Merhaba sevgili okuyucular! Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun, bu gazeteyi okuyan gözleriniz hastalık bulmasın, göz tansiyonu filan olmasın, sulanmasın, ağrımasın. (Amin)
Hiç düşünüz mü Yunus Emre neden kırk sene boyunca Tapduk Emre'nin dergâhına düzgün odunlar taşımış? Mesela 12. yıldan itibaren düzgün odunlar getirmeye başlasaydı bu süre içinde Yunus'un geçirdiği manevi aşamaları göz önüne alarak normaldir diyebilirdik. Ama Yunus ilk seneden itibaren bu özeni göstermiş ve dergâhına eğri odun getirmekten hayâ etmiş. Demek ki Yunus'u etkileyen birileri -büyük bir ihtimalle Tapduk Emre'nin diğer talebeleri- olmuş. Bir başka yazımızda -zaten genel bir doğrudur- mümin olmanın ancak başka bir müminden öğrenilebileceğini yazmıştık. Yunus diğer talebelerde bir şey gördü ki etkilendi ve güzel bir hal içine girdi. İşte bizim şimdi en çok ihtiyacımız olan şey Yunus'un gördüğüdür. Bizler konuşurken, gülerken, eğlenirken, oturup kalkarken yalnız kendimize karşı sorumlu değiliz. Bizim davranışlarımızı gözleyenler, onlardan etkilenenler ve hatta bu etkilenme ile hayat tarzlarını değiştirenler var. Bu yüzden bizim öğrenciliğimiz hiç bitmeyecek.
Hani bir zamanlar en çok okunan kitapların yazarı bir zat kitabına şöyle bir cümleyle başlamıştı. "Bir kitap okudum hayatım değişti." Çoğumuz da şöyle diyebiliriz: "Bir insan tanıdım hayatım değişti." Bu insan nasıl bir insan olabilir ki? Büyük bir ihtimalle kendini bilen ve Rabb'ini bilen bir insan. Sizin hayata bakış açınızı değiştirebilecek birisi, bir gönül adamı. Öyle bir gönül adamı ki sizdeki kalbî hastalıkları (kibir, riya, kendini beğenme, cimrilik, kıskançlık, çekememezlik, kin gibi) teşhis edebiliyor ve manevi bir eğitimle hem de belki çok uzaklardan -yani dünyevî mesafe olarak- onları tedavi ediyor. Sizi iç aleminizdeki siyahlıkları görmeye çağırıyor ve "hakikat"e giden yolda size yardımcı oluyor. Görünenin ardındaki görünmeyene ait sinyaller alıyorsunuz. Şimdi siz böyle bir gönül adamına tâbi olmayıp da, sevmeyip de ne yapacaksınız? Hem sevginizin tezahürleri de oluyor mesela bir hata yaptığınızda manevi bir uyarı alıyorsunuz, kendinize geliyorsunuz. Ve işte bir insan hayatınızı değiştiriyor.
Böyle gönül adamlarına ne çok ihtiyacımız var. Yunus Tapduk Emre'ye ne kadar ihtiyaç duyduysa 21. yüzyılda, Batının ve bâtılın bizi bu kadar etkilediği bir zamanda bizim de Tapduk Emre gibilere, Yunus gibilere ihtiyacımız var.
Yine daldan dala atladığımı fark ettim, mazur görün. Her birinizi Allah'a emanet ediyorum.
Hiç düşünüz mü Yunus Emre neden kırk sene boyunca Tapduk Emre'nin dergâhına düzgün odunlar taşımış? Mesela 12. yıldan itibaren düzgün odunlar getirmeye başlasaydı bu süre içinde Yunus'un geçirdiği manevi aşamaları göz önüne alarak normaldir diyebilirdik. Ama Yunus ilk seneden itibaren bu özeni göstermiş ve dergâhına eğri odun getirmekten hayâ etmiş. Demek ki Yunus'u etkileyen birileri -büyük bir ihtimalle Tapduk Emre'nin diğer talebeleri- olmuş. Bir başka yazımızda -zaten genel bir doğrudur- mümin olmanın ancak başka bir müminden öğrenilebileceğini yazmıştık. Yunus diğer talebelerde bir şey gördü ki etkilendi ve güzel bir hal içine girdi. İşte bizim şimdi en çok ihtiyacımız olan şey Yunus'un gördüğüdür. Bizler konuşurken, gülerken, eğlenirken, oturup kalkarken yalnız kendimize karşı sorumlu değiliz. Bizim davranışlarımızı gözleyenler, onlardan etkilenenler ve hatta bu etkilenme ile hayat tarzlarını değiştirenler var. Bu yüzden bizim öğrenciliğimiz hiç bitmeyecek.
Hani bir zamanlar en çok okunan kitapların yazarı bir zat kitabına şöyle bir cümleyle başlamıştı. "Bir kitap okudum hayatım değişti." Çoğumuz da şöyle diyebiliriz: "Bir insan tanıdım hayatım değişti." Bu insan nasıl bir insan olabilir ki? Büyük bir ihtimalle kendini bilen ve Rabb'ini bilen bir insan. Sizin hayata bakış açınızı değiştirebilecek birisi, bir gönül adamı. Öyle bir gönül adamı ki sizdeki kalbî hastalıkları (kibir, riya, kendini beğenme, cimrilik, kıskançlık, çekememezlik, kin gibi) teşhis edebiliyor ve manevi bir eğitimle hem de belki çok uzaklardan -yani dünyevî mesafe olarak- onları tedavi ediyor. Sizi iç aleminizdeki siyahlıkları görmeye çağırıyor ve "hakikat"e giden yolda size yardımcı oluyor. Görünenin ardındaki görünmeyene ait sinyaller alıyorsunuz. Şimdi siz böyle bir gönül adamına tâbi olmayıp da, sevmeyip de ne yapacaksınız? Hem sevginizin tezahürleri de oluyor mesela bir hata yaptığınızda manevi bir uyarı alıyorsunuz, kendinize geliyorsunuz. Ve işte bir insan hayatınızı değiştiriyor.
Böyle gönül adamlarına ne çok ihtiyacımız var. Yunus Tapduk Emre'ye ne kadar ihtiyaç duyduysa 21. yüzyılda, Batının ve bâtılın bizi bu kadar etkilediği bir zamanda bizim de Tapduk Emre gibilere, Yunus gibilere ihtiyacımız var.
Yine daldan dala atladığımı fark ettim, mazur görün. Her birinizi Allah'a emanet ediyorum.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022