Başbakan'ın itirafı tek çıkar yol!

"Oğlum Bilal'in üzerinden bana ulaşmak istiyorlar" diyor Erdoğan. Aslında öyle olmuyor. Savcılar neye el atsa iş dönüyor dolaşıyor kendilerine uzanıyor.Gelelim kastettikleri olaya.Oğlu Necmettin Bilal Erdoğan okul ve öğrenci yurdu yaptırmak için bir vakıf kuruyor. Vakfın adı TÜRGEV.  Bilal Erdoğan'dan başka, Recep Beyin kızı Esra Albayrak, damadı Serdar Albayrak ve Ümraniye Belediye ile Beyoğlu Belediye Başkanı Mustafa Demir de kurucu üyeler arasında. Çeşitli imar değişiklikleri ile trilyonluk arsalar Necmettin Bilal Erdoğan'ın yönetimindeki bu vakfa devrediliyor. İGDAŞ'a ait arazi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Şehzade Başı'ndaki arazisi, Altunzade'de hazineye ait bir arazi.Başbakan soruyor:"- Yurt yaptırmak suç mu?"Suç değil de, şimdi biz, birkaç arkadaş, yahut ailece bir vakıf kursak, Kur'an Kursu, öğrenci yurdu ve İmam Hatip Lisesi yaptırmak da tüzüğümüzün ana maddeleri içersinde olsa, hani sizin Necmettin Bilal Erdoğan gibi bazı arazilere otel yapmayı falan düşünmesek, bize, İstanbul'un bu güzide semtlerinden gerçekten taşı toprağı altın olan bu arazilerden imar değişiklikleri yapılarak bir metre kare yer tahsis edilir mi? Sonra, nedir o, Milli Eğitim Bakanlığı'na ait arsalara el koymalar yahut Milli Eğitim'in almak istediği arsalardan Milli Eğitimi vazgeçirtip Necmettin Bilal Erdoğan'ın vakfına devretmeler? Ve nedir İstanbul Belediyesi'ne ait arsaları Necmettin Bilal Erdoğan'ın TÜRGEV'ine devredilmesi? Şahsi sevabı bile milletin kesesinden, (millete duyurmadan yapılmak istenen) millet malına el koymalarla yapılan hayırlarda aramak ve milletin hakkını savunmakla mükellef olan Başbakan'ın bütün bunları normal görmesi, hele kendi ailesi olunca, normal görmesi anormal değil mi?Zaten Başbakan'a göre evinde ayakkabı kutuları içersinde milyon dolarlar bulunan banka müdürü en güvenilir insan. Tonlarca altını ve milyarlarca euro ve doları beyansız ülkesine sokan malum işadamı "Hayırsever biri". Kötü olanlar, "Bunların niye kaydı kuydu yok" diyen polisler, savcılar ve gazeteciler.Ömründe iki koyun gütmemiş bakan çocuklarının evlerinde milyon dolarlar bulunması normal, ömrünün otuz yılını çalışarak geçirmiş emekli, dul ve yetimin, "Verdiğiniz 804 lira ile geçinemiyoruz" demesi, nankörlük ve anormal? Devlet memurluğu dışında hiçbir iş yapmamış bakanların, valilerin üç-dört milyonluk yalı sahibi olması normal, ömrünü işadamı olarak geçirmiş, fabrika sahibi Sinan Aygün'ün evinde 2,5 milyon dolar çıkması anormal?Devlet kesesinden gazete sahibi olmak normal? Baba malı ve alın teri ile gazete sahibi olan işadamlarının gazetesinde çalışan yazar, çizer ve muhabirlerin hükümet icraatlarındaki olumsuzlukları okurları ile paylaşmaları anormal. Avrupa Birliği'ne kurban edilen çiftçinin, "Geçinemiyoruz" demesi anormal. Tarım Bakanı'nın, "Gözünüzü toprak doyursun" demesi normal? Öcalan'a "Sayın" şehide "Kelle" demek normal. Türk Bayrağı, Devlet kurumları ve Devlet Madalyalarındaki T.C. kısaltmasını eleştirmek, anormal?Daha neler, neler?Size bir şey söyleyeyim mi? Aslında bu hale getirilmiş bir toplumun elden düşmüş bir vazo gibi paramparça olması normal. Ve fakat hâlâ ayakta duruyor olması anormal.Bu gidiş kötü bir gidiş. İş işten geçmeden hepimizin Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Rahmet Kapıları Kapanmadan" başlıklı ikazına kulak verip "Nuh'un Gemisine binmemiz" tek ama tek çıkar yol; bundan emin olun?