30 bin kişi daha hacca gidecek
19.01.2004 00:00:00
Suudi Arabistan, Türkiye'ye 30 bin kişilik ek hac kontenjanı tanıdı. Böylece bu yıl Diyanet görevlileriyle birlikte Türkiye'den 100 bin kişi hacca gidecek. Diyanet İşleri Başkanlığı Hac Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, bu yıl hacca, görevlilerle birlikte 100 bin kişi gidecek.
50 bin yerine 30
bin kontenjan
Her yıl 70 bin kişiyi hacca götüren Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl yoğun talep dolayısıyla Suudi Arabistan'dan 50 bin kişilik ek kontenjan talebinde bulundu. Suudi Arabistan da Türkiye'ye 30 bin kişilik ek kontenjan tanıdı. Türkiye'ye tanınan nihai kontenjanın ek kontenjan ve görevli dahil toplam 100 bin olduğu ve bunu aşmanın mümkün olmadığı bildirilen açıklamada, "Suudi Arabistan Hac Bakanlığı tarafından ülkemize tanınan 30 bin kişilik ek kontenjan hiç de küçümsenmeyecek bir sayıdır. Zira ülkemize tanınan bu ek kontenjan İslam ülkeleri arasında nüfusu en fazla olan Endonezya'ya tanınmamış, Endonezya hükümeti ülkemize tanınan bu kontenjandan ötürü Suud Hac Bakanlığı'nı protesto etmiştir" denildi.
Mağdurların
sorumlusu kim?
Açıklamada, hacca gitmek üzere müracaat edenlerin sayısının geçmiş yıllardan çok daha fazla olduğu ifade edilerek, şöyle denildi:
"Suud Hac Bakanlığı geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da ek kontenjan talebimize olumlu cevap vermiş, ancak verilen ilave kontenjan yedekte bekleyenler sayısınca olmamıştır. Ancak bazı acentaların geçmiş yıllarda verilen ilave kontenjanla ülkemizden hacca gitmek isteyip de gidemeyen olmadığı varsayımına dayanarak ve daha fazla para kazanma hesabı ile bu yıl da yedekte bekleyen veya ön kayıt yaptırmadıkları halde hacca gitmek isteyen herkesin kaydını yaptıkları, hatta ücretini, pasaport ve diğer evrakını teslim aldıkları, hac malzemelerini bile dağıttıkları bilgileri başkanlığımıza ulaşmıştır." Türkiye'ye verilen 100 bin kontenjan dışında ilave bir kontenjan tanınmayacağı için, acentaların hacca götürme vaadiyle ümitlendirdikleri hacı adaylarının mağdur duruma düşebilecekleri vurgulanarak, "Kamuoyu, bu konuda çeşitli vesilelerle her fırsatta Başkanlığımızca aydınlatılmış olmasına rağmen, hac mağduru durumuna düşen vatandaşlarımızca bu son durumun sorumlusu olarak Başkanlığımızın gösterilmesi doğru değildir" denildi.
50 bin yerine 30
bin kontenjan
Her yıl 70 bin kişiyi hacca götüren Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl yoğun talep dolayısıyla Suudi Arabistan'dan 50 bin kişilik ek kontenjan talebinde bulundu. Suudi Arabistan da Türkiye'ye 30 bin kişilik ek kontenjan tanıdı. Türkiye'ye tanınan nihai kontenjanın ek kontenjan ve görevli dahil toplam 100 bin olduğu ve bunu aşmanın mümkün olmadığı bildirilen açıklamada, "Suudi Arabistan Hac Bakanlığı tarafından ülkemize tanınan 30 bin kişilik ek kontenjan hiç de küçümsenmeyecek bir sayıdır. Zira ülkemize tanınan bu ek kontenjan İslam ülkeleri arasında nüfusu en fazla olan Endonezya'ya tanınmamış, Endonezya hükümeti ülkemize tanınan bu kontenjandan ötürü Suud Hac Bakanlığı'nı protesto etmiştir" denildi.
Mağdurların
sorumlusu kim?
Açıklamada, hacca gitmek üzere müracaat edenlerin sayısının geçmiş yıllardan çok daha fazla olduğu ifade edilerek, şöyle denildi:
"Suud Hac Bakanlığı geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da ek kontenjan talebimize olumlu cevap vermiş, ancak verilen ilave kontenjan yedekte bekleyenler sayısınca olmamıştır. Ancak bazı acentaların geçmiş yıllarda verilen ilave kontenjanla ülkemizden hacca gitmek isteyip de gidemeyen olmadığı varsayımına dayanarak ve daha fazla para kazanma hesabı ile bu yıl da yedekte bekleyen veya ön kayıt yaptırmadıkları halde hacca gitmek isteyen herkesin kaydını yaptıkları, hatta ücretini, pasaport ve diğer evrakını teslim aldıkları, hac malzemelerini bile dağıttıkları bilgileri başkanlığımıza ulaşmıştır." Türkiye'ye verilen 100 bin kontenjan dışında ilave bir kontenjan tanınmayacağı için, acentaların hacca götürme vaadiyle ümitlendirdikleri hacı adaylarının mağdur duruma düşebilecekleri vurgulanarak, "Kamuoyu, bu konuda çeşitli vesilelerle her fırsatta Başkanlığımızca aydınlatılmış olmasına rağmen, hac mağduru durumuna düşen vatandaşlarımızca bu son durumun sorumlusu olarak Başkanlığımızın gösterilmesi doğru değildir" denildi.
