Şark meselesini bilmeyenimiz yoktur. Güya Türkler Anadolu topraklarında işgalci konumundadır ve geldikleri yere, yani Orta Asya'ya yeniden dönmeleri gerekmektedir. Topraklarımızın paylaşımı ise yüzyıllar öncesinden yapılmıştır. Avrupa'nın tarihine baktığımızda Türkleri Anadolu'dan uzaklaştırmak ve topraklarımızı elimizden almak için sürekli strateji ve taktik geliştirdikleri görülür. Bunun en başlıcası, yaklaşık 18 defa düzenlenen Haçlı seferleridir.
Her defasında yurdumuza göz dikenler elleri boş olarak geriye dönmek zorunda kalmışlardır. Yaşanan Çanakkale zaferinden sonra ise, batılılar Türkleri yurtlarından askeri yolla gönderemeyeceklerini tam anlamış ve yeni stratejiler uygulamaya başlamışlardır. Bu çerçevede politik ve kültürel sahada ki faaliyetlerini arttırmışlardır.
Bu tespitler temel tespitlerdir. Hadiseler bu pencereden seyredildiği zaman ülkemizde oynanan oyunların perde arkası çok net olarak görülecektir. Ülkemiz, sözde toprak paylaşımının gerçekleştirildiği Sevr anlaşmasının icrasına doğru süratli bir şekilde götürülmektedir. Maalesef AKP hükümeti ülkemizi Sevr'e götüren adımların kanuni alt yapılarını gerçekleştirmektedir. Buna verilecek örnekler pek çoktur.
Güncel olması sebebiyle yabancılara toprak satışına imkân sağlayan 19 Temmuz 2003 günlü ve 4919 Sayılı yasa'yı gösterebiliriz. Bu yasaya göre, yabancıların, Türkiye'de istedikleri yerlerden toprak satın almalarında hiçbir sakınca kalmamıştır. Yasa tarihinden itibaren gerek yabancılar, gerekse taşeronlar tarafından ciddi miktarda toprak alımı söz konusu olmuştur. Artık yabancıların parça parça veya blok halinde arsa satın almaları öyle bir noktaya gelmiştir ki, belediye başkanları köylerin bile yabancılar tarafından satın alındığını, yakında ekip biçecek toprak sıkıntısı çekileceğini ifade etmektedir. Şanlıurfa'dan eski belediye başkanı Ahmet Bahçıvan, İsraillilerin GAP bölgesinde binlerce dönümlük toprak satın aldıklarını doğrulamaktadır.
Ekonomik olarak derin bir krizin
içinde olan vatandaşımızın çok kolay ikna edilerek toprakları(mız)nın elinden alınmasını nasıl değerlendirmek gerekir?
Görüşü alınan AKP'li vekiller "Global olarak bakarsak biz onlardan toprak alıyoruz; onlar da bizden alabilirler" demektedir. İfadeler ulusal bütünlüğümüz açısından büyük bir şanssızlık. En iyimser düşünceyle, bu yasayı çıkaranların ve bu yorumu yapanların tarihten ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunlardan herhalde haberleri yok. Oysa Yahudilerin "Vaad edilmiş topraklar" olarak gördükleri GAP Bölgesi'ne sahip olmak için her türlü yola başvurdukları tarihi bir realitedir. Yahudiler, Filistin'de olduğu gibi GAP bölgesine de şimdilik toprak satın alarak yerleşme taktiği uyguluyorlar.
Ülkemizin ulusal yapısını bozacak olan bir başka gelişme ise kamuyu tepeden tırnağa yeniden şekillendiren "Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa" dır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı İl Özel İdareleri, Belediyeler, Kamu Yönetiminin İlkeleri ve Yapılandırılması yasalarını ard arda , "üniter devlet ilkesiyle çeliştiği" gerekçesiyle veto etti ise de AKP yasayı çıkartmakta kararlı görülüyor.
Bütün bu gelişmelerden olurken sorulması gereken soru "Acaba AKP nereye koşmaktadır?"
Her defasında yurdumuza göz dikenler elleri boş olarak geriye dönmek zorunda kalmışlardır. Yaşanan Çanakkale zaferinden sonra ise, batılılar Türkleri yurtlarından askeri yolla gönderemeyeceklerini tam anlamış ve yeni stratejiler uygulamaya başlamışlardır. Bu çerçevede politik ve kültürel sahada ki faaliyetlerini arttırmışlardır.
Bu tespitler temel tespitlerdir. Hadiseler bu pencereden seyredildiği zaman ülkemizde oynanan oyunların perde arkası çok net olarak görülecektir. Ülkemiz, sözde toprak paylaşımının gerçekleştirildiği Sevr anlaşmasının icrasına doğru süratli bir şekilde götürülmektedir. Maalesef AKP hükümeti ülkemizi Sevr'e götüren adımların kanuni alt yapılarını gerçekleştirmektedir. Buna verilecek örnekler pek çoktur.
Güncel olması sebebiyle yabancılara toprak satışına imkân sağlayan 19 Temmuz 2003 günlü ve 4919 Sayılı yasa'yı gösterebiliriz. Bu yasaya göre, yabancıların, Türkiye'de istedikleri yerlerden toprak satın almalarında hiçbir sakınca kalmamıştır. Yasa tarihinden itibaren gerek yabancılar, gerekse taşeronlar tarafından ciddi miktarda toprak alımı söz konusu olmuştur. Artık yabancıların parça parça veya blok halinde arsa satın almaları öyle bir noktaya gelmiştir ki, belediye başkanları köylerin bile yabancılar tarafından satın alındığını, yakında ekip biçecek toprak sıkıntısı çekileceğini ifade etmektedir. Şanlıurfa'dan eski belediye başkanı Ahmet Bahçıvan, İsraillilerin GAP bölgesinde binlerce dönümlük toprak satın aldıklarını doğrulamaktadır.
Ekonomik olarak derin bir krizin
içinde olan vatandaşımızın çok kolay ikna edilerek toprakları(mız)nın elinden alınmasını nasıl değerlendirmek gerekir?
Görüşü alınan AKP'li vekiller "Global olarak bakarsak biz onlardan toprak alıyoruz; onlar da bizden alabilirler" demektedir. İfadeler ulusal bütünlüğümüz açısından büyük bir şanssızlık. En iyimser düşünceyle, bu yasayı çıkaranların ve bu yorumu yapanların tarihten ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunlardan herhalde haberleri yok. Oysa Yahudilerin "Vaad edilmiş topraklar" olarak gördükleri GAP Bölgesi'ne sahip olmak için her türlü yola başvurdukları tarihi bir realitedir. Yahudiler, Filistin'de olduğu gibi GAP bölgesine de şimdilik toprak satın alarak yerleşme taktiği uyguluyorlar.
Ülkemizin ulusal yapısını bozacak olan bir başka gelişme ise kamuyu tepeden tırnağa yeniden şekillendiren "Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa" dır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı İl Özel İdareleri, Belediyeler, Kamu Yönetiminin İlkeleri ve Yapılandırılması yasalarını ard arda , "üniter devlet ilkesiyle çeliştiği" gerekçesiyle veto etti ise de AKP yasayı çıkartmakta kararlı görülüyor.
Bütün bu gelişmelerden olurken sorulması gereken soru "Acaba AKP nereye koşmaktadır?"
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024