Türkiye ile ABD arasında "yayılmanın önlenmesi için işbirliği yapmaya yönelik çerçeve anlaşması", ABD'nin Türkiye'den istemlerinin belgeye bağlanması anlamına geliyor. Prof. Hüseyin Pazarcı, her türlü yeni isteme açık anlaşmayı "İplerin ABD'nin eline verilmesi" olarak değerlendirdi ABD ile Türkiye arasında imzalanan işbirliği anlaşmasıyla ABD, Türkiye'de ucu açık bir denetim mekanizmasına ve hareket sahasına kavuşuyor. İşbirliğini belgeye bağlayan anlaşmaya göre, gerektiğinde yeni uygulama anlaşmaları da yapılabilecek. Dışişleri Bakanlığı, "ABD bu tür anlaşmaları pek çok ülke ile yapıyor'' savunmasını getirirken devletler hukuku uzmanı Prof. Hüseyin Pazarcı , anlaşmanın her türlü yeni isteme açık olduğu, Dışişleri'nin de uygulamada devre dışı kalabileceği görüşünde. Türkiye adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ali Tuygan , ABD adına da Büyükelçi Eric Edelman arasında, 14 Haziran 2005 tarihinde imzalanan, önceki hafta TBMM Dışişleri Komisyonu'ndan geçen anlaşmanın tam adı şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşma. Anlaşmanın birinci sayfasında temel hedef olarak şunlar vurgulanıyor: * Kitle imha silahları (KİS) ve füze fırlatma sistemleri ile bunlarla bağlantılı çift kullanımlı malzemeler ve teknolojinin yayılmasının önlenmesi. * Bu tür silahların yapımında kullanılan malzemelerin daha kaynağında saptanıp silahın yapılacağı ülkeye gönderilmesinin engellenmesi. * Çift kullanımlı (hem silah yapımında hem sivil üretimde kullanılan) malzemelerin kontrol edilmesi. Bu tür malzemeleri taşıyanların endişe uyandırması halinde denetimi. * İki ülke arasında işbirliği için gerekli olan her türlü malzeme, hizmet, veritabanı, bilgisayar yazılımı, araç-gereç ve teknolojinin ABD tarafından Türkiye'ye verilmesi. Anlaşma iki ülkenin bu temel hedef doğrultusunda işbirliğini öngörüyor. İşbirliğinin sürdürülmesinde yeni hedefler ve gerekler ortaya çıktığında uygulama anlaşmasının yapılmasını da hükme bağlıyor. Bu durumu düzenleyen "İşbirliğinin Kapsamı'' bölümünün c maddesi aynen şöyle: "Taraflar veya tarafların bakanlıkları ya da kurumları, kendi eşgüdüm makamlarıyla irtibat halinde, bu anlaşmanın amaçlarının yerine getirilmesine yönelik uygulama anlaşmaları veya düzenlemeler yapabilirler. Bu tür uygulama anlaşmaları veya düzenlemeler çerçevesinde sağlanan herhangi bir yardıma ve bağlantılı bütün faaliyetler ile personele, bu anlaşmanın hükümleri uygulanır.'' Çerçevesi çok geniş tutulan bu anlaşmanın uygulanmasında ve yorumlanmasında herhangi bir uyuşmazlık çıkarsa tarafların birbirine danışması yoluyla çözüm bulunacak. Anlaşmanın süresi de, içeriği gibi, gerektiğinde uzatmaya açık. Buna ilişkin bölüm aynen şöyle: "Anlaşma 3 yıl yürürlükte kalacak ve bu sürecin hitamında, taraflardan biri diğerine anlaşmanın sona erdirilmesi için 6 ay önceden yazılı bildirimde bulunmadıkça bir yıllık sürelerle otomatik olarak uzatılacaktır.'' Dışişleri: Benzer anlaşmalar var Dışişleri Bakanlığı Sözcüğü Namık Tan , Cumhuriyet' in anlaşmaya ilişkin sorusuna "yazılı'' yanıt vermek istediklerini söyledi. Dışişleri'nin bu konudaki yazılı yanıtı şöyle: "Kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine