Ağrıya sebep olan ve en sık rastlanan böbrek rahatsızlıklarından biri durumundaki böbrek taşlarının, erkeklerin yüzde 10 bayanların da yüzde 3'ünde hayatlarının bir döneminde oluştuğu kaydedildi
Böbreklerin kanı süzen, faydalı maddeleri tekrar vücuda geri alan, zararlı maddelerin idrarla atılımını sağlayan filtreler olduğunu ifade eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, her biri yumruk büyüklüğünde olan böbreklerin vücudun yan arka kısımlarında yerleşmiş organlar olduğunu söyledi. Böbrek taşlar nasıl oluşur?Prof. Dr. Halim Hattat, "Böbrekler, mesaneye üreter adı verilen dar tüplerle bağlanmışlardır. Böbrekten atılan idrar mesanede toplanır ve üretra adı verilen kanalla vücuttan dışarıya çıkartılır. Böbrek taşları, çeşitli minerallerin ve başka maddelerin böbrekte toplanıp katı parçacıklar halinde çökmesi sonucu oluşur. Normal koşullarda idrarda bulunan çeşitli kimyasallar bu çökmeyi engeller. Fakat bazı durumlarda bu koruyucu mekanizma etkisini kaybeder. Eğer oluşan parçacıklar küçükse herhangi bir yakınmaya neden olmadan idrarla atılırlar. Daha büyük taşlar ise böbrekte veya idrar yolunda bir yerde takılıp tıkanmaya yol açabilir" dedi. Prof. Dr. Halim Hattat, böbreklerdeki taş hastalığının belirtilerini, "Özellikle yan bölgelerde olmak üzere çok şiddetli, kıvrandırıcı ağrılar, ağrı ile beraber bulantı ve kusma, idrarda kanama, sık tekrar eden idrar yolu enfeksiyonları, ailenizde taş hastalığının bulunması, çocuklarda karın ağrısı, iştahsızlık, idrar yolu enfeksiyonları" şeklinde sıralayarak, bu hususta yapılması gerekenleri şu şekilde özetledi: Bol sıvı alınması gerekiyor"Mutlak surette her gün yeteri kadar sıvı alınması (2-2.5 lt, 10-12 bardak) gerekir. Sık tekrar eden taş hastalığı durumunda yiyecekler düzenlenmelidir. Düzenli yürüyüşler, egzersizler yapılmalı. Stresten uzak yaşam tarzı sağlanabilmelidir. 6 ayda bir, idrar analiziyle ultrasonografi incelemesinin tekrarı yapılmalıdır. Vücutta taş oluşumuna yol açan sebeplerin aydınlatılması amacıyla kan ve idrar örneklerinin incelenmesi ve gereken tedavinin başlatılması sağlanmalıdır. Mevcut taşlar büyümeden gereken önlemler alınmalı ve taşlar uygun yöntemlerle temizlenmelidir. Düşürülen taşlar analiz amacıyla biriktirilmelidir ve inceleme amacıyla bu konuyla ilgilenen deneyimli merkezlere başvurulmalıdır" Teşhis ve tedevi süreciBöbrek taşlarının teşhisinde hastanın şikayetlerinin yol gösterici olmasıyla birlikte günümüzde en sık uygulanan inceleme yönteminin ultrasonografi olduğunu belirten Prof. Dr. Halim Hattat, "Hastalara herhangi bir uygulama zorluğu oluşturmayan, basit ve pratik bu uygulama ile idrar yollarındaki taşların çoğu tespit edilebilmektedir. Gerekli olduğu taktirde ilaçlı böbrek filmi (IVP) çektirilerek taşlar ve idrar yollarının boşlukları görülebilmektedir. Son yıllarda yine pratik, hızlı ve konforlu bir yöntem olarak devreye giren spiral tomografi, tüm taşları çok kolay teşhis edebilmektedir. Hastalara ayrıca idrar tahlili yaptırmak suretiyle idrardaki kristalleri, kanama ve enfeksiyon durumunu değerlendirmek de gereklidir. Böbrek taşlarının çoğu kendiliğinden düşme eğilimindedir. Tüm idrar yolu taşlarının yaklaşık 80'i ilaç tedavisi ile düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğüdür. 