Üç gün süren Güneydoğu Anadolu izlenimlerimi iki cümlede özetlemem mümkün:
Millet perişan,
Millet umut dolu.
Millet perişan;
İşçi perişan,
Esnaf perişan,
Çiftçi perişan.
3.5 yıllık üçlü ahbap koalisyonu milleti doğduğuna pişman etti.
İşçiyi pişman etti.
Çiftçiyi pişman etti.
Esnafı pişman etti.
Milletin gülecek yüzü,
Rahat geçecek güzü,
Rehinden kurtulan öküzü kalmadı.
Ellerimize tutuşturulan mektupları okumaya yürek dayanmaz.
Vallahi dayanmaz, billahi dayanmaz.
Aynı insanı balta girmemiş, vuhuşatla dolu bir ormanda bir yıl ikamete mecbur etseniz, aynı şeyleri yazması, aynı şikayetleri sıralaması asla mümkün değil.
Ölüsüne, hastasına, acısına ağlayan insan gördük ama, geçim sıkıntısından, aldığı krediyi ödeyemediği için elde avuçta olanın haczedilmesinden, geçinememe yüzünden ağlayan, ah eden insanlar sadece bu koalisyon dönemine ait.
Devletten uzun vadede aldığı krediyi bir atölyeye yatırdığını yazıyor adam mektubunda.
İlk bakışta cazip gibi gelen kredi, daha sonra piyasa bozulup, işler durunca büyük bir sıkıntıya sebep oldu.
Aldığı makineler haczediliyor, yetmiyor, devletten üç ayda bir aldığı 800 milyon da elden gidiyor.
Yine de borç aynı borç.
Nüfusu yedi kişi. Çocuklarından üçü yaşları otuz civarı ve zeka özürlü.
Bakımları bir yana, kırıp döktükleri ayrı bir masraf.
Ve adam ekliyor; ben nasıl geçineceğim, ne yiyip, ne içeceğim.
Tabi ki bu hal sadece o bölgeye has değil, ülkenin her yanı yangın yeri.
İşte tam bu nokta BTP ve onun Genel Başkanı Prof Dr. Haydar Baş'ın son çare projeleri bir umut ışığı olarak doğuyor bu umutsuz insanlar üzerine.
Çözümler ne vakit başlıyor dile gelmeye,
Asık suratlar gülmeye,
Dudaklardan dualar dökülmeye başlıyor.
Sayın üstad Prof. Dr. Haydar Baş'ın 70 milyonun son umudu olduğunun ve bu 70 milyonun bu gerçeği haykırmasının en büyük delili, on binlerin 35-40 derece sıcağa rağmen alanları doldurması değil mi?
İnsanın gölgede beklemeyi büyük fedakarlık saydığı bir mevsimde o yakıcı sıcak altında on binlerin haykırışından daha büyük delil olur mu?
Ankara'da BTP'nin bu muhteşem yürüyüşünü engellemek için "saray entrikaları" gırla gidedursun millet kararını çoktan verdi bile.
Her şeye uygun kılıf bulan medya, ganimet taksimi konusunda çıkan pürüzleri çözmede başarısız kaldı.
Liste kavgaları son sürat taşrada.
Hizmet yarışı değil bu, kapma yarışı.
Üç aracı, beş bin; üç-beş kişiyi on bin diye yutturmaya çalışan güzide "kertel" medyası, BTP'nin muhteşem kalabalıklarını bakalım nereye kadar gizleyebilecek?
Tayyibe Gülek'in ikinci evlilik hazırlığına 45 saniye ayıran Kanal 7, bakalım ne zaman BTP'ye de birkaç saniye ayırma nezaketinde bulunacak?
Aslında medyanın BTP'yi hiç gündem etmemesi, BTP'nin bu milletin sesi olduğunun en açık delili.
Çünkü milleti canından bezdiren bu koalisyon biraz da bu medyanın eseri değil mi?
En azından susarak onay verdiler.
