Borç ve intihar

İki işadamının peş peşe intiharları Türkiye gündemine oturdu.İkisi de başarılıydı.İkisi de çevresi tarafından seviliyorlardı. Biri Yüce Dersanesi, Yüce Fen Lisesi ve Yüce Koleji'nin kurucusuydu.Bunlarla da sınırlı değildi çalışmaları.Yüce Bilgi Akademisi ve Yüce Bilgi Sistemleri'nin de kurucusuydu.2 kızı ve 2 oğlu vardı.Adı, Yücel Kalınyazgan'dı.Öteki işadamı ise tekstil işindeydi.Yenerler Tekstil'in Yönetim Kurulu Başkanı'ydı.Yıllarca çalışıp şirketini büyütmüştü.Adı, Levent Yener'di.Yücel Kalınyazgan ve Levent Yener aynı gün şakaklarına sıktıkları kurşunlarla intihar ettiler.Birbirlerini tanımadıklarını sandığım bu iki başarılı işadamının ortak yönü ödeyemedikleri borçlarıydı.İkisi de Başbakan'ın 'teğet geçecek' dediği krizden etkilenmişler ve büyük borçlara girmişlerdi.Yüklü miktarda borçluydular.Ve artık ümitlerini kaybetmişlerdi.İntihar etmeyi göze alacak kadar ümitsizdiler?Bu noktada dikkat çekmek istediğim bir şey var.Açıklamalarını yabana atamayacağımız çok sayıda uzman krizin Başbakan'ın dediğinin aksine Türkiye'yi çok şiddetli bir şekilde vuracağını söylüyor. Daha krizin etkilerini yeni yeni hisseden Türkiye'de bu intiharlar inşallah devam etmez. Çünkü 2009 yılından ekonomi bugün olduğundan daha da dip noktalara düşecek ve 2009'daki seviyeyle bile en derin noktaya henüz gelinmiş olmayacak.Ama hükümet gerekli tedbirleri maalesef almıyor. Yahut da alamıyor. Çünkü ekonomiden zerre kadar anlamadıkları artık tescil edilmiş durumda.IMF'den akıl ve para dilenmenin çözüm olmadığı artık AKP hükümeti tarafından da görülmelidir. Sorunları çözümsüz bırakırsanız eğer, bunun ağır faturası olacaktır mutlaka.Siyasette yapılan yanlışlar öyle bir yanlışlardır ki, sizin yaptığınız yanlışın faturasını çoğunlukla başkaları öder. Millet öder, gelecek nesiller öder. Bundan dolayı, bence bu intiharlarda Türkiye'nin sorunlarını çözmeyen siyasilerin de suçu var. Her fırsatta Hz. Ömer'in adaletinden bahseden siyasiler bu iki intihar olayında ve gazetelere yansımayan facialarda payları olduğunu düşünüyorlar mı?