4 milimetrenin altındaki taşın düşmesi beklenirken, 6 milimetrenin üzerindeki taşlara müdahale gereklidir. Taşların şekli ve idrar yolundaki yerleşimi de düşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir" diye konuştu. Taş kırma metodu revaçtaBöbrekteki taşın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarına verdiği veya verebileceği zarara, taşın cinsine bağlı olarak uygulanacak tedavinin belirleneceğini belirten Prof. Dr. Halim Hattat, kendiliğinden ya da ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi mümkün olduğu gibi, günümüzde minimal invaziv tekniklerin gelişmesi sonucu klasik açık cerrahinin en az başvurulan ve en az tercih edilen metot olduğunu belirtti. Prof. Dr. Halim Hattat, böbrekle idrar torbası arasında yer alan üreterde (idrar kanalı) takılıp kalan taşların yine hemen hemen hepsinin açık ameliyat yapılmaksızın endoskopik (kapalı, ameliyatsız) yoldan girişimlerle tedavi edilebildiğini vurguladı. Kapalı böbrek ameliyatı olan üreteroskopi uygulaması perkütan taş cerrahisi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Halim Hattat, şunları kaydetti: "Taş kırma yöntemiyle tedavi edilemeyen veya kırılsa da dökülemeyecek büyüklükte olan taşların çoğunda hastalara açık ameliyat yapmadan, böbreğe endoskopik olarak tek bir kanaldan girilerek (kapalı yoldan) tedavi yapılabilmektedir. Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisinde ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek böbrek içindeki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net şekilde değerlendirilebilmektedir. Küçük olan taşlar kolaylıkla dışarıya alınabilirken, büyük taşlar olduğu yerde kırılarak küçük parçalar halinde temizlenebilmektedir. Sadece tek bir kanaldan girildiği için bu yöntemin böbrek fonksiyonları üzerinde ciddi hiçbir etkisi olmayıp, hayat kalitesi açısından da hastaya çok az zarar veren bir yöntemdir. "
Böbreklerin kanı süzen, faydalı maddeleri tekrar vücuda geri alan, zararlı maddelerin idrarla atılımını sağlayan filtreler olduğunu ifade eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, her biri yumruk büyüklüğünde olan böbreklerin vücudun yan arka kısımlarında yerleşmiş organlar olduğunu söyledi. Böbrek taşlar nasıl oluşur?Prof. Dr. Halim Hattat, "Böbrekler, mesaneye üreter adı verilen dar tüplerle bağlanmışlardır. Böbrekten atılan idrar mesanede toplanır ve üretra adı verilen kanalla vücuttan dışarıya çıkartılır. Böbrek taşları, çeşitli minerallerin ve başka maddelerin böbrekte toplanıp katı parçacıklar halinde çökmesi sonucu oluşur. Normal koşullarda idrarda bulunan çeşitli kimyasallar bu çökmeyi engeller. Fakat bazı durumlarda bu koruyucu mekanizma etkisini kaybeder. Eğer oluşan parçacıklar küçükse herhangi bir yakınmaya neden olmadan idrarla atılırlar. Daha büyük taşlar ise böbrekte veya idrar yolunda bir yerde takılıp tıkanmaya yol açabilir" dedi. Prof. Dr. Halim Hattat, böbreklerdeki taş hastalığının belirtilerini, "Özellikle yan bölgelerde olmak üzere çok şiddetli, kıvrandırıcı ağrılar, ağrı ile beraber bulantı ve kusma, idrarda kanama, sık tekrar eden idrar yolu enfeksiyonları, ailenizde taş hastalığının bulunması, çocuklarda karın ağrısı, iştahsızlık, idrar yolu enfeksiyonları" şeklinde sıralayarak, bu hususta yapılması gerekenleri şu şekilde özetledi: Bol sıvı alınması gerekiyor"Mutlak surette her gün yeteri kadar sıvı alınması (2-2.5 lt, 10-12 bardak) gerekir. Sık tekrar eden taş hastalığı durumunda yiyecekler düzenlenmelidir. Düzenli yürüyüşler, egzersizler yapılmalı. Stresten uzak yaşam tarzı sağlanabilmelidir. 