Ayn el-Arab (Kobani) düşmüşmüşş!

"Muîni zâlimin dünyada erbâb-ı denâetdir           Köpektir zevk alan sayyâd-ı bîinsâfe hizmetten."(Dünyada zalimin yardımcısı alçaklardır,İnsafsız avcıya hizmetten zevk alan, köpektir." (Namık Kemâl) Öyle gördük, öyle duyduk, öyle bildik ki; çocuk mahallede birinden korktuğunda abisine, abisinden korktuğunda babasına, babasından korktuğunda annesine, annesinden-babasından korktuğunda varsa ninelerine-dedelerine sığınır. Dedeleri-nineleri yoksa çocuğun sığınacak tek yeri kendisine kızgın da olsa ana kucağıdır!...Birinden veya birilerinden korkan çocuk değil de yetişkinse; Devlet'ten, Devletin Polisinden, Askerinden; olmazsa yasalardan yani Savcı'dan, Hakim'den başka sığınacağı yer var mıdır?Devlete ve devleti temsil eden erklere sığınamayan veya onları, umduğu/aradığı/zannettiği yerde ve konumda bulamayan birinin mazlûmâne Allah'a sığınmaktan başka çaresi kalır mı?Dinsiz Dinci'ler; son asâkirullah Türk Milletini, bîçâre konumuna soktular! Mütedeyyin Müslüman Türk Milleti, Allah'a sığındı!Haçlı taşeronları; el-Kâideler, el-Nusralar, ÖSO'lar, IŞİD'ler; "Allahüekber" nidalarıyla "Allahüekber" diyen zavallı Müslümanları katletmeğe, boğazlamaya başladılar!Kaçanın da, kovalayanın da "Allah!" dediği bir zalim ortamda; bir başka Haçlı taşeronu PKK, bağımsızlık savunucusu milis savaşçıları tarifine sokulmaya çalışılıyor!Yıllarca Marksist, dinsiz bir örgüt olduğu; yıllarca İslâmiyetle, Hz. Peygamber (s.a.a.)'le, namazla, oruçla, ezanla dalga geçen; kendi aralarında yaptıkları orta-oyunlarda İslâmi ibadetler ve inançlarla alay ederek dalga geçen PKK; Allah'ın âyetleriyle "Bakara-makara" diye alay eden dinci siyâsilerin sağladığı ortamda, mazlûm halkların savunucusu edilmek isteniyor!Kırk yıldır; izbelerde, yeraltında cemaat, tarikat maskesiyle Devlet'e, Sistem'e, Cumhuriyet'e düşman olarak semiren, semirtilen Dinciler; "Askeri Vesayet"ten şikâyet ede ede, mazlûm rolünde ağlaya ağlaya; Türk'e Atatürk'e ve Laik Cumhuriyete söve söve; vatandaşı "Allah ile aldatarak" Devletin bütün kurumlarını ele geçirdiler!"Biz; terörle teröristle görüşecek kadar namussuz, şerefsiz değiliz!" dediler, sonra; "Biz değil Devlet görüştü ve Devlet gerekirse şeytanla da görüşür!" diyerek inkâr ettiklerini meşrûlaştırdılar!Kırk yıllık mazlum rolünden, muktedir zalimliğe terfi eden; "Demokrasi gereken durakta inilecek tramvaydır," diyen Demokrasi Tramvayı Vatmanı; "Benim ülkemde 32 yıldır devam eden bir PKK terör örgütü var. Acaba bu dünyayı neden rahatsız etmiyordu. Çünkü o terör örgütünün önünde İslam diye bir kelime yoktu... Demek dert başka! IŞİD'in İslâm ile alakası yok!" dedi!IŞİD'in İslâmla alakası yoksa ve AKP Yönetimindeki Türkiye; "Gerekirse şeytanla da görüşür!"se/görüştüyse/görüşüyorsa; bu şikâyetlenmeler niye? Kimden, kime şikâyetleniyorlar? Kaçıp camiye sığınan Iraklı Müslümanın kafasına, caminin ortasında mermi sıkan ABD askerlerine; "Irak'ta savaşan ABD'li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz" (Wall Street Journal, 31 Mart 2013) diye dua eden; Devletin gerektiğinde şeytanla da görüşmesi emrini verdiğini söyleyen, aynı zamanda; "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika İnisiyatifindeki rolümüz, Eşbaşkanlık görevimiz bize, özellikle Ortadoğu'da önemli görevler yüklemektedir. ... Az önce bir kaçını hatırlattığım bu girişimler, aynı dış politikanın, aynı vizyonun tutarlı ve tamamlayıcı parçalarıdır" (21 Şubat 2006/ TBMM AKP Gerup Toplantısı) diyen Uzun Adam; bugün kimi, kime şikâyet ediyor?BOP Eşbaşkanı olarak bölgedeki görevleri dahilinde, Türk ordusunu pasifize eden ben miydim? Gece yarısı dikte yasalarla dokunulmaz edilen bölücü PKK'lılarla Mehmetçiği taşlayan/taşlatan; "Senin Devletin bize söz verdi!" diye Mehmetçiğe çemkirenler, şimdi de; "Kobani düşerse, Adana düşer, Kobani düşerse Ankara düşer. Kobani düşerse Türkiye düşer. Bölge Kürt halklarının tamamı Kobani'ye sahip çıkacaktır. İmralı ile yapılan görüşmelerde de bu dile gelmiştir. Kobani düşerse çözüm süreci de biter!" diye çemkiriyorlar! Sanki Türkiye'yi sınır ötesinden ve sınırlarımız içinde PKK'lılar koruyorlarmış gibi konuşuyorlar! İte bak, yattığı yere bak!Uzun Adam'a ve atadığı Kısa Adam'a; "Sonradan el-Nusralaşan, ÖSO'laşan, IŞİD'leşen Müslüman kardeşler veya benzer, Esad muhalifi örgütlere destek veren ben miydim?" diye sormazlar mı? Uzun Adam'ın da söylediğine göre zorla Kobani'leştirilen Ayn el-Arap düştü ve IŞİD'in eline geçti! Yanlış yönetimler ve yanlış yöneticilere rağmen Türkiye düşmedi! Aksine dimdik ayakta! Sınır-boyu, kol kola girmişçesine namlularını Ayn el-Arab'a çeviren tankları görüp, göğsü kabarmayan Türk var mıdır? O kıt akıllarıyla bizim, IŞİD veya başka terör örgütlerini bahane ederek savaşa girip, sınır ötesindeki PKK'lıları korumamızı istiyorlar! Aksi halde çözüm süreci bitermiş! Yok ya!Daha önce Oslo'da, Uzun Adam'ın emriyle şeytanla görüşülürken anlaşmışlarmış ya! Beğler! Önce sahte çürük raporuyla askerden kaçıp, yeri yerinden oynatan düğününde toplanan takılarla babasını dünyanın en zenginleri arasına sokan mahir oğullar, IŞİD'in üzerine gönderilecek, sonra biz gereğini yaparız! Eğer o mahir oğullar cepheye sürülürse yaşıma-başıma bakmadan onlardan önce bu iğrenç cellatlara ben saldırmazsam kahpeyim!Aksi halde; Müslüman milletin çocuklarını, Müslümanların üzerine gönderirlerse hem; "BOP Eşbaşkanı olarak bölgede görevlerimiz var!" diyen Uzun Adam, hem Kısa Adam, hem de bu teskereye destek veren Milliyetsiz Milliyetçiler, Türk Milletine ihânet etmiş olurlar! "OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...