Bu kadarına da pes artık!

İktidar sevdasından mıdır, elde ettikleri iktidar gücünün baki kalacağını zannettiklerinden midir, milleti ne yerine koydukları bilinmez ama şu bir gerçek ki iktidar sahipleri vurdumduymaz bir tavır sergilemeye devam etmektedirler. İktidar sahiplerinin, bu kadar da olmaz, dedirten çıkışlarından birkaç örnek verelim dilerseniz.***Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Şoförler ve Otomobilciler Esnafı Odasının, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile düzenlediği 'Yaşam Boyu Eğitim' seminerine katıldı. Seçim anketi yaptırmaya gerek olmadığını söyleyen ve bunun yerine on tane taksicinin vereceği yanıtın yeterli olacağını belirten Sayın Arınç'ı şok eden bir manzara yaşandı.Salondan taksiciler "biz memnun değiliz" diye bağırınca, Sayın Arınç durumu kurtarmaya çalıştı. Sayın Arınç, "O ayrı. Ben şimdi size sormuyorum yahu. Dertlisiniz galiba. Sormamış olayım'' diye espri yaptı. Rahatlığın böylesine de pes artık! Bunun üzerine de salondaki sürücüler Sayın Arınç'ı alkışlayarak protesto ettiler.Sayın Arınç, Libya'ya NATO saflarında destek için teskereye evet diyen bir siyasi partinin ferdidir. NATO kapsamında Libya'ya düzenlenen operasyonların komuta merkezinin İzmir olmasını isteyen hükümetin de Başbakan Yardımcısı-dır. Yani Libya'ya atılan bombaların, orada dökülen kanların müsebbiplerinden biridir de kendileri.Sonra da Libya'dan  getirilen yaralıların tedavi edildiği hastanede hastaları ziyaret ederken duygulanıp ağlayan da kendileridir. Siz buna pişkinlik mi dersiniz, göz boyama mı desiniz, ne derseniz deyin ama ortada bir gariplik olduğu muhakkaktır. ***Diğer örneğimiz Sağlık Bakanı Sayın Akdağ hakkında:Sayın Akdağ açlıktan öldüğü iddia edilen bebek hakkında "bir insanın sürekli karnı dolu olmaz ki" diye, insanı çileden çıkaran demeç verebilmektedir. Milletin büyük bir çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşamını sürdürmek zorunda bırakıldığını, iş ve aş meselesinin çözüme kavuşturulmadığını açıkça söyleyebilmek dururken iktidar sahipleri işi her sahada pişkinliğe vurarak hâlâ pembe tablolar çizerek milleti bir dönem daha oyalamaya zemin hazırlamak istemektedirler. Vatandaşa düşen görev; işi pişkinliğe vurmaya çalışan iktidar sahiplerine sandıkta gerçek bir ders vermek olmalıdır.