6 ayda bir, idrar analiziyle ultrasonografi incelemesinin tekrarı yapılmalıdır. Vücutta taş oluşumuna yol açan sebeplerin aydınlatılması amacıyla kan ve idrar örneklerinin incelenmesi ve gereken tedavinin başlatılması sağlanmalıdır. Mevcut taşlar büyümeden gereken önlemler alınmalı ve taşlar uygun yöntemlerle temizlenmelidir. Düşürülen taşlar analiz amacıyla biriktirilmelidir ve inceleme amacıyla bu konuyla ilgilenen deneyimli merkezlere başvurulmalıdır" Teşhis ve tedevi süreciBöbrek taşlarının teşhisinde hastanın şikayetlerinin yol gösterici olmasıyla birlikte günümüzde en sık uygulanan inceleme yönteminin ultrasonografi olduğunu belirten Prof. Dr. Halim Hattat, "Hastalara herhangi bir uygulama zorluğu oluşturmayan, basit ve pratik bu uygulama ile idrar yollarındaki taşların çoğu tespit edilebilmektedir. Gerekli olduğu taktirde ilaçlı böbrek filmi (IVP) çektirilerek taşlar ve idrar yollarının boşlukları görülebilmektedir. Son yıllarda yine pratik, hızlı ve konforlu bir yöntem olarak devreye giren spiral tomografi, tüm taşları çok kolay teşhis edebilmektedir. Hastalara ayrıca idrar tahlili yaptırmak suretiyle idrardaki kristalleri, kanama ve enfeksiyon durumunu değerlendirmek de gereklidir. Böbrek taşlarının çoğu kendiliğinden düşme eğilimindedir. Tüm idrar yolu taşlarının yaklaşık 80'i ilaç tedavisi ile düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğüdür. 4 milimetrenin altındaki taşın düşmesi beklenirken, 6 milimetrenin üzerindeki taşlara müdahale gereklidir. Taşların şekli ve idrar yolundaki yerleşimi de düşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir" diye konuştu. Taş kırma metodu revaçtaBöbrekteki taşın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarına verdiği veya verebileceği zarara, taşın cinsine bağlı olarak uygulanacak tedavinin belirleneceğini belirten Prof. Dr. Halim Hattat, kendiliğinden ya da ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi mümkün olduğu gibi, günümüzde minimal invaziv tekniklerin gelişmesi sonucu klasik açık cerrahinin en az başvurulan ve en az tercih edilen metot olduğunu belirtti. Prof. Dr. Halim Hattat, böbrekle idrar torbası arasında yer alan üreterde (idrar kanalı) takılıp kalan taşların yine hemen hemen hepsinin açık ameliyat yapılmaksızın endoskopik (kapalı, ameliyatsız) yoldan girişimlerle tedavi edilebildiğini vurguladı. Kapalı böbrek ameliyatı olan üreteroskopi uygulaması perkütan taş cerrahisi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Halim Hattat, şunları kaydetti: "Taş kırma yöntemiyle tedavi edilemeyen veya kırılsa da dökülemeyecek büyüklükte olan taşların çoğunda hastalara açık ameliyat yapmadan, böbreğe endoskopik olarak tek bir kanaldan girilerek (kapalı yoldan) tedavi yapılabilmektedir. Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisinde ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek böbrek içindeki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net şekilde değerlendirilebilmektedir. Küçük olan taşlar kolaylıkla dışarıya alınabilirken, büyük taşlar olduğu yerde kırılarak küçük parçalar halinde temizlenebilmektedir. Sadece tek bir kanaldan girildiği için bu yöntemin böbrek fonksiyonları üzerinde ciddi hiçbir etkisi olmayıp, hayat kalitesi açısından da hastaya çok az zarar veren bir yöntemdir. "
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.