aynı yurtta altı sene beraber kalmıştık. Yaşları büyük olduğundan bizlere ağabeylik yapıyordu.Önce Aziziye Tabyalarına gittik. Şunu hemen söyleyeyim ki Çanakkale'yi görmeden Çanakkale'yi anlamak nasıl mümkün değilse Nene Hatunu anlamak tabyaları görmeden mümkün değildir.İşgal yıllarında Rus askerleri tabyalara kadar gelmiş. Bir Ermeni gidip nöbetçi askere adres sormuş, biraz ısınayım diyerek askerin tüfeğini bırakmasını beklemiş tam bu anda askeri arkadan vurup öldürmüş. Tabyaya gelen Rus askerlerine, işaret vermiş ve bir gece vakti asker uykuda iken Rus tabyayı basmış askerin tamamını öldürmüş. Gözü dönmüş caniler askerleri kalenin yüksek kısımlarına çıkarıp başlarını, kollarını keserek kaleden aşağıya fırlatıp eğlenmişler. Taşların şahitlik ettiği bu katliamın kan izleri taşlara işlemiş. Rus askerinin tabyayı bastığını haber alan Erzurum'un yiğit insanları, kadın erkek tabyaya, askerleri Rusların ve Ermeni canilerin elinden kurtarmaya koşmuş, tabya önlerinde yüzlerce insan şehit olmuş. Nihayet, Anadolu'nun asaletli kadını, 20 yaşlarındaki kahraman gelini, Nene Hatun ile Aziziye tabyası önünde destan yazılmıştı.İnsan, tabyaları görünce, yamaçları ve Nene Hatun'un mezarını görünce tarihin akıp giden sahifelerinin boğazımıza takıldığını ve ancak hüngür hüngür ağlayarak çıkıp yoluna devam edeceğini, vatan için ödenen bedellerin ağırlığından insanın dağları sırtlandığını hissetmesi Tabyaların taşında, toprağında, tarihi toplarında, gözükmektedir. Tabyalar, Erzurum'u çepeçevre kuşatmış kaleler? Tabyalar, her an şehitlerin gözü önünde seyrettiği sürmeli kaşlar?Ve tabyaların en anlamlı resmi. Nene Hatun'un elinde silahını göklere kaldırdığı zafer anıtı.Bu Nene Hatun mu?Yoksa o tüfeği tutan ben miyimBronz heykel Nene Hatun mu? Yoksa heykelleşen ben mi?Allah Resulü'nün Sahabeleri Erzurum'da...Allah Resulü'nün davet elçileri Yemen, Şam, Bağdat, Bizans taraflarına İslam'a davet mektupları götürürken, insanları İslam'a davet ederken, gaza yollarında, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde şerefli misafir olarak kalmışlardı. Bunlardan vefat edenlerin kabirleri Allah Resulü'nün birer emaneti, başımız gözümüz kadar kıymetlidir. Erzurum'da Abdurrahman-i Gazi de bunlardan biridir. Erzurum'a hakim bir tepede Erzurum'un gözbebeği kadar güzel bir mekanda bulunuyor. Bir kumandan, kutlu misafir, erenlerim bağrından, gönüller sultanı şanlı sahabi, koruyucu şefkatli ana gibi tebessüm ederek Erzurumlunun vefa kundağında yatmaktadır.Dutçu köyü...Erzurum'a yakın bu köyde en dikkatimizi çeken, burada yetişen veliler, Allah Dostları, âlim ve hocaların çokluğu?Yunus Emre ve Taptuk Emre, Hacı Haşıl Hazretleri, Abdülgafür Efendi gibi gönül erbabı büyüklerin kabirlerinin bulunduğu köy.Bu köyün tarihine baktığımızda Ermenilerin, insanları köyün meydanına toplayıp diri diri yaktıklarını öğreniyoruz. Bu konuda Aziz Hoca'nın Yeni Mesaj gazetesindeki makalesi çok önemli bir tarihi hadisenin ser levhasıdır. Katliamın yapıldığı yeri bana gösteren küçük Abdulmecit'e teşekkür ederim. Kümbet köyünde Hacı Ahmet Baba türbesi...Bir ağaya hizmet eden garip zat. Ağa hacca gitmiş. Kabe'de oturmuş yemek yerken aklına köy helvası gelmiş. Ahmet baba hemen bir tepsi helva yaptırmış. Kabe'de bulunan ağasının önüne koymuş. Sadece elleri gözükmüş ama ağa tanımış. Ağa hacdan dönünce elini öpmek isteyenlere "gidin Ahmet'in elini öpün'' demiş. Gelip bakmışlar ki Ahmet Vefat etmiş.Pir Ali baba...Yüksek bir tepede yatmaktadır. Erzurum'da 1001 hatim geleneğini başlatan zat. Bu yüksek tepe onun muazzam hatim sevgisini, böylesine bir hayırlı işin sahipliğini, sevgisini, samimiyetinin simgesidir.Erzurum baştanbaşa, sahabelerin, ermişlerin, alimlerin, şehitlerin köşe köşe maneviyat bayraklarının dikildiği tarihi izleri çok derin olan şehir.Cumhuriyet caddesi üstünde Selçuklu yapımı bir camiye gittim. O taş yapımı camiyi gördüğümde göz yaşlarıma hakim olamadım. Ey benim şanlı ecdadım. Sen şu kadar yıl önce bu iman coşkusunu, İslam'a hizmeti, davet şuurunu, maneviyata sahipliği, böyle bir mühürle; ta bu günlere, şahadet parmakları gibi bıraktın ha? Allah sizden razı olsun?.Erzurum'da insanı tesir altında bırakan eserlerin başında Selçuklu yapımı eserler gelmektedir..
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011