‘Baki kalan eman istiğfardır’
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: “Yeryüzünde Allah’ın azabından iki eman vardı. Onlardan biri kaldırılmış (elden çıkmış) diğeri ise yanınızdadır; o halde ona sarılın. Kaldırılmış olan eman Resûlullah; baki kalan eman ise istiğfardır”
13.06.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Hz. Ali (a.s.), kendisine inancı olmadığı halde onu övmekte aşırı giden fakat kalbinde olanı söylemeyen bir adama şöyle buyurdu: "Ben, dediğinin altında, içinde olanın (gizlediğinin) ise üstündeyim."
Ebu Ca'fer imam Muhammed b. Ali el-Bâkır (a.s), Hz. Ali (a.s)'dan şöyle nakletti: "Yeryüzünde Allah'ın azabından iki eman vardı; onlardan biri kaldırılmış (elden çıkmış), diğeri ise yanınızdadır; o halde ona sarılın. Kaldırılmış olan eman Resûlullah; baki kalan eman ise istiğfardır. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: 'Sen içlerinde olduğun halde Allah onları azaplandıracak değildir ve onlar istiğfar ettikleri halde de Allah onları azaplandıracak değildir.' (Enfal: 33)."
Hz. Ali'ye (a.s), "Hayır nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Hayır, malının veya evladının çoğalması değildir. Şüphesiz ki hayır ilminin çoğalması, hilminin büyümesi ve Rabbine ibadet sayesinde insanlar arasında yücelmendir. O halde eğer iyilik yapmış olursan, Allah'a hamd edersin; eğer kötülük etmiş olursan, Allah'tan bağışlanma dilersin. Dünyada sadece iki kişiye hayır vardır. Birisi günah işlediğinde hemen tevbeyle telafi eden, diğeri ise hayırlara koşan kimsedir."
İmam Ali'nin (a.s.) sözlerinden bazıları şöyledir:
"Kılıçtan geriye kalanlar, sayı bakımından daha kalıcı ve evlat bakımından daha fazladır. (Örneğin Hz. Hüseyin (a.s)'ın çocukları ve takipçileri daha kalıcı ve çoktur; düşmanları ise çok olmalarına rağmen onlardan bir eser kalmamıştır)."
"Bilmiyorum sözünü terk eden kimse, helak olur."
"İhtiyarın görüşü, gencin (kılıç) vuruşundan bana daha sevimlidir." Başka bir rivayete göre: "İhtiyarın görüş ve fikri, onun (savaşa) hazır olmasından daha sevimlidir bana."
"İstiğfar etmek dindeyken ümitsizliğe kapılana şaşarım."
"Kim kendisiyle Allah arasında olanı düzeltirse, Allah da onunla insanların arasını düzeltir; kim ahiret işini düzeltirse, Allah da dünya işlerini düzeltir; kimin kendi içinden bir öğüt vereni olursa, Allah tarafından onun için bir koruyucu olur."
"Mükemmel fakih (İslami ilimlerde mütehassıs, zeki ve anlayışlı kimse), halkı Allah'ın rahmetinden ümitsiz etmeyen, onları Allah'ın şefkatinden ümitsizliğe düşürmeyen ve Allah'ın düzeninden (cezasından) onları güvende kılmayan kimsedir."
"Bu kalpler, bedenlerin usandığı gibi usanır; o halde bu kalplere yeni hikmetler arayın."
"İlmin en değersizi, dilde duranıdır; en üstünü ise aza ve organlarda görünendir."
"Sizden biriniz; 'Allah'ım, fitneden Sana sığınırım' demesin. Zira fitneye duçar olmamış hiç kimse yoktur. O halde sığınanlar fitnelerin saptırıcılığından Allah'a sığınmalıdır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir.'(Enfal: 28). Bu ayetin manası da şudur: Allah Teâlâ, rızkına karşı çıkanlarla, kendi payına rızayet gösterenlerin açıkça ortaya çıkması için evlat ve mallarla insanları imtihan etmektedir. Gerçi Allah onları kendilerinden daha iyi bilmektedir. Ama sevap veya cezayı gerektiren fiillerin (kendilerine) aşikâr olması için onları imtihan etmektedir. Zira bazıları erkek çocukları sevmekte, kız çocuğundan ise nefret etmekteler. Bazıları da malın çoğalmasını sevmekte ve ondan bir şevin azalmasını sevmemekteler."
