Cenab-ı Hak insanların hidayetine vesile olan nübüvvet yolunu kapatmış, hidayet ve irşada vesile olarak velayet yolunu Hakk'a vuslatın eşiği olarak takdim etmiştir. Bu cümleden olarak velayet, nübüvvetin varisi ve devamı olduğu nispette, irşad ehli kamil kullar ve veliler de peygamber varisi olan mana sultanlarıdırlar.Böylece Tevhid ve nübüvvet nuru, kıyamete değin velayet yoluyla insanlığın hidayetine vesile olacaktır, olmaktadır. Bu meyanda İslam'ın kamil ve rehber insan esprisinden uzak olarak rehbersiz yaşanamayacağı, inkarı mümkün olmayan bir hakikattir. O halde asıl mesele, davanın temelinin insan, insanın da Hakk'ın (cc) muhatabı olduğu açısından hareket ederek, kamil insanın taşıdığı mana ve ruhu takdim ve temsil etmeye çalışmaktır.Bilinmelidir ki, Allah dostları (Peygamberler ve veliler), Hakk'ın muhabbet ve rıza sarayına, hidayetine, vahdet deryasına açılan kapılardır. Bu, ezelî ve ebedî iradenin gereğidir. Hidayet ve rahmete ulaşmak için bu kapılardan geçilmesi şarttır. Acınır o kimselere ki, Hakk'a gidişte vesile olan ve Hak muhabbetini taşıyan bir gönle sahip Hak dostlarından mahrumdurlar. Bu mahrumiyet onları nefisleri ile başbaşa bırakmış, şaşırtmış, böylece onlar, insan-ı kamil ile beraber olmayı ona teveccüh etmeyi ona uluhiyyet izafe etmek şeklinde anlamış ve böylece fesada sürüklenmişlerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.