Ak-saray'a açık mektup

Sayın Cumhurbaşkanı!Size yıllardır gıyabınızda hitab ettiğim gibi; "Uzun Adam" veya "RTE" de diyebilirdim ama talebeliğimde öğrendiğim "İlm-i Edeb" ve "İlm-i cedel" buna mani oldu! "Cumhurbaşkanı'm" değil, "Cumhurbaşkanı" diyerek, vicdânî reddimi de kullandım ama! Bu tavrım, Sizin, mer'i yasalara göre meşrû Cumhurbaşkanı olduğunuzu, kabul ettiğimi gösterir!Mer'i yasalara göre toplam seçmenin, % 29'u ama kullanılan oyların % 52'si ile Cumhurbaşkanı'sınız! İsteyen-istemeyen, seven-sevmeyen, oy veren-vermeyen herkesin Cumhurbaşkanı olmanız gerekirken ve bu konuda yemin etmiş olmanıza rağmen; AKP Genelbaşkanlığı ve AKP Hükümeti Başbakanlığına devamı tercih ediyorsunuz!Aslında olmaz, olamaz, olmamalı ama; "Ben yaptım oldu!" İleri Demokrat uygulamanızla yapıyorsunuz ve oluyor ma'lesef!Sayın Cumhurbaşkanı!"Dokunmak bile ibadetten sayılır" diyen taraftarlarınızın tavrından hareketle,Sayın Kutsiyetpenâhları!Benim istemememe rağmen Sizin -Köşk'te değil- AK-Saray'da oturmanız gibi; Sizin istememenize rağmen Anadolu'da, T.C. Devleti sınırları içinde aynı havayı teneffüs ediyoruz maalesef! Çarıklı erkân-ı harbin yani avamın; "Baş, başa bağlı; baş da başa bağlı!" öğretisini kendinize uyarlayıp uyguladığınız için, sistem diye dayattığınız "Sistemsizlik" gereği Size arz etmem gereken konular var!Sayın Kutsiyetpenâhları!Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nin resmî raporunda; "Günümüzde organize suç örgütünü bir araya getiren temel faktör liderdir. ... Yıllarca cezaevinde kalan suç örgütü liderlerinin, tutuklu ya da hükümlü olarak bulundukları cezaevlerinde örgütlerini yönetebildikleri, eylemlerle ilgili emir verdikleri ve hatta kamu görevlilerini tehdit edebildikleri görülmüştür. Cezaevinden çıkan örgüt liderlerinin aynı yapıları süratle kurabildikleri, aynı yöntemlerle faaliyetlerine devam ettikleri yapılan tespitler arasındadır. Küreselleşmenin de sağlamış olduğu fırsatları çok iyi kullanan organize suç örgütleri değişik teknik, taktik ve metotlar kullanmaya, teknolojik gelişmelere bağlı olarak yeni faaliyet alanları bulmaya ve birbirleri ile iletişim kurmaya başlamıştır" denildiği, basına aksetti! Raporun gerçekliği, İstanbul'un en gözde semtlerinden birinde sokak ortasında uygulanan mafyatik infazla ortada!Yani sizin vazgeçemediğiniz "İstikrar" sayesinde, "asâyiş" bitti maalesef!Başdanışmanınız Yalçın AKDOĞAN'ın, Cizre'deki olaylardan bahsederken söylediği; "Bu olaylar, Cizre'den kandil'e nanik demektir! Sizi takmıyoruz demektir!" sözleri, Kandil'de konuşlandırılmış Haçlı Taşeron Örgütü'ne hükmiyet kazandırıldı!Yani, vazgeçemediğiniz "istikrâr" sayesinde, Devlet Erki bitiriliyor maalesef!Yıldırım hızıyla yaptırarak dünyada itibarımızı artırdığına inandığınız AK-Saray'dan da fotoğraf böyle görünmüyor mu?Kandil ile İmralı'nın insafına terk edilmiş ve girdiğiniz bütün seçimlerde size destek veren T.C. Vatandaşlarına, bu zûlüm revâ mıdır?Sayın Kutsiyetpenâhları!Özel Danışmanınız Binali YILDIRIM'ın, Başbakan hakkında söylediği; "Yeni Türkiye'nin yeni yol güzergâhında nöbet değişiminde Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nu iş başına getirdik, görev verdik" sözleri, Sizin onayınızla mı söylenmiştir?Yıldırım'ın "5 Ocak" diye açıkladığı ama Sizin "19 Ocak" olarak düzelttiğiniz Bakanlar Kurulu'na Başkanlık edeceğiniz duyurusu ile Ahmet DAVUTOĞLU'na verdiğiniz görev, bitmiş midir?Aklımızı bu kadar karıştırmaya hakkınız var mı? Yoksa aklımızı karıştırarak yapmak istediğiniz başka işler mi var?Sayın Kutsiyetpenâhları!Gerçi Siz hiç; "Türk'üm" demediniz ama Türk Milletinin binlerce yıllık tecrübe ve hafıza imbiğinden süzerek söylediği bazı atasözlerini hatırlatacağım:Meselâ; "Osmanlı'yı at, Türk'ü ise inat yıkar!" sözü, Size bir şey söylemiyor mu?Veya; "Arsız güçlü olunca, haklısı suçlu olur!" sözü de mi size bir şey söylemiyor?Yolsuzluk ve rüşvet söylentileri ayyûka çıkan Dört Bakan'ın Yüce Divan'a gönderilmesini, engellediğiniz ve bu yüzden atadığınız Başbakan'la ters düştüğünüz söylentileri de sadece şehir efsânesi midir?Kutsiyetpenâhları Sayın Cumhurbaşkanı!Yönetimi elinize aldığınız günden beri bendenizi çok üzdünüz! Hâlâ üzmeğe devâm ediyorsunuz! Duyarlı bir Türk olarak, bu açık mektubumla ben de Sizi üzmek hakkımı bilerek kullanıyorum!Umarım beni de Konya'daki 16 yaşındaki Çocuk kadar tehlîkeli görür ve gereği talimatını verirsiniz!Kendinizin seçtiğiniz "İtibarlı Yalnızlık" Makamından, şahsî gayret ve hırsınızla çıktığınız piramitin zirvesinden yuvarlanacağınız günü, sabırsızlıkla bekleyen biri olarak Cumhurbaşkanlığı Makamı 'na saygılarımı arz ederim Efendim.."ZULM İLE ÂBÂD OLANIN, AHÎRİ BERBÂD OLUR!" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...