logo
03 MAYIS 2024

Avrupa manifestosu

03.04.2007 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Heidelberg'deki 3. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde yaptığı tarihi kapanış konuşması, 25 ülkeden katılan 100'ü aşkın ilim adamı tarafından ayakta alkışlandı Bonn Üniversitesi, Viyana Üniversitesi ve Bağımsız Ekonomi Birliği'nin ortaklaşa düzenledikleri 3. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi tarihe geçecek nitelikteydi. Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı tarihi nitelikteki kapanış konuşması, kongreye katılan ilim adamları tarafından ayakta alkışlandı. Prof. Dr. Baş'ın yaptığı tarihi konuşmanın ilk bölümü şöyle:İktisat tarihini değiştiren tez"Devletlerin kaynaklarını ve milletlerin emeklerini sömürmenin 21. yüzyıldaki adı olan globalizm, siyasi boyutu demokrasi, ekonomik boyutu piyasa ekonomisi ve sosyal boyutu da insan hakları olan bir dünya görüşüdür. Ve bu görüş küçük bir azınlığın tüm dünya kaynaklarını sömürmesi mantığıyla hareket eder. Uygulanan ekonomi sistemleri ile insanlık aç, insanlık sefalet içindedir.Küresel bir dünyaya ayak uydurmak gerekçesi ile az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yapılan tavsiyelerin yerine getirilmesi aslında süper devletlere bağımlı ve tüm imkanlarıyla hizmete hazır devletler oluşturmaktadır. Bu tavsiyeler, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için emek ve sermayenin dışarıya akışından başka işe yaramaz.Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli özelliği globalizmin karşısında devletlerin ayakta durabilmelerini temin edecek formülü içermesidir.Biz, milli devlet anlayışı içinde tüm ekonomi konularına farklı bakış açıları getirerek globalizmin karşısında ayakta durabilecek ekonomi modelini ve onun uygulanacağı devleti kaleme aldık.Bugün Rusya'da, Venezuella'da, Brezilya'da fiili olarak piyasalarda uygulamaya konulan milli ekonomi modeli ile ilgili gelişmeler göstermektedir ki, bu tez tüm dünyanın önünü açacak formüller içermektedir.İktisat tarihini değiştiren tezimiz hangi özellikleri ile ve getirdiği hangi yeniliklerle sıkıntı içindeki ekonomiler için bir çıkış yolu olacaktır.Geliniz ilk defa milli ekonomi modeliyle iktisat tarihine giren ekonomi konularına bakalım.Kaynaklar yeterli ve ihtiyaçlar sınırlı gerçeğiKapitalist ve liberal sistemler ihtiyaçlar sınırsız derken, bu ihtiyaçların karşılanacağı kaynakların yetersiz olduğunu kabul eder.Sömürgeci ülkeler kaynakların sınırlı olduğundan yola çıkarak bu kaynakların herkese yetmeyeceği sonucuna varmıştır. Bu sebepten dolayı insanlık  kendi sahip olduklarına değil, başkalarının elindekilere göz koymuş, asırlar boyu devam eden savaşlar ortaya çıkmıştır.Denilebilir ki, kaynaklar sınırlıdır inancı insanlığın egosunu tahrik etmiş, doymak bilmeyen hırsı insanlığın ecel şerbeti olmuştur.Dediklerimize örnek olarak sosyalizm ve kapitalizm yeterlidir. Bugün Afganistan'da, Irak'ta dökülen kanların, Somali'de akan kanın, Çeçenistan'da, Eritre'de, Kosova'da, Lübnan'da akan kanın, göz yaşının, ölümün sebebi hep bu ihtiras sahibi insanın doyum nedir bilmeyen egoizminden kaynaklanmaktadır.Kaynaklar sınırlıdır diyenler insanoğlunun tabiat sahnesinden çıktığı bugüne kadar hangi kaynağı tüketmiştir ki, böyle fikrisabitler oluşturmuştur. Mesela ormancılık mı, hayvancılık mı, denizcilik mi, tarım mı? Hangisi bitmiştir?