(Nehcü'l-Belağa'dan…)
Ebu Ca'fer imam Muhammed b. Ali el-Bâkır (a.s), Hz. Ali (a.s)'dan şöyle nakletti: "Yeryüzünde Allah'ın azabından iki eman vardı; onlardan biri kaldırılmış (elden çıkmış), diğeri ise yanınızdadır; o halde ona sarılın. Kaldırılmış olan eman Resûlullah; baki kalan eman ise istiğfardır. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: 'Sen içlerinde olduğun halde Allah onları azaplandıracak değildir ve onlar istiğfar ettikleri halde de Allah onları azaplandıracak değildir.' (Enfal: 33)."
Hz. Ali'ye (a.s), "Hayır nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Hayır, malının veya evladının çoğalması değildir. Şüphesiz ki hayır ilminin çoğalması, hilminin büyümesi ve Rabbine ibadet sayesinde insanlar arasında yücelmendir. O halde eğer iyilik yapmış olursan, Allah'a hamd edersin; eğer kötülük etmiş olursan, Allah'tan bağışlanma dilersin. Dünyada sadece iki kişiye hayır vardır. Birisi günah işlediğinde hemen tevbeyle telafi eden, diğeri ise hayırlara koşan kimsedir."
İmam Ali'nin (a.s.) sözlerinden bazıları şöyledir:
"Kılıçtan geriye kalanlar, sayı bakımından daha kalıcı ve evlat bakımından daha fazladır. (Örneğin Hz. Hüseyin (a.s)'ın çocukları ve takipçileri daha kalıcı ve çoktur; düşmanları ise çok olmalarına rağmen onlardan bir eser kalmamıştır)."
"Bilmiyorum sözünü terk eden kimse, helak olur."
"İhtiyarın görüşü, gencin (kılıç) vuruşundan bana daha sevimlidir." Başka bir rivayete göre: "İhtiyarın görüş ve fikri, onun (savaşa) hazır olmasından daha sevimlidir bana."
"İstiğfar etmek dindeyken ümitsizliğe kapılana şaşarım."
"Kim kendisiyle Allah arasında olanı düzeltirse, Allah da onunla insanların arasını düzeltir; kim ahiret işini düzeltirse, Allah da dünya işlerini düzeltir; kimin kendi içinden bir öğüt vereni olursa, Allah tarafından onun için bir koruyucu olur."
"Mükemmel fakih (İslami ilimlerde mütehassıs, zeki ve anlayışlı kimse), halkı Allah'ın rahmetinden ümitsiz etmeyen, onları Allah'ın şefkatinden ümitsizliğe düşürmeyen ve Allah'ın düzeninden (cezasından) onları güvende kılmayan kimsedir."
"Bu kalpler, bedenlerin usandığı gibi usanır; o halde bu kalplere yeni hikmetler arayın."
"İlmin en değersizi, dilde duranıdır; en üstünü ise aza ve organlarda görünendir."
"Sizden biriniz; 'Allah'ım, fitneden Sana sığınırım' demesin. Zira fitneye duçar olmamış hiç kimse yoktur. O halde sığınanlar fitnelerin saptırıcılığından Allah'a sığınmalıdır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir.'(Enfal: 28). Bu ayetin manası da şudur: Allah Teâlâ, rızkına karşı çıkanlarla, kendi payına rızayet gösterenlerin açıkça ortaya çıkması için evlat ve mallarla insanları imtihan etmektedir. Gerçi Allah onları kendilerinden daha iyi bilmektedir. Ama sevap veya cezayı gerektiren fiillerin (kendilerine) aşikâr olması için onları imtihan etmektedir. Zira bazıları erkek çocukları sevmekte, kız çocuğundan ise nefret etmekteler. Bazıları da malın çoğalmasını sevmekte ve ondan bir şevin azalmasını sevmemekteler."
(Nehcü'l-Belağa'dan…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.