Avrupa, sosyal devlet döneminin sona erdiğini ilan etti

Silikon Vadisi olarak bilinen California eyaletinin San Jose şehri, Detroit'ten sonra iflas eşiğine geldi. Şehir 1,1 Milyar Dolarlık bütçeden yaklaşık % 20, yani 245 Milyonu sosyal ödeneklere harcanıyor ve bu harcamalar gittikçe artmaktadır. Para kazanmak için, yetkililer kütüphaneleri kapatmak, belediye çalışanlarının sayısını azaltmak ve kalanların maaşlarını düşürmek zorunda kaldı. Fon kesintileri sonucunda şehirde suç arttıkça artıyor. ABD'li ekonomist Boston Üniversitesi'nde profesörü Laurence Kotlikoff  ABD'nin bütçe açığının 200 Trilyon Dolar olduğunu ve ülkenin iflas ettiğini geçen haftaki röportajda söyledi. Laurence Kotlikoff'un fikrince  ülkelerin resmi borç raporları ekonomik anlamsız sayılardır. Hükümetin aldığı veya ödediği her dolar bir ekonomik terimle adlandırılır. Örneğin, hükümet sosyal güvenlik kesintileri 'vergi' veya 'hükümet kredisi' diyebilir. Ve sosyal yardımı 'sübvansiyonlar' veya 'anaparanın iadesi, ya da yüzdeli anapara' diyebilir. İktisat teorisinde hükümetin  kelime seçimini sınırlayacak bir şey yok ve farklı göstergelere farklı  borç, vergi ve harcama raporları uydurulabilinir. Bunun için Laurence Kotlikoff  ABD bütçe açığını halkın elinde mevcut 12 Trilyon Dolar olarak değil, 17 kat daha fazla 200 Trilyon Dolar olarak tahmin ediyor.Bloomberg Ajansı tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, Amerikalıların çoğunluğu ABD'de ekonomik durumun iyileşmesine inanmıyor. Bu arada Avrupa'da da acayip gelişmeler oluyor. Geçen hafta, 30 Nisan 2013'te tahta geçen Hollanda'nın yeni kralı Willem-Alexander sosyal devlet döneminin sona erdiğini ilan etti. Willem-Alexander ulusal televizyonda Hollanda halkına seslendi. Kral sosyal devlet yerine ulusal hükümetin daha az katılımlı, insanların kendi geleceği için sorumluluk alan, kendi sosyal ve finansal güvenliklerini oluşturan  toplumu savundu. Sözün Türkçesi; Hollanda Kralı Willem-Alexander artık 'her koyun kendi bacağından asılacak' dedi. Dünya ekonomileri üzerinde hâkimiyetini daima arttırmak isteyen devletler ve hükümetler üstü uluslararası şirket ve güçler neden bu kadar ciddi mesajı Hollanda gibi küçük monarşi ağzı ile vermek istedi? Çünkü Hollanda ve onun kraliyet tahtı devletler ve hükümetler üstü uluslararası şirket ve güçlerde ayrı bir yeri mevcut. Hatırladığımız kadar Hollanda, 25 Mart 1957 yılında Avrupa Birliği'nin kurucularından biridir. Üç sene evvel ise, 29 Mayıs 1954'te sakin bir Hollanda şehri Osterberg'te Bildeberg otelinde dünyanın en etkili iş, siyaset ve ekonomi temsilcileri toplandı. Bu Bildeberg kulübünün ilk toplantısı idi. Toplantıya ev sahipliğini Hollanda Prensi Bernhard ve Unileve Anglo Hollanda şirketi başkanı Alanlar Riskensa yaptı. Avrupa Birliğinin kurulmasında vesile olan Hollanda, şimdi dağılışını kralın sembolik mesajı ile ilan etmiş oldu. Türkiye hala AB'ye girme isteğini koruyor mu acaba? Ve en önemlisi, gelecek seçimlerde 'AB'ye grime' propaganda aletini bazı partiler oy manipülasyonu için kullanacak m?