logo
07 EYLÜL 2025


Karanlıkta yanan bir ışık: 1997’de düşülen notlar, 2025’in gerçekliği

14.07.2025 00:00:00
1997 ya da 1998 yılıydı. İstanbul'un kalbinde, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda, iki gün süren anlamlı bir buluşma gerçekleşti: Dini ve Milli Bütünlük Kurultayı. Katılımcıları sıradan insanlar değildi. Dönemin önde gelen ilim adamları, gazetecileri, siyasetçileri; fikriyle ve duruşuyla milletin ufkunu aydınlatan kalem ve kelam erbabı bir aradaydı. Ve elbette kürsüde, o kurultayın mimarı, gönüllere dokunan, vicdanlara seslenen bir isim vardı: Prof. Dr. Haydar Baş.

Bu kurultay, bugün bile hafızalarda yerini koruyor çünkü dile getirilen hakikatler, sadece dönemin değil, sonraki yılların da pusulası olabilecek nitelikteydi. Aradan geçen yaklaşık otuz yıl, o sözlerin zaman üstü bir feraset taşıdığını ispatladı. O gün orada söylenenler bugün dahi yankılanıyorsa, bu yalnızca bir hatıranın değil, bir hakikatin diriliğindendir. Ne var ki "görmek" istemeyene ışık fayda etmez. "Ama görene, köre ne!" demiştik ya… Aslında bütün hikâye burada başlıyor.

Haydar Hoca'nın yaptığı kapanış konuşması, bir hitabet değil, bir nesiller manifestosudur. Konuşmasında altı çizilen üç temel vurgu —inanç-akide-milli değerler— yalnızca bir milletin kimliğini değil, aynı zamanda beka iradesini de tayin eder. O gün şöyle denmişti: "Büyük millet olmanın vasfı, inanç, akide ve milli değerlerini korumaya bağlıdır." Bugün yaşadıklarımızı bu cümlenin merceğinden okuduğumuzda, tablo ne yazık ki berraklaşıyor: Ya bu değerleri kaybettik ya da bu değerlere sırt döndük.

Bir toplumun dini bütünlüğü sarsıldığında, milli bütünlüğü de çatırdar. Bu, sosyolojik bir tespit değil, tarihî bir kanundur. Haydar Hoca'nın uyarısı, bugünkü dağınıklığımızı yıllar öncesinden sezmiş bir basiretin eseridir: "Milletin milli bütünlüğü, dini bütünlüğünden geçer." Bugün birbirini ötekileştiren, kurumlarıyla kavgalı, geleneğine yabancılaşmış bir toplum olarak yaşadığımız her kırılma, bu cümlenin inkârı pahasına gerçekleşmiştir.

Kurultayda verilen bir başka mesaj da şudur: Türkiye'nin jeopolitik yalnızlığı tesadüf değildir. Batı ittifaklarıyla kurulan yapay dostluklar, Kıbrıs'tan NATO'ya, AB'den soğuk savaş yıllarına kadar defalarca teste tabi tutulmuş ve hep sınıfta kalmıştır. Haydar Hoca'nın dikkat çektiği gibi, Batı bizi yalnız bırakmakla kalmadı, değerlerimizi zayıflatacak şekilde içimize müdahale etti. Eğitimden medyaya, ekonomik politikalardan kültürel kodlara kadar uzanan bir "soğuk savaş" düzeni içinde; millî ve manevî omurgamız hedef alındı.

Bugün yaşadığımız sosyal krizleri yalnızca siyasi bir bağlamda yahut günübirlik analizlerle açıklamak; geçmişe sırt dönüp geleceği sadece beklentiye bırakmak, bir nevi köksüzlüğü kabullenmektir. Hâlbuki Haydar Baş, konuşmasının sonunda, bize özümüzü hatırlatıyordu: Mevlana'nın, Hacı Bektaş'ın, Yunus'un, Ahmet Yesevî'nin yolundan gitmek. Modernitenin baş döndüren hızına kapılmadan, örfümüzle, âdetimizle, geleneğimizle yeniden bütünleşmek.