İptidai dönemlerde yılda tarım arazilerinden bir defa ürün alan insanoğlu, teknolojinin imkanlarıyla neredeyse her ay ürün alabilme devrini yaşamaktadır. Bu tarımda böyle, ormancılıkta böyle, sanayide böyle enerjide böyle. Kaynaklar açıldıkça açılıyor ve sonunu getirmek diye bir durum mevzubahis olmuyor. Mesela sözkonusu enerji olduğunda bir ton suyun yüz metre derinliğindeki bir yere düşmesi ile elde edilen enerjiye mukabil bugün nükleer teknoloji ile bir santimetre küp büyüklüğünde bir maddenin çözülmesiyle yüzlerce misli daha fazla enerji elde edilebiliyor.Durum bu kadar açıkken halen kaynakların sınırlı olduğundan nasıl bahsedilebilir.Kaynaklar sınırlıdır demek, ideolojik bir yaklaşım olup, ihtirasın tatmini yönünden bir iddiadır. İnsanların ihtiras yönünden tatmini ise asla mümkün değildir.İhtiyaçlar yönünden ise mevcut kaynaklara bakarak bu ihtiyaçların karşılanmaması gibi bir düşünce sözkonusu olamaz. Aslında doymak nedir bilmeyen insanoğlunun tabi ihtiyaçları değil, ihtiraslarıdır.Sizin bir apartmanınız, bir villanız olsa ikincisini istemeniz, bir otomobiliniz olsa diğer birini istemeniz aslında onlara olan ihtiyacınızdan değil, bizim geleneğimizde aç gözlülük diye tabir edilen insanın doyumsuzluğundan kaynaklanmaktadır. O halde yapılalacak olan iş dünya üzerinde her bireye yetecek olan kaynakların insanlar arasında adil paylaşımını temin etmektir.Milli ekonomi modeli yeterli kaynaklar var ve onun içinde dünyada kaynak savaşına gerek yoktur der.Modelin merkezinde insan varbugün insanlar açlıktan ölüyor, kaynak savaşları hala devam ediyorsa, bu sistemlerin insana bakışıyla alakalı bir konudur. Demek ki değer verilen insan değil sistemdir. Ve yine sistemler insan için değil, insan sistemlerin devamı için bir araç mesabesindedir. Bu mantıkla baktığınızda aç olanın karnını doyurmanız geçim sıkıntısı içindekine çare bulmanız imkansızdır. Eğer siz sistemin merkezine insanı koyamazsanız sadece belli bir menfaat grubunu tatmin edecek bir model tahsis edersiniz ki bu geri kalan çoğunluğun küçük azınlığa hizmetinden başka bir şey veremez. Milli ekonomi modelinin merkezinde önce insan vardır.Bu haklarıyla doğan insana hakkını verecek ve onu koruyacak bir devlet anlayışını ve bireyden topluma her ferdi kucaklayacak bir sistem biçimini de  içerir.İnsanın tercihlerini hem kendi yararına hem de toplumun menfaatlerine uygun bir hale getirmek sistemin vazifesi olmalıdır. Şu anda başta AB topraklarında olmak üzere sosyal harcamalarda kısıtlamalara gidiliyor. Bu belli kesimlerin haklarının devlet eliyle kısıtlanmasıdır.Halbuki yapılmasının faydasına inandığımız şey herkesin adil paylaşımdan istifade ile geçim standartlarına sahip olmasıdır. Tezimiz de bunu ortaya koymaktadır.Adil bir gelir dağılımıbugün elimizde yeterinden  fazla emtia olmasına rağmen alım gücü yeterli seviyede olmadığı için talep daralması görülmektedir. Eğer siz talep eksikliğini bir şekilde ortadan kaldıramazsanız sonuç deflasyondur. Gelir dağılımındaki dengesizlik sonucu toplumun belli bir kısmı geçim sınırının altında ise ekonominin sağlıklı olması asla mümkün olamaz. Bunu önlemenin yolu adil bir gelir dağılımıdır. Bireylerin gelirlerini en azından geçim sınırına taşıma zorunluluğu şarttır. Devletin ekonomiye müdahalesinin  ortadan kaldırılması piyasalarda global sermayedarların önünün açılması, faiz, devletlerin senyoraj hakkını kullanmaları yerine dışarıdan faizle borç almaları ve özelleştirme, adil bir gelir dağılımına engeldir.Biz bunun çözümü olarak tüketici kesimin devlet tarafından desteklenerek alım gücünü devreye koyduk.