Bir tas ekşi ayran gel de olma kendine hayran

Kıymetli okuyucum hatırlar.
Geçen günlerde bir yazımda teklif etmiştim, Esad rejiminden kaçıp Özgür Suriye Ordusu’na katılan kimi general, kimi albay, kimi yarbay küllühüm bay bay, rütbeli rütbesiz askerleri TSK bünyesinde istihdam edelim diye.  
Şöyle de zeyl etmiştim, bu askerlerin tamamı demokrasi aşığıdır, darbelere teşebbüs etmezler, en azından birkaç yıl.
Hani ne demişti şair;
Ne efsünkar imişsin demokrasi,
Kimini dik götürüsün kimini yamyassı.
Bu tarihî beyti hangi şair söylemiş bilinmez ama vakıa böyle.
Bu Suriyeli askeri erkan, hem balyoz, yakamoz, kakavuz, kavanoz, mehtap, matkap, çekiç, kerpiç, keser bilmez.
Tek bildiği, Esad’ı düşürüp demokrasiyi ayağa kaldırmak.
Batı standartlarında bir demokrasiye kavuşmakmış en büyük arzuları.  
Onlarca kere yalan haber yaptıkları ispatlanan kimi mübarek, kimi yalaka, kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela medyamız öyle diyor.
Hem çok iddialı bir isimleri de var katıldıkları örgütün; Özgür Suriye Ordusu.
Tamamen dış güçlerin emriyle hareket edenlerin nasıl bir özgürlük içinde olduklarını merak etmenize gerek yok.
Adı üstünde işte, Özgür Suriye Ordusu.
Bu göbek adını koyanlardan daha iyi mi bileceksiniz işin aslını.
Hem baksanıza, ABD’yi dünya haritasından silmek(!) için kurulmuş el-Kaide Suriye’de ABD’nin ve İsrail’in büyük ideallerine hizmet için savaşıyormuş.
Sana, ne söyleniyorsa inan.
Gerisi?
Sırtlan derisi.
Sahi, Arap Baharı isimli arabesk müziğin ünlü starı Davutoğlu son zamanlarda pek görülmez oldu ekranlarda, acep nazar almasın diye mi kendini setrediyor?
Her neyse.
Gazetelerin meşhur palavralarındandır, “yayınımız etkili oldu” cümleciği. Ama benim teklifim o cinsten değildi hani.
Gündeme bomba gibi düşen bir haber beni yine eski defterleri karıştırmaya icbar etti.
Haber şu;
Hükümet Suriyeli mültecilere sınavsız üniversite hakkı verecekmiş.
İşte haber,
ister öl,
ister geber.
Sür yarana tuz ile biber.
Ne desen olmaz muteber.
Önümüzdeki yıl sayıları 1.5 milyona çıkması muhtemel kendi öz evlatlarına üniversiteye giriş imkanı tanıyamayan hükümetimiz mültecileri hiçbir ön şart aramadan ve dahası istedikleri fakültelere kayıt olma imkanı tanımış.
İnşallah bir akıl, fikir ve izan sahibi bunu yalanlar veya engeller.
Kim bilir, belki de harçlar da bunun için kaldırıldı.
İyi memleket, harçları kaldır, cebine harçlığı koy, üniversiteye yerleştir.
Hem de nereyi arzu ederse, oraya.
Bir nebzecik katkımız olsun bari deyip şöyle bir teklifte bulunayım.
Babası, dayısı, amcası çok güzel kafa kesip karın deşen gençleri tıp fakültelerine,
Haksız olduğu halde, bağıra çağıra haklı olduğunu ispata çalışanları hukuk fakültelerine,
Masum Müslüman’ın kanını dökerken en nameli “Allahu Ekber” çekeni ilahiyat fakültelerine,
Bina kundaklama konusunda başarılı olanları inşaat fakültelerine,
Çok güzel nutuk ve slogan atanları edebiyat fakültelerine,
En hızlı vur-kaç başarısını gösterenleri spor akademilerine,
Ve kabiliyetlerine göre diğer fakültelere yerleştirelim, olsun bitsin.
Bütün bu fakültelerde okuyan veya mezun, milli ideal sahibi arkadaşlardan özür dileyerek, benim de naçizane teklifim bu.
Müfredata uyum açısından söylüyorum.
Mesleki tecrübe hani.
Sıkıntı çekmezler.
Hatta bir kısmını kabiliyet testine tutup, hiç okumadan fakülte mezunu bile yapabiliriz.
Biz bölgesinde model devletiz.
Bunun bir adım sonrası, babaları devlet memuru, anneleri sağlık personeli, amcaları özel güvenlikçi, dayıları CEO (siyo diye okunurmuş)… olursa şaşmayın.
Şaşıp da kendinizi yormayın.
Sadece “var bir hikmeti” deyip susun.
Kimsenin görmediği yerde kan kusun.
Sağlık ve afiyetler.