Bindik bir alamete!

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün; ani ve esrarengiz Şam ziyaretinin hemen ardından, ayağının tozuyla gittiği Almanya'daki temaslarından sonra yaptığı basın toplantısını TV'lerden izledim. Kafama takılan bir cümleyi görebilmek için ajans bültenlerini taradım. Anadolu Ajansı bülteninde "Amacımız Türkiye'yi değiştirmektir" başlıklı haberde, Gül aynen şunları söylüyordu: "Bizim amacımız, ne olursa olsun AB değildir. Bizim amacımız Türkiye'yi değiştirmektir. Türkiye'yi transformasyona uğratmaktır. AB bunun vesilesidir." Önce "transformasyon" sözcüğünün, sözlükteki karşılığına bir bakalım: "Olduğundan başka bir biçime ya da duruma girme, değişme, başkalaşma... Dönüşüm, başkalaşım...Görevinin değişikliğe uğraması nedeniyle bir organda kendini gösteren değişme...Bilinçaltına itilmiş bir duygu ya da isteğin, karşıtı görünümünde ya da bir başka biçimde bilince yükselmesi olayı..." Gül'ün, bu açık ve samimi itirafının ışığında, John Perkins'in "Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları" adlı kitabında açıkladıkları ile birlikte değerlendirildiğinde; ANAYURT'un dünkü sayısında yayımlanan Cem Yaren'in "Milletvekillerimize ve Dışişleri Bakanı'na Açık Mektup"u çok büyük önem kazanıyor. Önem kazanmasının da ötesinde; Türkiye'nin başına örülmek istenen çorapla ilgili, akıllara korkutucu olasılıklar getiriyor. Perkins, Ekonomi Tetikçilerinin nasıl eğitilip yetiştirildiklerini, ABD İmparatorluğu'nun büyüyüp, kökleşip yerleşmesi için nasıl çalışıp, neler yaptıklarını ayrıntıları ile anlattıktan sonra diyor ki: "Ancaaak... Eğer biz başarısız olursak, devreye çakallar (İstihbarat, NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı), CIA elemanları) girer... Çakallar hazır ve nazır beklerler. Ortaya çıktıklarında devlet başkanları devrilir veya feci "kaza"larda ölürler. Eğer Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi, bir şekilde çakallar da beceremezlerse, genç Amerikalılar ölmeye ve öldürmeye gönderilir." Bütün bu gerçekler karşısında; Cem Yaren'in milletvekillerine ve Dışişleri Bakanı Gül'e açık mektubundaki sorular yanıtsız kaldığı sürece, AKP'nin gerçek yöneticileri ve niyetleri belirsizliğini koruyacaktır. Bu belirsizlik devam ettiği müddetçe de, yaşananların ve bundan sonra yaşanacakların sorumluluğunu AKP İktidarı omuzlarında taşıyacak ve günün birinde de hesap vermek zorunda kalacaktır.Necdet Onur Anayurt Gazetesi