Şayet kaynaklar ihtiyaçlara cevap vermemiş olsa idi, fertlere yetecek kadar kaynak olamazdı. Halbuki kaynaklar konusunda devletin şirket kurarak vatandaşların tamamını bu kaynaklara ortak etmesi mümkündür. Bu her bireyin bu kaynaklara sahip olduğu manasına gelir. O takdirde fertlere yetecek kadar kaynak var demektir. Onun için devlet elindeki kaynakları kullanarak sosyal devlet projeleri ile adil gelir dağılımını sağlayabilir.Milli Ekonomi Modeli de bunu hayata geçirmeye çalışıyor. Adil bir gelir dağılımından maksat herkesin aynı miktarda gelire sahip olması değil, herkesin geçimini temin edeceği belirli bir gelir düzeyine ulaşmasıdır.Adil gelir dağılımının temin edilebilmesi için, a- devletin piyasalarda global güçlerin kontrolüne engel olması gerekirb- isteyen herkese proje mukabili faizsiz kredi verilmesi, paranın tekelleşmesini önleyeceği gibi, milli gelirin adil bir şekilde dağılımını da sağlayacaktır.c- Sosyal devlet projeleri gelirin adil dağılımını sağlar.d- Milli ekonomi modelinin vergi anlayışı yani gelir düzeyine göre vergi alınması da gelirde adaleti temin eder.e- Ayrıca yer altı zenginliklerinin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesiyle ciddi bir gelir temin edilir.Sürekli büyüme nasıl gerçekleşir?Milli Ekonomi Modeli tüketim eksenli bir ekonomi analizidir. Ekonomi tarihinde ilk defa tüketen kesim dikkate alınarak hazırlanan bir modeldir.Bugün tıkanan ekonomilerin sürekli büyümeyi temin edebilmeleri ciddi bir sorundur. Sürekli büyümenin olabilmesi için, üretim ve tüketimin devamlı devrede olması şarttır.Peki bu nasıl olacak?Eğer bir ekonomiyi büyütmek istiyorsak, tüketim kesimini desteklemek zorundayız. Tüketim kesimi desteklendiğinde üreticinin Pazar problemi kalmayacaktır. Böylece hem üretim, hem de tüketim aynı anda devreye girmiş olacaktır. Üretim ve tüketimin aynı anda devreye girmiş olması demek, ekonominin sürekli hareket halinde olduğunun bir ifadesidir ki, o takdirde ekonomi sürekli bir büyümenin içine girmiş demektir.Bugün yapılan iş, gerek üretimden gerekse tüketimden tahrik unsuru olan parayı çekip, belli sermaye sahiplerinin elinde tehdit unsuru haline getirmektir. Böylece insanların elinde olması gereken para belli güçlerin elinde hem üretim ve  hem de tüketimden dışlanırken, pazarda harcanması gereken para olması gereken yerlerde olmadığı için Pazar problemleri ortaya çıkmaktadır. Dikkat edilirse, dünyada ciddi sermayedarların var olmasına rağmen, ne üretim ne de tüketim istenilen seviyede değildir. Belli ellerde stoklanmış olan sermayenin adil bir şekilde yaygın halk tabanına kazandırılmasıyla Pazar ihtiyacı üretilen mamüller için giderilecek ve üretici kendisine rahatlıkla malını satabileceği hazır bir Pazar bulacaktır. Bugün gerek pazarda olanların ve gerekse pazara gidenlerin elinde istenilen imkan olmadığı için ne üreten kendisine üretim için gerekli desteği bulabiliyor ne de tüketen tüketimini yapabilmek için gerekli olan imkanlara kavuşuyor.Liberal kapitalist sistemin getirdiği bu parada tekelcilik anlayışı maalesef hem üretimi hem de tüketimi tıkayan büyük bir engel olarak ortaya çıkıyor.O bakımdan tüketici kesimi desteklemek zorundayız. Bugün ekonomilerin en büyük problemi tüketim kabiliyetini kaybetmiş insanları yığınlar haline getirmek oluyor. Ayrıca elde edilen gelirin tamamının tüketime dönüştüğünü var saysak bile, gelir en fazla kendisi kadar bir tüketim oluşturulabilir. Sonuçta  üretim ile tüketim arasında eksik üretim miktarı kadar fark ortaya çıkar.Bu açık kapatılmazsa zaman içinde ekonomilerde durağan döneme geçilmesi kaçınılmazdır.Dünyanın bugün yaşadığı kader de budur., İşte milli ekonomi modeli bu durağanlığı ortadan kaldırmak için devletin üretim ve tüketim arasında oluşan eksikliği tamamlamasını, devletin senyoraj hakkını kullanmasını ve bunu sosyal devlet modeli ile tüketim kesimine aktarmasını çözüm olarak sunmaktadır.Para, özgürlüğüne kavuşacakFaiz, bugün tüm dünya ekonomilerinin sıkıntısı olan resesyon, stagflasyon, deflasyon, işsizlik gibi birçok hastalığın ana kaynağıdır.