Bugün bu sesin yankısı daha da derinleşiyor. Çünkü artık iş işten geçmek üzere. Çünkü artık satır arası değil, satır üstü bir tehlike ile karşı karşıyayız. Kurultay metninde zikredilen ifadeler, Doğu ve Güneydoğu'daki Kürdistan hayallerinden Karadeniz'deki Ermenistan projelerine, Fırat-Dicle havzasındaki Arz-ı Mev'ud planlarına kadar Türkiye'nin dört bir yanını kuşatan tehditleri işaret ediyordu. O tehditler bugün fiiliyata dökülmüş, içimizde çatlaklar oluşturmuştur.

Sonuç mu?

Bir milleti millet yapan, toprağına çizilen harita değil; kalbine kazınan inançtır. Kurultayda konuşulanlar bir harita değil, bir vicdan pusulasıdır. O pusula hâlâ elimizde duruyor. Sadece yönüne yeniden dönmemiz gerekiyor. Aksi takdirde her çağın sorusu bize yeniden sorulacaktır: Siz bir millet misiniz, yoksa bir kalabalık mı?

AHKÂM-I HATİME

1997'de yapılan bu kurultay, bir hatırlatma değil, bir ikazdır. Çünkü o gün söylenenler, bugün yaşananların pusulasıydı. Gönlünü birleştiremeyenlerin sınırları dağılır; inancıyla var olmayan, birliğini koruyamaz. Haydar Hoca'nın o gün yaptığı çağrı hâlâ geçerlidir: Kavga değil kardeşlik, dağınıklık değil dirlik, yabancılaşma değil köklerle bütünleşme zamanı.

Not:

-Dini ve Millî Bütünlük Kurultayı'nın kapanış konuşmasını izlemek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=lFeiIgZvCJY

-Ayrıca, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait birçok arşivlik video ve konuşmaya ulaşmak için Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü YouTube kanalını ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

https://www.youtube.com/@haydarbas.e/featured
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
'Türkiye’de herkese aynı hukuk işlemiyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
Çoban krizi büyüyor
130 bin TL maaşa çoban bulunamıyor
Rusya yine Ukrayna'yı vurdu
Bugüne kadarki en büyük saldırı
Okullar açılıyor
Milyonlar ders başı yapacak
Gazze'de can kaybı 64 bin 368'e yükseldi
İslam devletlerinden tek bir adım yok
'Bu dava siyasi değildir' demişti
Alaattin Köseler yeniden tutuklandı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddialar emniyete uzandı
Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında gözaltı kararı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanığa tahliye
Alaattin Köseler'in tahliye kararına yapılan itiraz kabul edildi
Köseler yeniden gözaltına alındı
Binlerce çalışan işini kaybediyor!
Hazır giyim sektörü komada
Kayyuma karşı kritik hamle
CHP 21 Eylül'de kurultay yapacak
Yüzde 50 faizle üretim yapılmaz!
Sanayici son kerteye geldi
Pazar paylı sürekli azalıyor
Dizel otomobiller yakında tarih olacak
Gazze'de onlarca şehit daha
Son 24 saatte 68 Filistinli katledildi
Okullar açılıyor
BTP liderinden dikkat çekici çağrı
'Türkiye’de herkese aynı hukuk işlemiyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
Çoban krizi büyüyor
130 bin TL maaşa çoban bulunamıyor
Rusya yine Ukrayna'yı vurdu
Bugüne kadarki en büyük saldırı
Okullar açılıyor
Milyonlar ders başı yapacak
Gazze'de can kaybı 64 bin 368'e yükseldi
İslam devletlerinden tek bir adım yok
'Bu dava siyasi değildir' demişti
Alaattin Köseler yeniden tutuklandı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddialar emniyete uzandı
Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında gözaltı kararı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanığa tahliye
Alaattin Köseler'in tahliye kararına yapılan itiraz kabul edildi
Köseler yeniden gözaltına alındı
Binlerce çalışan işini kaybediyor!
Hazır giyim sektörü komada
Kayyuma karşı kritik hamle
CHP 21 Eylül'de kurultay yapacak
Yüzde 50 faizle üretim yapılmaz!
Sanayici son kerteye geldi
Pazar paylı sürekli azalıyor
Dizel otomobiller yakında tarih olacak
Gazze'de onlarca şehit daha
Son 24 saatte 68 Filistinli katledildi
Okullar açılıyor
BTP liderinden dikkat çekici çağrı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.