Dış politikada boşboğazlık yapılmaz.
Diploması, külhanbeyliğini kaldırmaz.
Uluslararası ilişkiler mahalle kabadayılığı ile yürütülemez.
AKP hükümeti ve R. T. Erdoğan, Rusya, Suriye ve İran’ı TBMM’deki muhalefet partileri, bu ülkelerin devlet başkanlarını da Meclis ve grup kürsülerinden aşık atışması yaptığı muhalefet liderleri zannediyor.
AKP hükümetinin bölgemizdeki diplomasi manevraları maalesef şu üç eksende yürüyor:
Boşboğazlık, külhanbeyliği, mahalle kabadayılığı…
Bu yüzden şu yılların PKK hamisi ve dünün aşiret reisi Barzani’den başka doğru dürüst komşumuz kalmadı. Bir tek Barzani elde kalınca; AKP kongresi, onunla gurur duymaktan başka çare bulamadı.
Türkiye aşiret değildir.
Bir aşiret yönetiminde dahi ilişkiler sürekli “boşboğazlık, külhanbeyliği, mahalle kabadayılığı” ile yürütülmez.
Türkiye Cumhuriyeti, AKP hükümetine gelinceye kadar binlerce yıllık devlet tecrübesi ile diplomasi yürütmüştür. Bizim devlet geleneğimizde ve diplomasi anlayışımızda, boşboğazlığa, külhanbeyliğine veya mahalle kabadayılığına yer yoktur.
Hal böyle iken AKP hükümetinin diplomasisinde “boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”ndan başka bir esasa yer yoktur.
Haklarını ketmetmeyelim; bir de Amerika ve Avrupa Birliği’ne teslimiyet vardır bunlarda!
Uluslararası ilişkilerde uluslararası hukuk ve mutabakatlar göz ardı edilemez.
AKP hükümeti Suriye bağlamında maalesef bütün bu temel metinleri ve mutabakatları gözardı etmektedir.
AKP hükümeti, her türlü desteği sağladığı muhalif terör gruplarına alan açmak için Suriye devletini “insanlık suçu” işlemekle itham ediyor. Halbuki bir devlete yönelik böyle bir suç ithamı, BM ve uluslararası hukuk kurumlarının kararıyla sabit olur. Böyle bir karar söz konusu olmadığına göre, hükümet hangi akılla boşboğazlık yapmaya devam ediyor, savaş naraları atıyor.
Suriye uçağının indirilmesinde de aynı boşboğazlık ve mahalle kabadayılığı sırıtıyor.
Türkiye, akıl ve “anlık istihbarat” aldığı Amerikan şeflerinin dolduruşuna gelerek komşularıyla savaşa ve ateşin ortasına savruluyor.
İndirilen Suriye uçağındaki kargoların uluslararası sivil havacılık ve taşımacılık sözleşmeleri ve metinlerdeki kriterlere göre “taşınması yasak silah” niteliğinde olmadıkları ortada iken, AKP hükümeti erkenden racon kesiyor, R. T. Erdoğan mangalda kül bırakmıyor.
Türkiye, uluslararası hukuka göre olmadık yerde suçlu duruma düşüyor, ağır tazminatlara mahkum edilebilecek netameli işlere bulaşıyor.
Türkiye dolduruşa getiriliyor.
İş bununla kalmıyor ki… Boşboğazlık ve mahalle kabadayılığıyla racon kesmeyi değişmez diplomasi haline getiren Türkiye, Rusya ile karşı karşıya geliyor.
Bin kere söyledik; Suriye’deki isyancı gruplarla aynı safta yer alan Türkiye, Esad yönetimiyle kapışmıyor. Rusya, Çin, İran, Irak, Hizbullah vs. ile kapıştırılıyor. “Boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”ndan başka bir diplomasi izlemeyen AKP hükümeti yanlış üstüne yanlış yapıyor.
Rusya, savaş vaziyeti alıyor, füzelerini Türkiye’ye çeviriyor.
Putin, AKP hükümetine diplomasi şamarı atıyor. Ankara’dakilere, uluslararası hukuka uygun olarak yürüttüğüm silah satış ve ihracatımı engellemeye ne hakkın var, ne gücün de yeter, diyor.
AKP hükümetinin “boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”na dayalı diplomasisinin karizması çiziliyor.
Türkiye süt dökmüş kediye dönüyor.
Zoraki barış havariliğine soyunuyor.
İş, bu kadarlık rezillikle kalmıyor ki; milyarlarca dolarlık ekonomik zarar, başta güney ve güneydoğu insanımız olmak üzere milletimizi vuruyor, halkımız can çekişiyor.
Bu derece açık yanlışta ısrar eden bir hükümete koltuk, bu yanlışlıkları göremeyen ve hala böyle bir hükümeti koltukta tutan bir millete de huzur haram olur.
