Malatya'ya ilk kez 82 yılında, orada askerlik yapan kardeşim Muhlis'i ziyaret için gitmiştim, geride bıraktığımız yirmi yıl içinde tanınmayacak kadar büyümüş olduğunu gördüm Malatya'nın. İlk gidişim bir yaz sonuna rastladığı için evlerin damlarını sarıya boyayan kayısı sergileri, kayısılar şimdilik ağaçların dallarında olgunlaşmayı bekliyorlardı. Yeni caminin önünden akan onlarca kurnadan yirmi yıl sonra tekrar abdest almak, içmek nasib oldu.
Erzurum'dan Ömer Aydın, Turan ve Zafer'le birlikte yola çıkıp Çat, Karlıova, Bingöl, Elazığ güzergahından 400 km'lik yolu tamamlayıp Malatya'ya girdiğimizde Prof. Dr. Haydar Baş'ın 16 Haziran'da Malatya'ya teşrif edeceğini bildiren bez pankartlarla ve duvar afişleriyle karşılaştık. Şehrin merkezine, spor salonuna doğru ilerledikçe tatlı bir telaşın heyecanın yoğunlaştığı iyice farkediliyordu.
Mehmet Sözen'in evindeki çay molasından sonra Ferhadiye Mahallesindeki toplantı salonuna vardığımızda; Edirne'den Kars'a kadar bütün illerin BTP kadrolarının il ve ilçe başkanlarının orada olduğunu gördük. Toplantıya şeref konuğu olarak katılan ve yaklaşık iki saat konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in o konuşması keşke kaydedilip gazetemizde yayınlansaydı dedim. Her zaman olduğu gibi çok hayati tesbitlerde bulundu.
Başta BTP Malatya il başkanı Sadettin Bey olmak üzere bütün teşkilatın misafirperverliği ve tatlı telaşları arasında geçen günümüzün sonunda; programın başlamasına iki saat kala salon çevresinde bir bayram atmosferinin oluştuğuna, çevrenin adeta bir panayıra dönüştüğüne şahit olduk.
BTP Malatya il başkanlığınca tertip edilen katılım ve tanıtım programı başladığında Battal Gazi'nin torunları kadını ile, erkeği ile, yaşlısı ile genci ile salonu hıncahınç doldurmuşlardı ve coşku heyecan zirvede idi.
Yanyana oturduğumuz İhsan Terzi'nin işaret ettiği gibi yaşı altmışın üstünde bir amcamızın, yaklaşık üç saatlik programın sonuna kadar hiç oturmadığını, elindeki bayrağı hep dalgalandırdığını gördüm. Özellikle Haydar Bey'i dinlerken ses tonuna göre, cümle vurgularına göre duruşunu, yüz hatlarını, mimiklerini değiştirecek kadar konuşmacı ile bütünleşmişti yaşlı amcamız.
Genel Başkanımız Ali Gedik Bey'in: "BTP olarak seçim barajını yüzde yirmiye çıkaralım, hodri meydan, hodri meydan..." cümleleri eşliğinde salonun topyekün ayaklandığını gördüm. Bu gür sesin, yetmiş milyonda yankısını bulduğunun işaretiydi kuşkusuz.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey her zamanki gibi bir saatlik konuşmasına salonun tamamının iştirakini sağladı, hatta tezahürattan fırsat bulabildiği ölçüde plan ve projelerini anlattı. Salonu dolduran binlerce insanla karşılıklı konuşma tarzını Malatya'da da sürdürdü.
Soru: AB'nin içinde Almanya var mı? Binlerce ses tek ses gibi, gökgürültüsünü andıran bir sesle cevap veriyor: Var. Peki İngiltere, Fransa, Hollanda... var, varoğlu var.
Soru: Peki bütün bu ülkelerde, AB üyeleri içinde Hristiyan olmayan biri var mı? Hayır. Öyleyse, "AB, çok dinli bir birliktir" diyenlerin ne demek istedikleri, ağızlarından çıkanı kulaklarının duyup duymadığını, yalan mı, doğru mu söyledikleri kararını sizlere bırakıyorum dedi.
Prof. Haydar Baş Bey'in konuşmasını gerek Meltem TV'den gerekse Yeni Mesaj Gazetemizden takip ettiğiniz için detaylara gerek yok, yalnız söylediklerinden birine dikkatlerinizi çekerek bitirmek istiyorum. Avrupa'da, AB üyesi ülkelerde din özgürlüğü, konuşma özgürlüğü olduğu söylentilerinin kocaman bir yalan olduğunu yaşadığı örneklerle anlattı ve ekledi; "Bu yalanlara itibar etmeyin Avrupa'da sadece ve sadece Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti Devletine sevme özgürlüğü vardır".
