Arjantin krizinin bize vereceği birçok mesaj vardır. Şayet gereken dersi çıkartabilirsek ülke olarak ayağa kalkmamız ve dimdik yolumuza devam etmemiz söz konusu olacaktır. Aksi halde "diz çöktürülmüş" vaziyetimiz daha da ağırlaşacaktır.
Ülke geneline baktığımız zaman, siyasi partilerin artık sağ ve sol diye ayrılmadığını, mandacı ve ulusal çizgide ayrıldığı görülecektir. IMF programını tatbik edenler, ithal paketler üzerinde ısrarla duranlar mandacı zihniyetteki partilerdir. Yani çözümü dışarıda arayan partilerdir. Oysa gidilen mandacı yolun, IMF'nin, Dünya Bankasının gösterdiği yolun ne kadar yanlış olduğu ülkemizin içine düşürüldüğü, sosyal, siyasal ve ekonomik tablolardan anlaşıldığı gibi; IMF'nin bulaştığı ülkelerin akıbeti de çok net olarak göstermektedir.
Peki çözüm ne olacaktır?
Çözüm Prof. Dr. Haydar Baş Beye ait olan "Milli Ekonomik Model"le gerçekleşecektir. "Bu model tamamen kendi insanımızın emeği, çalışması ve üretimiyle ülkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir. Bu yönüyle milli kalkınma modeli, ülkeleri sömürmeyi hedef alan küresel güçlere karşı verilen mücadelenin de adıdır. Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegane kalkınma modelidir." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ekonomi ile ilgili görüşleri; sy:9)
Milli Ekonomik modelle birlikte yıllık geliri 100 milyarın altında olan insanımızdan vergi alınmayacaktır.
Çiftçiye, üreticiye, sanayiciye, reel sektöre hasılı proje getirenlere %0 faizli kredi verilecektir. Böylece insanımız hem sermaye sorununu çözecek, faiz yükünden kurtulduğu için ve vergi vermeyeceği için maliyeti düşük üretim gerçekleştirecektir.
Az çalışan az; çok çalışan çok kazanacaktır. Ülkemiz bir şantiyeye dönecektir. Dağda taşta üretim gerçekleştirilecektir.
Netice olarak "sıfır faiz, sıfır enflasyon demek olacaktır."
Devlet kredi olarak vereceği parayı, kayıt dışı ekonomiyi tespit ederek ve bir yılda alması gereken vergi miktarını hesaplayıp emisyonu o miktar artırarak sağlayacaktır.
Bu Milli Ekonomik Modelin para politikasıdır. Bu modelle birlikte tarım politikasına, hayvancılık politikasına, madenciliğe, enerji politikalarına, ulusal güvenlik, ülke bağımsızlığı ve toprak bütünlüğümüz açısından bakılacak ve gereken önem verilecektir.
İşte bugün millet olarak, devlet olarak kalkınabilmek, bağımsız olarak yaşayabilmek için yapılması gerekenler bunlardır. Tamamen milli olan bu tedbirlerle, millet olarak, devlet olarak kalkınabilme gerçekleşecektir.
Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin bu modelini parti programına almıştır. Bağımsız Türkiye Partisine milletimiz çok ciddi rağbet göstermektedir. Bu kamuoyu ise ülke olarak geleceğe ait olan korkularımızı bertaraf etmekte ümit ve moral kaynağı olmaktadır.
O halde "Bağımsız Türkiye" için millet olarak doğrunun, haklının yanında olmanın günü gelmiştir.
Ülke geneline baktığımız zaman, siyasi partilerin artık sağ ve sol diye ayrılmadığını, mandacı ve ulusal çizgide ayrıldığı görülecektir. IMF programını tatbik edenler, ithal paketler üzerinde ısrarla duranlar mandacı zihniyetteki partilerdir. Yani çözümü dışarıda arayan partilerdir. Oysa gidilen mandacı yolun, IMF'nin, Dünya Bankasının gösterdiği yolun ne kadar yanlış olduğu ülkemizin içine düşürüldüğü, sosyal, siyasal ve ekonomik tablolardan anlaşıldığı gibi; IMF'nin bulaştığı ülkelerin akıbeti de çok net olarak göstermektedir.
Peki çözüm ne olacaktır?
Çözüm Prof. Dr. Haydar Baş Beye ait olan "Milli Ekonomik Model"le gerçekleşecektir. "Bu model tamamen kendi insanımızın emeği, çalışması ve üretimiyle ülkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir. Bu yönüyle milli kalkınma modeli, ülkeleri sömürmeyi hedef alan küresel güçlere karşı verilen mücadelenin de adıdır. Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegane kalkınma modelidir." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ekonomi ile ilgili görüşleri; sy:9)
Milli Ekonomik modelle birlikte yıllık geliri 100 milyarın altında olan insanımızdan vergi alınmayacaktır.
Çiftçiye, üreticiye, sanayiciye, reel sektöre hasılı proje getirenlere %0 faizli kredi verilecektir. Böylece insanımız hem sermaye sorununu çözecek, faiz yükünden kurtulduğu için ve vergi vermeyeceği için maliyeti düşük üretim gerçekleştirecektir.
Az çalışan az; çok çalışan çok kazanacaktır. Ülkemiz bir şantiyeye dönecektir. Dağda taşta üretim gerçekleştirilecektir.
Netice olarak "sıfır faiz, sıfır enflasyon demek olacaktır."
Devlet kredi olarak vereceği parayı, kayıt dışı ekonomiyi tespit ederek ve bir yılda alması gereken vergi miktarını hesaplayıp emisyonu o miktar artırarak sağlayacaktır.
Bu Milli Ekonomik Modelin para politikasıdır. Bu modelle birlikte tarım politikasına, hayvancılık politikasına, madenciliğe, enerji politikalarına, ulusal güvenlik, ülke bağımsızlığı ve toprak bütünlüğümüz açısından bakılacak ve gereken önem verilecektir.
İşte bugün millet olarak, devlet olarak kalkınabilmek, bağımsız olarak yaşayabilmek için yapılması gerekenler bunlardır. Tamamen milli olan bu tedbirlerle, millet olarak, devlet olarak kalkınabilme gerçekleşecektir.
Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin bu modelini parti programına almıştır. Bağımsız Türkiye Partisine milletimiz çok ciddi rağbet göstermektedir. Bu kamuoyu ise ülke olarak geleceğe ait olan korkularımızı bertaraf etmekte ümit ve moral kaynağı olmaktadır.
O halde "Bağımsız Türkiye" için millet olarak doğrunun, haklının yanında olmanın günü gelmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Çocuklar yaşarsa millet yaşar / 29.04.2025
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Çocuklar yaşarsa millet yaşar / 29.04.2025
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025