İşte Rahşan Hanım'ın 15 Mayıs 1999'da MHP'ye yönelik sarfettiği unutulmayacak sözleri
"18 Nisan milletvekili seçimleri DSP ile MHP'nin hükümet ortaklığı kurmalarını Türkiye'nin gündemine getirdi. Bu ortaklık zorunlu olabilir. Ama benim içimde de ve inanıyorum ki daha birçok kimsenin içinde de ciddi kuşkular var. Bu kuşkuları giderebilmenin başta gelen koşulu kuşkuları açığa vurmaktır. Ben de bunu yapmayı bir görev sayıyorum.
(12 Eylül'ü hatırlatarak) Çocukları, gençleri örgütlediler, baskı altına aldılar, hatta silahlandırdılar. 'Ya bizden olacaksın ya canından' dediler. Yıllarca sayısız can yaktılar, canlar aldılar. Bunların acısını unutmak kolay mı? Normal olarak bir siyasi parti, sosyal ve ekonomik açıdan topluma ferahlık getirmek amacıyla kurulur, çalışmaları ve görüş ayrılıklarını buna dayandırır. Ama 'Biz Asena adlı kurttan üredik, Orta Asya'dan buralara geldik, bu ülkede egemenlik bizim hakkımızdır' iddiasıyla, üstelik de kaba kuvvetle siyaset yapmaya kalkışanlar, ne demokratik anlamda 'parti' sayılabilir ne de milli birliği güçlendirebilirler. Hele bir de buna din istismarını katarlarsa, milli birliği, toplum huzurunu, laikliği ve demokrasiyi büsbütün zedelerler. Üstelik, kaba kuvveti yalnız siyasal örgütlenme için deği, maddi çıkar için kullananlara da kucak açtılar. Mafyalarla, çetelerle kaynaştılar."
"18 Nisan milletvekili seçimleri DSP ile MHP'nin hükümet ortaklığı kurmalarını Türkiye'nin gündemine getirdi. Bu ortaklık zorunlu olabilir. Ama benim içimde de ve inanıyorum ki daha birçok kimsenin içinde de ciddi kuşkular var. Bu kuşkuları giderebilmenin başta gelen koşulu kuşkuları açığa vurmaktır. Ben de bunu yapmayı bir görev sayıyorum.
(12 Eylül'ü hatırlatarak) Çocukları, gençleri örgütlediler, baskı altına aldılar, hatta silahlandırdılar. 'Ya bizden olacaksın ya canından' dediler. Yıllarca sayısız can yaktılar, canlar aldılar. Bunların acısını unutmak kolay mı? Normal olarak bir siyasi parti, sosyal ve ekonomik açıdan topluma ferahlık getirmek amacıyla kurulur, çalışmaları ve görüş ayrılıklarını buna dayandırır. Ama 'Biz Asena adlı kurttan üredik, Orta Asya'dan buralara geldik, bu ülkede egemenlik bizim hakkımızdır' iddiasıyla, üstelik de kaba kuvvetle siyaset yapmaya kalkışanlar, ne demokratik anlamda 'parti' sayılabilir ne de milli birliği güçlendirebilirler. Hele bir de buna din istismarını katarlarsa, milli birliği, toplum huzurunu, laikliği ve demokrasiyi büsbütün zedelerler. Üstelik, kaba kuvveti yalnız siyasal örgütlenme için deği, maddi çıkar için kullananlara da kucak açtılar. Mafyalarla, çetelerle kaynaştılar."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.