Üretimden uzak, reel değil, sanal ekonomik büyüklükler ortaya çıkaran faiz, para ile para kazananın dışında topluma bir şey vermez.Paranın belli ellerde tekelleşmesini istemiyorsak, maliyetlerin artmasının önüne geçmek istiyorsak, talep daralmasını yok etmeye karar vermişsek ve neticede verimliliği artıracaksak faiz devre dışı kalmalıdır. İşte milli ekonomi modeli faizi bu gerekçelerle sistemden çıkarır.Faizsiz bir para politikası, emeği tahrik edecek üretim faktörlerini devreye koyacak paranın maliyetsiz  olması demektir.Bunun yanında faizle borç alan ülkeler açısından olayı ele alırsak, verilen bu değerler karşılığında ülke ekonomilerinin tamamı belli başlı yabancıların kontrolüne geçer. Artık ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmek mümkün olamaz. Tezimizde faiz ortadan kalkacağı için, para piyasada herkesin ulaşabileceği bir şekilde bulunacağından ekonomilerin ihtiyaç duyduğu tüketim ve üretim sağlanacaktır.Tezimiz faizi tamamiyle sistem dışı tutmaktadır. Para, özgürlüğüne kavuşurken, hem gelir dağılımında denge sağlanacak, hem de üretim önündeki engeller kaldırılacaktır.Paranın maliyetsiz olarak piyasalara sunuluşu enflasyonun oluşumunu engellediği gibi talep daralmasından kaynaklanan deflasyon da önlenecektir.
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler
Kayyum rektöre ballı maaşlı yeni koltuk
Bu ne sevgi ah!
Yolcu otobüsü şarampole devrildi
2 kişi öldü, 40 kişi yaralandı
Metin Cihan: 2 AK Parti: 0
İsrail'le ticaret tamamen durduruldu
Öğrencileri araçtan indirip darp ettiler
Minibüsçü terörü!
Erdoğan cephesinden algı oyunları
Boş koltukla ne mesaj verdi?
Özgür Özel ayrılırken yüzü gülüyordu
Erdoğan-Özel görüşmesi 1.5 saat sürdü
Bakan Yardımcısı davacı olmuştu
Barış Terkoğlu'na 2 yıl hapis
Acı gerçek!
Asgari ücretle sadece 5 bilet alınabiliyor
'Değerli eş genel başkanlar...'
Kurtulmuş'tan DEM'e anayasa ziyareti
Erdoğan Bayraktar davacı oldu
Kılıçdaroğlu hakkında hapis cezası istendi
İTO'ya göre en çok çocuk bluzunun fiyatı artmış
242 ürünün 155'inin fiyatı arttı
"Protestolara değil, Gazze'ye odaklanmalıyız"
ABD'li Senatör Sanders'tan kritik uyarı
İmalatta hava kötü!
10 sektörün 8'inde üretim zayıfladı
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler
Kayyum rektöre ballı maaşlı yeni koltuk
Bu ne sevgi ah!
Yolcu otobüsü şarampole devrildi
2 kişi öldü, 40 kişi yaralandı
Metin Cihan: 2 AK Parti: 0
İsrail'le ticaret tamamen durduruldu
Öğrencileri araçtan indirip darp ettiler
Minibüsçü terörü!
Erdoğan cephesinden algı oyunları
Boş koltukla ne mesaj verdi?
Özgür Özel ayrılırken yüzü gülüyordu
Erdoğan-Özel görüşmesi 1.5 saat sürdü
Bakan Yardımcısı davacı olmuştu
Barış Terkoğlu'na 2 yıl hapis
Acı gerçek!
Asgari ücretle sadece 5 bilet alınabiliyor
'Değerli eş genel başkanlar...'
Kurtulmuş'tan DEM'e anayasa ziyareti
Erdoğan Bayraktar davacı oldu
Kılıçdaroğlu hakkında hapis cezası istendi
İTO'ya göre en çok çocuk bluzunun fiyatı artmış
242 ürünün 155'inin fiyatı arttı
"Protestolara değil, Gazze'ye odaklanmalıyız"
ABD'li Senatör Sanders'tan kritik uyarı
İmalatta hava kötü!
10 sektörün 8'inde üretim zayıfladı

