Sen, maviş gözlüm, gülizarda gonca iken soldun. Soldun da cennet bahçelerinde gül ağacı oldun!
Ben ağlamıyorum inan! Canan'ına kavuşan için ağlanır mı? Dost bağından dost bağına geçen için ağlanır mı? Döktüğüm bir kaç damla yaşa aldırma! Onlar süreli bir hasretin ifadesi, onu da mazur gör!
Sen kurtuldun bu iki yüzlü, bu köhne dünyadan. Seni bekleyen büyük imtihanlar yok artık. Sen, zorlu sınıflardan erken mezun oldun. Dilerim Rabbim'den, karnende hiç zayıf olmasın.
Küçüğüm! Beyazlar giydin belki zamansız. Giydiğin beyazlar telsiz duvaksız. Ama sen mesud ve bahtiyar ol dilerim, çünkü Mevlana'nın Şeb-i Arus kapısından geçtin. Çoklarının ahiret heybesi boş iken sen şu kısacık ömründe, yükte hafif pahada ağır sermaye ile doldurdun da gittin.
Aramızda uzun yollar vardı küçüğüm. Ama değilmi ki aynı Leyla'nın Mecnunlarıyız, bu sevda idi yollarımızı keşiştiren, bizi dost kılan...
Sen hep gönlümüzdesin küçüğüm! Sevenlerinin duaları hep seninle. Müşerref olursun inşaallah Rabbimin cennet ve cemaliyle...
Not: Genç yaşında kaybettiğimiz Nagihan arkadaşımızın anısına. Rabbim ailesine ve sevenlerine sabr-ı cemil ihsan eylesin.
Havva Kuloğlu