yönelik uluslararası düzenlemelerin tümüne taraf olan ülkemizin gümrüklerde uygulamakta olduğu denetimin daha etkin bir hale getirilmesi için gerekli teknolojik desteğin sağlanabilmesi amacıyla ABD ile Türkiye arasında Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşma imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma ile ABD tarafınca, ihracat kontrolü alanında lisans ve uygulayıcı kurumlarımıza, kitle imha silahları üretiminde kullanılabilecek hassas teknoloji ihtiva eden çift kullanımlı malzemelerin tespit edilebilmesine imkân verecek uzmanlık ve teknik donanımın verilmesi öngörülmektedir. Sistemin işletilmesi ve denetimi ulusal makamlarımızda gerçekleştirilecek olup ABD'nin bu alandaki katkısı, sistemin kurulmasına yönelik bedelsiz teknik yardım ve cihazlara ilişkin eğitimi sağlamakla sınırlı kalmaktadır. ABD ile aynı kapsamda anlaşma imzalayan çok sayıda ülke bulunmaktadır.'' Dışişleri'nin açıklamasında anlaşmanın adındaki farklılık dikkat çekici. Orijinal metinde sadece "yayılmanın önlenmesi'' denerek yoruma açık bir genişlik var. Dışişleri ise anlaşma başlığında KİS'lerin yayılmasını önlemeye gönderme yapıyor. Anlaşmanın adı 14 Aralık 2005'te Dışişleri'nin yaptığı açıklamadaki gibi değiştirildi. Ancak bu değişikliğin ABD'nin onaylamasından sonra yürürlüğe gireceği vurgulandı. 17 Şubat'ta da ABD, değişikliği onayladı. Bu durum da anlaşmanın kapsamıyla ilgili tartışmayı güçlendiriyor. Dışişleri sadece araç-gereç ve teknoloji alımından söz ederken anlaşma metninde personelden söz ediyor. Yine açıklamada denetimin Türkiye'de olduğu vurgulanıyor, ama anlaşma "eşgüdüm'' den söz ediyor! Prof. Pazarcı: Riskli Devletler hukuku alanında kitapları bulunan, uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Hüseyin Pazarcı, anlaşmanın tam metnini inceledi ve satırbaşlarıyla şu değerlendirmeleri yaptı: * Bu anlaşmanın ucu bir hayli açık. Takdir yetkisi daha çok ABD'nin elinde. * Bir ülkeye kendi ülkenizde herhangi bir konuyu, olayı izleme yetkisi verdiniz mi, bu durum beraberinde pek çok riski de getirir. * İşbirliğinin kapsamını çizen bölümün c maddesinde yeni uygulama anlaşmalarının ve düzenlemelerin yapılabileceği vurgulanıyor. Uygulama anlaşmaları bu tür anlaşmaların en kritik noktalarından biridir. Güçlü olan içine çok geniş, kapsamlı istemler koyabilir. * İki ülke arasındaki eşgüdüm mekanizmalarının değişebileceği belirtiliyor. Bu, Dışişleri Bakanlığı'nın devre dışı kalabileceği anlamına geliyor. Egemen devlet başka bir devletle ilişkisini mutlaka Dışişleri makamından geçirir. * Yorumda ve uygulamada anlaşmazlık çıkarsa bunun karşılıklı görüşme ile çözümünde kazanan çoğunlukla güçlü devlet tarafıdır. * ABD, örneğin ben malzemelerimi bir gemiyle getirdim, orada her şey yerleşik. Gemi sizin limanda ya da göstereceğiniz yerde dursun, denetimi bununla yapayım, diyebilir! * KİS'lerin yayılmasını önleyen 3 anlaşma var. Türkiye tümüne taraf. Bu anlaşmalar gereği yükümlülüğümüzü yerini getiriyoruz. ABD ile ayrı bir işbirliği yapmanın gereği sorgulanmaya muhtaç. * Anlaşma eli verip kolu kaptırmayla sonuçlanacak, suiistimale açık, riskli hükümler içeriyor.Cumhuriyet