Siyasi etik etekle yer mi değiştirdi yoksa?
Millet perişan,
Millet umut dolu.
Millet perişan;
İşçi perişan,
Esnaf perişan,
Çiftçi perişan.
3.5 yıllık üçlü ahbap koalisyonu milleti doğduğuna pişman etti.
İşçiyi pişman etti.
Çiftçiyi pişman etti.
Esnafı pişman etti.
Milletin gülecek yüzü,
Rahat geçecek güzü,
Rehinden kurtulan öküzü kalmadı.
Ellerimize tutuşturulan mektupları okumaya yürek dayanmaz.
Vallahi dayanmaz, billahi dayanmaz.
Aynı insanı balta girmemiş, vuhuşatla dolu bir ormanda bir yıl ikamete mecbur etseniz, aynı şeyleri yazması, aynı şikayetleri sıralaması asla mümkün değil.
Ölüsüne, hastasına, acısına ağlayan insan gördük ama, geçim sıkıntısından, aldığı krediyi ödeyemediği için elde avuçta olanın haczedilmesinden, geçinememe yüzünden ağlayan, ah eden insanlar sadece bu koalisyon dönemine ait.
Devletten uzun vadede aldığı krediyi bir atölyeye yatırdığını yazıyor adam mektubunda.
İlk bakışta cazip gibi gelen kredi, daha sonra piyasa bozulup, işler durunca büyük bir sıkıntıya sebep oldu.
Aldığı makineler haczediliyor, yetmiyor, devletten üç ayda bir aldığı 800 milyon da elden gidiyor.
Yine de borç aynı borç.
Nüfusu yedi kişi. Çocuklarından üçü yaşları otuz civarı ve zeka özürlü.
Bakımları bir yana, kırıp döktükleri ayrı bir masraf.
Ve adam ekliyor; ben nasıl geçineceğim, ne yiyip, ne içeceğim.
Tabi ki bu hal sadece o bölgeye has değil, ülkenin her yanı yangın yeri.
İşte tam bu nokta BTP ve onun Genel Başkanı Prof Dr. Haydar Baş'ın son çare projeleri bir umut ışığı olarak doğuyor bu umutsuz insanlar üzerine.
Çözümler ne vakit başlıyor dile gelmeye,
Asık suratlar gülmeye,
Dudaklardan dualar dökülmeye başlıyor.
Sayın üstad Prof. Dr. Haydar Baş'ın 70 milyonun son umudu olduğunun ve bu 70 milyonun bu gerçeği haykırmasının en büyük delili, on binlerin 35-40 derece sıcağa rağmen alanları doldurması değil mi?
İnsanın gölgede beklemeyi büyük fedakarlık saydığı bir mevsimde o yakıcı sıcak altında on binlerin haykırışından daha büyük delil olur mu?
Ankara'da BTP'nin bu muhteşem yürüyüşünü engellemek için "saray entrikaları" gırla gidedursun millet kararını çoktan verdi bile.
Her şeye uygun kılıf bulan medya, ganimet taksimi konusunda çıkan pürüzleri çözmede başarısız kaldı.
Liste kavgaları son sürat taşrada.
Hizmet yarışı değil bu, kapma yarışı.
Üç aracı, beş bin; üç-beş kişiyi on bin diye yutturmaya çalışan güzide "kertel" medyası, BTP'nin muhteşem kalabalıklarını bakalım nereye kadar gizleyebilecek?
Tayyibe Gülek'in ikinci evlilik hazırlığına 45 saniye ayıran Kanal 7, bakalım ne zaman BTP'ye de birkaç saniye ayırma nezaketinde bulunacak?
Aslında medyanın BTP'yi hiç gündem etmemesi, BTP'nin bu milletin sesi olduğunun en açık delili.
Çünkü milleti canından bezdiren bu koalisyon biraz da bu medyanın eseri değil mi?
En azından susarak onay verdiler.
Siyasi etik etekle yer mi değiştirdi yoksa?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024