Türkiye'nin, ABD'li yetkililerin mekik diplomasisi ve efeli çıkışlarına denk düşen bir vakitte Kuzey Irak operasyonundan sürpriz biçimde geri çekilmesi, "şuyû'u vuku'undan beter bir vaziyet" olmuştur.Konu, kamu vicdanında, "ABD gir dedi girdik; çık dedi, çıktık.." şeklinde algılanmıştır.Türk askerinin siyasetin, yani AKP'nin emrinde olduğu herkesin malumudur? Dolayısıyla AKP hükümetinin, ABD ve AB karşısında milli duruştan mahrum bugüne kadarki omurgasız politikaları, vaziyetin böyle algılanmasına zemin hazırlamıştır.Türk askerinin geri dönüş vaziyetinden Türk milleti rahatsızlık duymuştur? Milletimiz, askerimizin başına AKP'ni stratejik ortağı ABD tarafından çuval geçirildiğini bizzat gözlemlemiştir.Milletimiz, Amerikan işgaline destek amaçlı tezkere pazarlıklarının 8-10 milayr dolarlardan 1 milyar dolarlara, oradan da sıfıra sıfır elde var sıfır düzeyine indirgenmiş at pazarlıklarına dönüştürüldüğünü görmüş, yaşamıştır.Milletimizin kulakları, Türkiye'nin en güçlü ihraç malı askeridir diyen Soros'ları duymuştur, Soros fonlarıyla semiren sivil toplum kuruluşlarının kıskacı altındadır.Milletimiz, onurlu, medeniyet ve asaletimize yaraşır bir bölgesel ve global dış politika duruşu özlemi içindedir.Ayrıca milletimiz, PKK teröristlerinin ve yandaşlarının, Avrupa başkentlerine, büyük şehirlerimize ve hatta Ankara'ya kapak attıkları gün gibi ortada iken, bu kar-kış kıyamette askerimizin dağlarda ne işi var diye de operasyonu içten içe sorgulamıştır, sorgulamaktadır. Henüz, siyasi etkili ve yetkililerden kamu vicdanını rahatlatacak bir açıklama gelmemiştir.Bütün bunları üst üste koyunca, milletimizin, askerinin sürpriz biçimde geri dönüş vaziyetinden rahatsızlık duymasını doğal karşılamak gerekmektedir. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Paşa ise, "şuyu'u vuku'undan beter vaziyet"ten duyduğu üzüntüyü, "ABD gir dedi girdik, çık dedi çıktık? Böyle şey olur mu?! Bunu kanıtlasınlar; bu üniformayı çıkarırım" cümlesiyle ifade etti. Büyükanıt Paşa geçen Mayıs ayının 31'indeki Güvenlik Sempozyumunda "Açıkça ifade edeyim ki, müttefik olduğumuz ülkeler arasında PKK terörüne dolaylı ve doğrudan destek veren ülkeler de vardır ve bundan büyük üzüntü duymaktayız" demişti. Büyükanıt Paşa, kendinden çok şeyler bekleyen ve evlatlarını canları pahasına kendilerine emanet eden milletin yüreğine "üniforma resti"yle su serpmiştir.Ancak siyasetin, ABD ile adeta teslimiyete varan stratejik ortaklığı, AB ve IMF'ye olan bağımlılığı, yüreklerdeki endişelerin dağılmasına engel olmaktadır? Dolayısıyla bu bağlamda milletimiz, "neticede asker de hükümete bağlıdır, emir kuludur" cümlesinde düğümlenip kalmaktadır.Bölgemiz ve tarihi coğrafyamız üzerindeki küresel hesapları ve BOP ihtirasını göz önüne alarak, Türkiye'yi ve Türk milletini, düğümden veya ecnebiye kuyruk olmaktan kurtarmak gerekmektedir. Bölgemiz üzerinde iştah kabartanların yüce milletimize, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeyi kabul etmek mümkün değildir.Bu badireleri aşmanın yolu ise; bölgemiz ile alakası olanların da olmayanların da, Atlantik ötesindekilerin de berisindekilerin de, yani herkesin nasıl bir ulusal programı, küresel planı, uzun perspektifli devlet politikaları varsa, Türkiye'nin de milli, bağımsız ve dünya gerçeklerini göz ardı etmeyen reel devlet politikalarını, ekonomi programlarını ve bölgesel planlarını oluşturmaktır. Kendi şartlarımıza, yeraltı, yerüstü ve insan kaynaklarımıza uygun ve onlara dayalı milli ekonomi politikaları oluşturmak ve uygulamaktır. Vatanımızda, tarihi coğrafyamızda ve medeniyetimizde gözü olmayanlarla iş birlikleri geliştirmektir. BTP, bütün bunların milli somut projelerini ortaya koymuştur? BTP dışında da bu bağlamda projesi ve programı olan maalesef yoktur.Kendimize ait milli politika ve yerli programa dönmezsek, hep başkalarının oyun tahtasında, ecnebilerin oluşturduğu gündemlerin arkasını kovalamakla vakit doldururuz. Devlet ile millet, sivil ile asker, tek yürek olarak kalkınmaya ve medeniyetimize yaraşır bir bölgesel ve küresel güç merkezi olmaya odaklanacak yerde; başkalarının planları ekseninde dönen işler olup bittikten sonra birbirimize izahat vermekle, rest ve karşı restlerle gün geçiririz. Şuyû'u vuku'undan beter vaziyetlerle uğraşıp dururuz? Böylece olan yine millete olur, olan yine devlet olur. Böylece sıfıra sıfır; elde var borç, elde var ecnebiden borç dilenme, elde var açlık, elde var işsizlik, elde var sosyal çözülme, elde var batma? Hep beraber bu bahtsızlığı kırmak mecburiyetindeyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019