Türkiye bu sese kulak verir, dikkat kesilirse çok şeyler kazanacak.
Erzurum'dan Ömer Aydın, Turan ve Zafer'le birlikte yola çıkıp Çat, Karlıova, Bingöl, Elazığ güzergahından 400 km'lik yolu tamamlayıp Malatya'ya girdiğimizde Prof. Dr. Haydar Baş'ın 16 Haziran'da Malatya'ya teşrif edeceğini bildiren bez pankartlarla ve duvar afişleriyle karşılaştık. Şehrin merkezine, spor salonuna doğru ilerledikçe tatlı bir telaşın heyecanın yoğunlaştığı iyice farkediliyordu.
Mehmet Sözen'in evindeki çay molasından sonra Ferhadiye Mahallesindeki toplantı salonuna vardığımızda; Edirne'den Kars'a kadar bütün illerin BTP kadrolarının il ve ilçe başkanlarının orada olduğunu gördük. Toplantıya şeref konuğu olarak katılan ve yaklaşık iki saat konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in o konuşması keşke kaydedilip gazetemizde yayınlansaydı dedim. Her zaman olduğu gibi çok hayati tesbitlerde bulundu.
Başta BTP Malatya il başkanı Sadettin Bey olmak üzere bütün teşkilatın misafirperverliği ve tatlı telaşları arasında geçen günümüzün sonunda; programın başlamasına iki saat kala salon çevresinde bir bayram atmosferinin oluştuğuna, çevrenin adeta bir panayıra dönüştüğüne şahit olduk.
BTP Malatya il başkanlığınca tertip edilen katılım ve tanıtım programı başladığında Battal Gazi'nin torunları kadını ile, erkeği ile, yaşlısı ile genci ile salonu hıncahınç doldurmuşlardı ve coşku heyecan zirvede idi.
Yanyana oturduğumuz İhsan Terzi'nin işaret ettiği gibi yaşı altmışın üstünde bir amcamızın, yaklaşık üç saatlik programın sonuna kadar hiç oturmadığını, elindeki bayrağı hep dalgalandırdığını gördüm. Özellikle Haydar Bey'i dinlerken ses tonuna göre, cümle vurgularına göre duruşunu, yüz hatlarını, mimiklerini değiştirecek kadar konuşmacı ile bütünleşmişti yaşlı amcamız.
Genel Başkanımız Ali Gedik Bey'in: "BTP olarak seçim barajını yüzde yirmiye çıkaralım, hodri meydan, hodri meydan..." cümleleri eşliğinde salonun topyekün ayaklandığını gördüm. Bu gür sesin, yetmiş milyonda yankısını bulduğunun işaretiydi kuşkusuz.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey her zamanki gibi bir saatlik konuşmasına salonun tamamının iştirakini sağladı, hatta tezahürattan fırsat bulabildiği ölçüde plan ve projelerini anlattı. Salonu dolduran binlerce insanla karşılıklı konuşma tarzını Malatya'da da sürdürdü.
Soru: AB'nin içinde Almanya var mı? Binlerce ses tek ses gibi, gökgürültüsünü andıran bir sesle cevap veriyor: Var. Peki İngiltere, Fransa, Hollanda... var, varoğlu var.
Soru: Peki bütün bu ülkelerde, AB üyeleri içinde Hristiyan olmayan biri var mı? Hayır. Öyleyse, "AB, çok dinli bir birliktir" diyenlerin ne demek istedikleri, ağızlarından çıkanı kulaklarının duyup duymadığını, yalan mı, doğru mu söyledikleri kararını sizlere bırakıyorum dedi.
Prof. Haydar Baş Bey'in konuşmasını gerek Meltem TV'den gerekse Yeni Mesaj Gazetemizden takip ettiğiniz için detaylara gerek yok, yalnız söylediklerinden birine dikkatlerinizi çekerek bitirmek istiyorum. Avrupa'da, AB üyesi ülkelerde din özgürlüğü, konuşma özgürlüğü olduğu söylentilerinin kocaman bir yalan olduğunu yaşadığı örneklerle anlattı ve ekledi; "Bu yalanlara itibar etmeyin Avrupa'da sadece ve sadece Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti Devletine sevme özgürlüğü vardır".
Türkiye bu sese kulak verir, dikkat kesilirse çok şeyler kazanacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025