AKP'nin Naci İnci sevgisi: Boğaziçi rektörü, ballı maaşla Turkcell yönetim kuruluna atandı

Turkcell'in yeni yönetim kurulu, dün yapılan Olağan Genel Kurul toplantısının ardından belirlendi. Yönetim Kurulu'nda Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci de yer aldı.
03.05.2024 07:24:00
Haber Merkezi
AKP'nin Naci İnci sevgisi: Boğaziçi rektörü, ballı maaşla Turkcell yönetim kuruluna atandı
AKP'nin Naci İnci sevgisi: Boğaziçi rektörü, ballı maaşla Turkcell yönetim kuruluna atandı
Turkcell'in yeni yönetim kurulu belirlendi. Turkcell'den yapılan açıklamaya göre, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı görevine devam ederken, yönetim kuruluna Arda Ermut, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy atandı.

Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Sir Julian Horn-Smith ile Bağımsız Yönetim Kurulu üyeleri Afif Demirkıran ve Hüseyin Arslan, görevinden ayrıldı.

Bu kapsamda Ermut, Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi, Prof. Dr. İnci ve Prof. Dr. Sarısoy ise Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi oldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, şunları kaydetti:

Türkiye'nin Turkcell'i olarak 30 yıldır en yeni teknolojileri vatandaşlarımızla buluşturmanın ve ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nı 'Dijitalin Yüzyılı' yapma hedefimizi gerçekleştirmek için yeni yönetim kurulumuzla çalışacağız. Bu vesileyle görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerimize özverili çalışmaları ve emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Yönetim kurulumuza yeni katılan üyelerimize görevlerinin hayırlar getirmesini diliyorum. Daha da güçlü bir takım olarak, üretmeye ve ülkemiz için yatırım yapmaya devam edeceğiz.

Yavuzyılmaz: Alacağı maaş 150 bin TL

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, İnci'nin Turkcell'den alacağı aylık maaşın 150 bin lira olduğunu duyurdu.

Niğde - Ankara Otoyolu'nda otobüs şarampole devrildi: 2 ölü, 40 yaralı

Niğde-Ankara Otoyolu'nda yolcu otobüsünün şarampole devrilmesi neticesinde meydana gelen kazada ilk belirlemelere göre 2 kişi hayatını kaybetti, 40 kişi yaralandı.
03.05.2024 06:56:00
İhlas Haber Ajansı
Niğde - Ankara Otoyolu'nda otobüs şarampole devrildi: 2 ölü, 40 yaralı
Niğde - Ankara Otoyolu'nda otobüs şarampole devrildi: 2 ölü, 40 yaralı
Kaza gece 03.00 sıralarında Niğde - Ankara Otoyolu Nevşehir gişeler çıkışı Babakonağı mevkiinde meydana geldi.

Kilis - İstanbul seferini yapan Hannan Samanoğlu'nun kullandığı 79 AF 880 plakalı Metro Turizm'e ait yolcu otobüsü henüz belirlenemeyen nedenden dolayı şarampole devrildi.

Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine kaza yerine çok sayıda sağlık, itfaiye, AFAD, UMKE, jandarma ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar Nevşehir ve Aksaray'daki hastanelerde tedavi altına alındı. Kazada hayatını kaybeden 2 kişi otobüsün altından ekiplerce çıkartıldı.

Köpek yavruları da kurtarıldı

Kaza yapan otobüsün bagajında bulunan 3 tane köpek yavrusu da kurtarılarak ekiplere teslim edildi.

Kaza nedeniyle Niğde - Ankara Otoyolu'nda trafik kontrollü olarak sağlanıyor.


Sürmene'de minibüs şoförleri özel servis kiralayan üniversite öğrencilerinin yolunu keserek darp etti

Trabzon'un Sürmene ilçesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri tarafından kiralanan öğrenci servisine kızan minibüs şoförleri aracın önüne kesti. Servis sürücüsü ve öğrenciler, ilçe hat minibüsü şoförleri tarafından saldırıya uğrarken, öğrencilerin şikayeti üzerine yapılan çalışmada şüpheli 4 kişiden 2'si gözaltına alındı.
03.05.2024 06:05:00
İhlas Haber Ajansı
Sürmene'de minibüs şoförleri özel servis kiralayan üniversite öğrencilerinin yolunu keserek darp etti
Sürmene'de minibüs şoförleri özel servis kiralayan üniversite öğrencilerinin yolunu keserek darp etti
Edinilen bilgiye göre ilçenin Çarşı Mahallesi'nde meydana gelen olayda Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü'nde öğrenim gören öğrenciler ulaşım sorunları nedeniyle özel bir servis kiraladı.

Üniversite öğrencilerinin servis kiralamasına kızan minibüs şoförleri tarafından araçların önleri kesilerek durduruldu.


Okul çıkışında durdurulan servis sürücüleri, öğrenciler ve minibüs şoförleri arasında yaşanan tartışmanın arbedeye dönüşmesiyle bazı öğrencilerin ve servis sürücüsünün saldırıya uğradığı öne sürülürken, öğrencilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Darp raporu alan öğrenciler şikayetçi olurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

2 kişi gözaltına alındı

Trabzon Valiliği tarafından yapılan açıklamada şikayet üzerine 4 kişi hakkında başlatılan tahkikat neticesinde 2 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.


Açıklamada, "İlimiz Sürmene ilçesindeki KTÜ Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümü öğrencilerinin dolmuşlarda yer bulamadıkları için servis kiraladıkları gerekçesiyle, kiraladıkları özel servisin önü dolmuş şoförleri tarafından kesilerek servis şoförü ve içindeki öğrencilere tehdit ve hakaret edilip darp edildikleri yönünde sosyal medyada yer alan haberlerle ilgili olarak; servis şoförü ve darp edilen öğrencilerin şikayetleri üzerine şüpheliler Ö.D., K.D., H.S., ve S.Y. hakkında cumhuriyet savcısının talimatıyla başlatılan tahkikat neticesinde şüpheliler Ö.D. ve K.D. gözaltına alınmıştır. Mezkur olayla ilgili valiliğimizce de çok yönlü inceleme başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.


Hatay'da 11 kaçak göçmen minibüste yakalandı

Hatay'da polis ekiplerinin yaptığı operasyonda minibüs içerisinde 11 kaçak göçmen yakalanırken, o anlar kameraya yansıdı.
02.05.2024 18:50:00
İhlas Haber Ajansı
Hatay'da 11 kaçak göçmen minibüste yakalandı
Hatay'da 11 kaçak göçmen minibüste yakalandı
Hatay Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin göçmen kaçakçılığına yönelik çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Göçmen kaçakçılığı suçlarına yönelik yapılan operasyonlar çerçevesinde; 26 Nisan tarihinde tespit edilen ve Antakya-Belen yolunda durdurulan 1 araçta yurda illegal yollardan girdikleri anlaşılan 11 Suriye uyruklu göçmen yakalandı.

Kaçak göçmenlerin yakalanma anları kameraya yansıdı.

Yakalanan kaçak göçmenler işlemlerin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

Olayla ilgili gözaltına alınan F.A. ve Ş.D. ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.