Diploması, külhanbeyliğini kaldırmaz.
Uluslararası ilişkiler mahalle kabadayılığı ile yürütülemez.
AKP hükümeti ve R. T. Erdoğan, Rusya, Suriye ve İran’ı TBMM’deki muhalefet partileri, bu ülkelerin devlet başkanlarını da Meclis ve grup kürsülerinden aşık atışması yaptığı muhalefet liderleri zannediyor.
AKP hükümetinin bölgemizdeki diplomasi manevraları maalesef şu üç eksende yürüyor:
Boşboğazlık, külhanbeyliği, mahalle kabadayılığı…
Bu yüzden şu yılların PKK hamisi ve dünün aşiret reisi Barzani’den başka doğru dürüst komşumuz kalmadı. Bir tek Barzani elde kalınca; AKP kongresi, onunla gurur duymaktan başka çare bulamadı.
Türkiye aşiret değildir.
Bir aşiret yönetiminde dahi ilişkiler sürekli “boşboğazlık, külhanbeyliği, mahalle kabadayılığı” ile yürütülmez.
Türkiye Cumhuriyeti, AKP hükümetine gelinceye kadar binlerce yıllık devlet tecrübesi ile diplomasi yürütmüştür. Bizim devlet geleneğimizde ve diplomasi anlayışımızda, boşboğazlığa, külhanbeyliğine veya mahalle kabadayılığına yer yoktur.
Hal böyle iken AKP hükümetinin diplomasisinde “boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”ndan başka bir esasa yer yoktur.
Haklarını ketmetmeyelim; bir de Amerika ve Avrupa Birliği’ne teslimiyet vardır bunlarda!
Uluslararası ilişkilerde uluslararası hukuk ve mutabakatlar göz ardı edilemez.
AKP hükümeti Suriye bağlamında maalesef bütün bu temel metinleri ve mutabakatları gözardı etmektedir.
AKP hükümeti, her türlü desteği sağladığı muhalif terör gruplarına alan açmak için Suriye devletini “insanlık suçu” işlemekle itham ediyor. Halbuki bir devlete yönelik böyle bir suç ithamı, BM ve uluslararası hukuk kurumlarının kararıyla sabit olur. Böyle bir karar söz konusu olmadığına göre, hükümet hangi akılla boşboğazlık yapmaya devam ediyor, savaş naraları atıyor.
Suriye uçağının indirilmesinde de aynı boşboğazlık ve mahalle kabadayılığı sırıtıyor.
Türkiye, akıl ve “anlık istihbarat” aldığı Amerikan şeflerinin dolduruşuna gelerek komşularıyla savaşa ve ateşin ortasına savruluyor.
İndirilen Suriye uçağındaki kargoların uluslararası sivil havacılık ve taşımacılık sözleşmeleri ve metinlerdeki kriterlere göre “taşınması yasak silah” niteliğinde olmadıkları ortada iken, AKP hükümeti erkenden racon kesiyor, R. T. Erdoğan mangalda kül bırakmıyor.
Türkiye, uluslararası hukuka göre olmadık yerde suçlu duruma düşüyor, ağır tazminatlara mahkum edilebilecek netameli işlere bulaşıyor.
Türkiye dolduruşa getiriliyor.
İş bununla kalmıyor ki… Boşboğazlık ve mahalle kabadayılığıyla racon kesmeyi değişmez diplomasi haline getiren Türkiye, Rusya ile karşı karşıya geliyor.
Bin kere söyledik; Suriye’deki isyancı gruplarla aynı safta yer alan Türkiye, Esad yönetimiyle kapışmıyor. Rusya, Çin, İran, Irak, Hizbullah vs. ile kapıştırılıyor. “Boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”ndan başka bir diplomasi izlemeyen AKP hükümeti yanlış üstüne yanlış yapıyor.
Rusya, savaş vaziyeti alıyor, füzelerini Türkiye’ye çeviriyor.
Putin, AKP hükümetine diplomasi şamarı atıyor. Ankara’dakilere, uluslararası hukuka uygun olarak yürüttüğüm silah satış ve ihracatımı engellemeye ne hakkın var, ne gücün de yeter, diyor.
AKP hükümetinin “boşboğazlık, külhanbeyliği ve mahalle kabadayılığı”na dayalı diplomasisinin karizması çiziliyor.
Türkiye süt dökmüş kediye dönüyor.
Zoraki barış havariliğine soyunuyor.
İş, bu kadarlık rezillikle kalmıyor ki; milyarlarca dolarlık ekonomik zarar, başta güney ve güneydoğu insanımız olmak üzere milletimizi vuruyor, halkımız can çekişiyor.
Bu derece açık yanlışta ısrar eden bir hükümete koltuk, bu yanlışlıkları göremeyen ve hala böyle bir hükümeti koltukta tutan bir millete de huzur haram olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019