AKP İsrail'le hep dosttu

Suriye'de ve Ortadoğu'da üstlendiği misyonla Büyük İsrail Projesi'nin mimarı olmak için kırk takla atan AKP, Rusya savaş uçağının düşürülmesinin akabinde "İsrail müttefikimiz ve dostumuzdur" ilanıyla bizleri yine hiç şaşırtmadı. Hatırlayalım, ülkesini haçlı güçlerinden korumaktan başka hiçbir suçu olmayan "Kardeş, dost" Esad bir anda "katil Esed" olmuştu, Suriye'yi batı güçlerinin oyunlarından koruyan Rusya ise uçak bahanesiyle düşman ilan edildi. Bunun ardından ne çıkacak derken, Filistin'de Müslümanları katleden, Mavi Marmara'da vatandaşlarımızı öldüren ve birçok kez hava sahamızı ihlal eden Yahudi İsrail ise bir anda dostumuz oldu. 
Bu tezat durum AKP'lilere göre başarı, dincilere göre "Vardır bir hikmeti" gibi sonuçlar içerse de, işin aslı AKP'nin İsrail'le olan aşikar dostluğu olsa gerek. AKP'nin dostluğu diye belirtiyorum çünkü samimi Müslüman Türk vatandaşı, İsrail gibi terörizmin hâmisi olan bir ülkeyi dost olarak kabul etmemeli. Ayrıca kitabımız Kur'an'da, "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır" (Mâide, 51) diyor.
Peki, Allah'ı, Kur'an'ı, Peygamberi dilinden düşürmeyenlerin bu konudaki samimiyetleri ne kadar dersiniz?
- Erdoğan'ın daha Başbakan iken ABD'yi ziyaretinde aldığı Yahudi Üstün Cesaret madalyası "Davut Boynuzu" adıyla bilinen ve ilk kez Yahudi olmayan bir isme, dahası bir 'Müslüman'a verildi.
- 30 Ağustos 2004'te İsrail'e giden Ömer Çelik, ziyaretinin iki ay öncesinde TBMM'de yaptığı bir konuşmada "Filistin terör, İsrail şiddet uyguluyor" demişti.
- Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrail'e verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçlamıştı.
- 19 Temmuz 2003'te yürürlüğe giren 4916 sayılı yasayla yabancılara toprak satışı bizzat AKP tarafından sağlanmıştı. Bu sayede birçok şehrimizde İsrail bizzat araziler satın alıp kapattı.
- 6 Eylül 2007'de ve birçok kez olmak üzere Suriye'yi vuran İsrail'e hava sahasını açan yine Türk hükümetiydi.
- 12 Kasım 2007'de Türkiye'ye davet edilen İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres TBMM'de konuşturulup alkışlanmıştı.
- Davos zirvesinde "Benim için Davos bitmiştir" diyen Erdoğan, programın akabinde "Benim tepkim moderatöreydi, Sayın Peres'le bir sıkıntım yok" demişti.
- İsrail AKP sayesinde NATO üyesi oldu.
- AKP tarafından Yahudi firmalarına verilen maden ruhsatları sayesinde yeraltı kaynaklarımızı talan eden İsrailli firmalar ise cabası...
Dikkat ederseniz bu örneklerde, stratejik ortaklıklar, silah, askeri ve istihbarat anlaşmaları, Erdoğan'ın damadının ve oğlunun İsrail'le olan ticareti, her yıl artan ihracat rakamları yok. Sadece basit örneklerle AKP-Erdoğan-İsrail birlikteliğinin hiçbir zaman bozulmadığı, aksine daha çok arttığının örnekleri var.
Bu acı hadiseyi görmeyene kör denilmez, imanını sorgula denir. "Padişahım çok yaşa" mantığıyla yapılan aşikar yanlışlarda hikmet aramak yerine, hafızalarımızı tazeleyip ülkemizi yönetenlerin kimlere, nasıl hizmet ettiğini idrak edersek belki gerçek hikmeti o zaman buluruz.