Batı Mısır'da ikiyüzlü Suriye'de "Nur" yüzlü

Bir milleti millet yapan bütün değerleri uğruna hâk ile yeksân/yerle bir ettiği Batı'ya/Haçlı dünyasına arada bir "rol icabı Helga sevişiyor" kabilinden çaka satmayı da ihmal etmeyen devletlûlarımız numaralarına en son bir yenisini eklediler ve Batı'yı/haçlı dünyasını Mısır konusunda iki yüzlülükle itham ettiler.Tarih şahittir ki, iki yüzlülük çok yüzlülüğe kıyasla daha ehvendir ve yüzsüzlüğü yanında erdem bile kabul edilebilir.Çıkarı söz konusu olunca öz babasından geçen Batılı/Haçlı için ne yüzün ne de astarın hiçbir önemi yoktur.Önemli olan çıkarıdır.Tarihini çevirdiğinde nal sesi-kısrak sesi duyulanla, geçmişine baktığında sadece yal sesi ile eşek anırması duyulan milletler aynı değildir.Yeter ki övündüğün bir tarihin ve sana yön veren bir basiretin olsun.Mısır'daki darbeye hiç olsun bir kez "bu darbedür" demeyen Haçlı dünyasına "ikiyüzlü" türü hakaretler yağdıranlar, aynı Haçlı dünyasını Suriye bir an önce saldırsınlar diye "nur" yüzlü ilan edildiler.Söyler misiniz Allah aşkına yüz bunun neresinde?Batı aynı Batı?Hakaret aynı hakaret?Yalan aynı yalan?Gaye aynı gaye?Mursî'yi iş başına getirenlerle Mursî'nin başına olmadık ve ummadık onca işi getirenler aynı.Sisi'ye "darbe yap" komutunu verenlerle Suriye'ye, Irak misali uydurma, yalan gerekçelerle saldırma hesapları yapanlar da aynı.Mısır'da olanlar yüzünden Batı'ya karşı kükreyenlerle, aynı Batı Suriye'ye saldırılsın diye adeta titreyenler de aynı.Hatırlayın Irak savaşının gerekçesini."Saddam'ın elinde kimyasal silahlar var."Bir rutin ABD gezisi dönüşü Tayip Bey şöyle diyordu Irak savaşı arifesinde: "Saddam'ın elinde menzili Kaynaşlı olan kimyasal başlıklı füzeler var. Sessiz kalamayız?"1.5 milyon insanın ölümüne, dört milyon çocuğun yetim kalmasına ve on binlerce namusun kirletilmesi ve daha bilmem ne çeşit vahşetin mimarları kan ve gözyaşı (beddua ve lanet) mürekkebiyle kaleme aldıkları hatıralarına şu notu düştüler:"Saddam'ın kimyasal silahı konusunda herkese yalan söyledik."Devamla: "Yoktu Saddam'ın elinde kimyasal mimyasal, bu sadece uluslararası bir masal, bizim ki ise sadece maval" demeyi de ihmal etmediler.Aynı adamların: "Bizi Irak savaşına AKP cesaretlendirdi" sözü de markası balık olmayan hafızlarda hala tazeliğini korumaktadır, onu not düşelim.Sadece Temmuz ayında Irak'ta öldürülen insan sayısı 1500.Daha da fazla olmadığını kim iddia edebilir?Saddam'ın iktidarı süresince öldürülen insan sayısı bugün bir ayda öldürülüyor Irak'ta.Kimin umurunda?  Kaç gündür izliyorum, mezbahaneler arası dolaşan kedi-köpek misali ekran ekran dolaşan onca Dolar-Euro besili uzmandan hiçbirinden: "Benzeri yalanlarla Irak da işgal edilmişti, sazanlaşmayalım beyler" diyenini ben duymadım.Bunca haini bir tarlaya ekseniz o tarlada vallahi kırk yıl hıyar yetişmez be.Bütün dünyası menfaatten ibaret olanların bu tiksinti hali tamam da, ya dünün İslamcılarına ne demeli? Birer ihale oburu olmuş bu eski tüfek mücahitler, onların "mürşidi" zatlar-zurtlar ve bil umum angutlar acaba Rahmet ve Şefaat Nebî'sinin şu değişmez ölçüsünü işitmediler mi: "Bir mü'min aynı delikten iki kere ısırılmaz." Yani mümin olan aynı yalanı iki kere yutmaz.Mümin olan yutmaz.Mümin olmayan yutar.Yutmayan mü'mindir,Yutan asla mü'min değildir.Peki ya aynı yalanı hem de kırk bir kere, hem de Allah'ın "asla dost edinmeyin" buyurduğu kişilerden yutan insan nasıl mü'min olabilir?Din-i mübin-i İslam'ı;Giyilen don,Başa sarılan hasse,Çeneden sarkık kıldan ibaret sananların imanı kıldan bile zayıftır.