İslam dünyası ve İslami hareketlerin gelişimine ilişkin eserleriyle tanınan Olivier Roy, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye ile ilişkileri düzeltmeye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Dünya Ekonomik Forumu toplantıları için geldiği Davos'ta Anadolu Ajansı'na verdiği mülakatta Dr. Olivier Roy, Washington'un Türkiye'de AKP hükümetine güvendiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretini ilişkilerin düzeltilmesi için bir fırsat olarak gördüğünü söyledi.
Olivier Roy, Türkiye'de AKP hükümetini "İslam'ın demokratikleşmesi'' olarak değerlendirdiğini ve AKP'nin artık Avrupa'da Hıristiyan Demokratlarla aynı noktada olduğunu kaydetti.
Fransız uzman, Başbakan Erdoğan'ın 20 yıl önce İslamcı ideolojiye bağlı olmasına karşın artık değiştiğini, bu konuda laik kesimlerin duydukları kuşkuya katılmadığını belirtti.
Fransa dışişleri bakanlığına 1984 yılından bu yana danışmanlık da yapan ve merkezi Paris'te bulunan Fransa Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü'nde toplumsal konularla ilgili araştırmalardan sorumlu olan Dr. Olivier Roy'un Türkiye'de en son yayınlanan "İslam'ın Küreselleşmesi'' adlı eseri dışında, "Siyasi İslam'ın başarısızlığı'', "Afganistan'da İslam ve Direniş'' gibi kitapları bulunuyor.
Dr. Roy'a yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:
Soru: ABD'nin şu anda İslam dünyasına ilişkin politikası nedir ve Türkiye bu çerçevede nereye oturuyor?
Roy: ABD'nin İslam'a karşı saldırmak gibi bir politikası yok. Amacı kendince iyi Müslümanlar ile kötü Müslümanlar arasında ayırım yapmak. Bu çerçevede ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı var. Washington Türkiye ile ilişkileri onarmak istiyor ve Başbakan Erdoğan'ın ziyaretini bir fırsat olarak görüyor. Bunun iki nedeni var; birincisi bilinen Türkiye'nin stratejik konumu. NATO içindeki rolü, İran'a karşı konumu, İsrail ve Kafkaslarla ilişkiler gibi nedenler. Ancak ABD Türkiye'ye şu nedenle de ihtiyaç duyuyor; Amerika, radikal Müslüman ülkelere karşı iyi, ılımlı Müslüman ülkelerin yükselmesini istiyor. Başbakan Erdoğan burada Amerika'nın yaptığı tarife çok uyuyor. Geçmişte Amerika için en iyi seçenek, sırf kendi çıkarları nedeniyle Bülent Ecevit gibi liderler, laik milliyetçilerdi. Ama şimdi ABD, ılımlı Müslümanların hükümette olmasını tercih ediyor ve bunun diğer Müslüman toplumlara ve ülkelere de cazip geleceğini düşünüyor. Burada aslında bir çelişki var. Erdoğan iktidara geldiğinde onun İslamcı olduğu ve Batı'ya karşı hareket edeceği korkusu vardı. Ancak Amerika'daki mevcut yönetim ise bunu bir sorun değil, fırsat olarak gördü.
Olivier Roy, Türkiye'de AKP hükümetini "İslam'ın demokratikleşmesi'' olarak değerlendirdiğini ve AKP'nin artık Avrupa'da Hıristiyan Demokratlarla aynı noktada olduğunu kaydetti.
Fransız uzman, Başbakan Erdoğan'ın 20 yıl önce İslamcı ideolojiye bağlı olmasına karşın artık değiştiğini, bu konuda laik kesimlerin duydukları kuşkuya katılmadığını belirtti.
Fransa dışişleri bakanlığına 1984 yılından bu yana danışmanlık da yapan ve merkezi Paris'te bulunan Fransa Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü'nde toplumsal konularla ilgili araştırmalardan sorumlu olan Dr. Olivier Roy'un Türkiye'de en son yayınlanan "İslam'ın Küreselleşmesi'' adlı eseri dışında, "Siyasi İslam'ın başarısızlığı'', "Afganistan'da İslam ve Direniş'' gibi kitapları bulunuyor.
Dr. Roy'a yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:
Soru: ABD'nin şu anda İslam dünyasına ilişkin politikası nedir ve Türkiye bu çerçevede nereye oturuyor?
Roy: ABD'nin İslam'a karşı saldırmak gibi bir politikası yok. Amacı kendince iyi Müslümanlar ile kötü Müslümanlar arasında ayırım yapmak. Bu çerçevede ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı var. Washington Türkiye ile ilişkileri onarmak istiyor ve Başbakan Erdoğan'ın ziyaretini bir fırsat olarak görüyor. Bunun iki nedeni var; birincisi bilinen Türkiye'nin stratejik konumu. NATO içindeki rolü, İran'a karşı konumu, İsrail ve Kafkaslarla ilişkiler gibi nedenler. Ancak ABD Türkiye'ye şu nedenle de ihtiyaç duyuyor; Amerika, radikal Müslüman ülkelere karşı iyi, ılımlı Müslüman ülkelerin yükselmesini istiyor. Başbakan Erdoğan burada Amerika'nın yaptığı tarife çok uyuyor. Geçmişte Amerika için en iyi seçenek, sırf kendi çıkarları nedeniyle Bülent Ecevit gibi liderler, laik milliyetçilerdi. Ama şimdi ABD, ılımlı Müslümanların hükümette olmasını tercih ediyor ve bunun diğer Müslüman toplumlara ve ülkelere de cazip geleceğini düşünüyor. Burada aslında bir çelişki var. Erdoğan iktidara geldiğinde onun İslamcı olduğu ve Batı'ya karşı hareket edeceği korkusu vardı. Ancak Amerika'daki mevcut yönetim ise bunu bir sorun değil, fırsat olarak gördü.