Adressiz açık mektup

Cengiz POYRAZ, Mehmet KILINÇ, Ferhat AKTAŞ adlı şanlı şehitlerimize; Ezan dinmesin, Bayrak inmesin, Vatan bölünmesin diye canlarını Vatan toprağına, kanlarını Al-Bayrağın rengine katan Yiğitlerimize Allah'tan rahmet dileyerek; "Anneler Günü"nde Oğluna ağlayan Annelerine sabır ve baş-sağlığı dileyerek, VATAN SAĞ OLSUN... 
Son sözümü en başta söyleyerek başlayacağım bugün...
Kim, kimden korkarsa korksun; kim, ne yaparsa yapsın, söz veriyoruz hatta yemin ediyoruz ki yeri geldiğinde, biz ölürüz hepinizin yerine!
Bugün bir erbâb-ı kaleme, bir meslektaşıma siteme tenezzül edeceğim!
Sevgili İsmail KÜÇÜKKAYA!
Biz de Türkiye'de yaşamıyor muyuz?
Biz de vergi mükellefi değil miyiz?
Biz de seçmen değil miyiz?
Biz de, zorla dayatılan "Yeni Türkiye"de, huzurlu Türkiye'yi özleyen, "Öz yurdunda parya"laşanlardan değil miyiz?
Biz de; müritsek mürşîdimizi, partiliysek önderimizi, fikir mensubu isek rehberimizi anlatmak, tanıtmak hakkına sahip değil miyiz?
Bütün gayr-ı meşrû demokratçılara yasal olan haklar, sadece bize mi yasak?
Hiç bir siyasi sorumluluğu olmayan Sayın Cumhurbaşkanı'nın eşleri Hanımefendi'nin; "90 yıllık enkazı kaldırdık!" şeklindeki tahripkâr, kırıcı, yaralayıcı sözlü taarruzuna, mukabele etmek hakkımız yok mu?
Altını çizerek, büyük puntolar ve kalın hatlarla yazacağım; "Siyâsetin gayr-ı meşrûsu, meşrû Cumhurbaşkanı" ve avanesine, Ak-trollere kafa tutmayı kendine millî görev edinmiş bizim de sesimizi duyurmak hakkımız yok mu?
Toksa doğrulardan sende mi korkuyorsun İsmail KÜÇÜKKAYA? Korku, insâni bir duygudur ve korkanı ayıplamayız, haberin olsun!
Şahsen, bizi okumadığını, bizi takip etmediğini bildiğim halde, -sana rağmen- seni izliyor, okuyorum biliyor musun?
3.000 tirajlı, bir partinin Basın Bülteni görevi yapan gazete adlı yayın organının manşetlerini her sabah okuyor, duyulmasına yardım ediyorsun ama en düşük tirajı 55.000 olan Yeni Mesaj Gazetesi'ni okumuyor, duyurmuyorsun, neden?
Gerçek Vatanperverler olup, Vatan Severlikten geçinmediğimiz için mi?
Gerçek Atatürk severler olup, O'na, "Muhteşem Türk" sıfatını verdiğimiz ve Atatürkçülükten geçinen ipotekli akıllardan, kiralık vicdanlardan olmadığımız için mi?
"..cı, ..ci, ..cu, ..cü" lükten kurtulmuş, aklımıza hürriyetini kazandırarak, vicdanımıza mesai yaptıran az sayıdaki Vatan-Devlet-Millet fedaileri'nden olduğumuz için mi?
Komünistlerin, faşistlerin, ümmetçilikten geçinen mürâilerin, şövenist ırkçı PKK'lıların pervasızca arz-ı endâm edebildikleri ülkemde; "Ne mutlu Türk'üm diyene" dediğimiz; "Ne ABD, ne AB; Tam Bağımsız Türkiye" diye haykırdığımız için mi?
Türkçe konuşup, Türkçe yazdığımız için, yabancı dili Türkçe olanlar, bizi okuyamıyor anlayamıyorlar biliyorum, ya Sen?
Yeni Mesaj Gazetesi pahalı da değil biliyor musun?
En az para kazanabilenler hatta baba harçlığı ile yaşayanlar da alabilsinler diye, sadece 25 Kuruş...
Buradan, "MEYDAN"ımdan, söz vererek meydan okuyorum ki; siz her gün bir Yeni Mesaj Gazetesi aldırın, ben; iki-üç, hatta dört gazete ücreti ödeyeyim!
İz bırakmış muharrirlerden, İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy; "Rızkını kalemiyle kazananların, kazançları, kendilerinden başka herkese yeter" demişti biliyor musun?
Kalemimle kazandığım helal kazancımın, ayda 30 TL'sını da, sizin okuyacağınız Yeni Mesaj Gazetesine çok rahatlıkla ve gönül ferahlığıyla ayırabilirim!
İsmail KÜÇÜKKAYA Kardeşim!
En milliyetçiden çok daha MİLLETÇİ'yiz!
En Atatürkçü'den çok daha Muhteşem Türk'ü tanıyan ve tanıtanlardanız!
"Öğretmenler! Cumhuriyeti, biz kurduk, yaşatacak olan sizsiniz!" buyruğunu vasiyet kabul edenlerdeniz! Çünkü çoğumuz Öğretmeniz biliyor musun?
En Vatansever'den daha çok Vatan Perveriz!
Bizi duyarsın veya duymazsın; bizi duyurur veya duyurmazsın, elbette sen bilirsin ama başta söylediğim son sözümle seslenişimi bitireyim:
Kim, kimden korkarsa korksun; kim, ne yaparsa yapsın, söz veriyorum hatta yemin ediyorum ki yeri geldiğinde, biz ölürüz hepinizin yerine!
Çünkü biliyoruz ki; Baş, nereye dilerse ayaklar oraya gider!
Çünkü biliyoruz ki, Cemal Safi Usta'nın dedikleri gibi; "Haklı kavgalarda ve savaşlarda önce Şâirler ölür."
Ve yine biliyoruz ki, çünkü haklı bir ölür, bin dirilir!
Ve İsmail KÜÇÜKKAYA Kardeşim! Herkes, kendisine yakışanı yapar!
Bütün sâfiyetim ve samîmiyetimle seni "MEYDAN"ıma konuk etmem de bunun göstergesi ve ispatıdır..
(Fedai mektubudur-Görülmüştür- Gönül Mührü ve Kalb İmzası ile tasdiklidir.)
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...