YazInIn başlığından hemence nerede ve ne olduğu ve kimin tarafından idare edildiği tam olarak bilinmeyen El Kaide'ye izafe edilen cinayetleri hafifletmek niyeti çıkarılmasın Terörün İslam'a tamamen zıt bir adaletsizlik olduğunu bu sütunlarda defalarca ifade etmişimdir. Ama itiraf edeyim ki, Bush rejiminin 'dünya hakimiyeti' ve 'petrol sevgisi' ile giriştiği adaletsizlikler karşısında şu son New Orleans felaketi beni düşündürdü.Kendince dindar olan Bush da acaba bazı şeyleri düşünebildi mi? 11 Eylül olaylarından sonra dünyayı fethe çıkan Bush bu büyük felaketten bir ders aldı mı? Anında Irak'a demokrasi götüren(!) donanmalar, uçak filoları, ordular sevk eden ABD kendisinin petrol can damarı olan New Orleans kentine beş günden önce yardım ulaştıramadı. Irak'ta petrol için kan dökerken kendi petrol bölgesi tehlikeye girdi. Kayıpların onbini geçtiği, şehirde, her türlü yağma, ırza geçme, soygun ve hırsızlık olaylarının ancak valinin verdiği 'vur' emriyle birçok kişi vurularak durdurabildiğini artık gazeteler bile yazmaktadır. Bush beş gün sonra vaka mahalline gidebilmiş ama felaketzedelere görünememiştir. Şimdiden zararın yüz milyar doları geçtiği söylenmekte ve bu yüzden sigortacılar kara kara düşünmektedirler. Mezarlıklardaki tabutların bile sellere kapıldığı ve yüzerek sokaklara yayıldığı söylenen şehrin aylarca kendine gelemeyeceği de anlaşılmaktadır. Daha kötüsü-belki de en iyisi- bütün bu olanlardan ABD emperyalizminin haysiyet yarası alarak çıkmış olmasıdır. Çünkü bütün dünya şunu söylüyor: 'ABD dışarıya karşı çok güçlü, becerikli ve başarılı ama nedense kendi iç işlerinde ayni başarıyı gösteremiyor.' ABD'de herkes Bush'un Irak serüvenini ve orada harcadığı dolarların ve oraya sevk edilen askerlerin hesabını mercek altına almıştır. Bilhassa zencilerin oturduğu fakir bölgelere yardımın geç gitmiş olması ABD'nin iç çatlağı olan ırkçılığı yeniden piyasaya getirmiştir. Zenci şarkıcılar Bush rejimini açıkca ırkçılıkla itham etmektedirler.Bu olaylardan alınması gereken ders bence şudur. Saddam elbette bir zalimdi ve bölgede tehlikeydi. Ama Bush ondan daha zalim çıkmış, bölgede ondan daha büyük bir tehlike haline gelmiş, üstelik asıl niyetinin de Saddam'ın zulmünü ve bölgede teşkil ettiği tehlikeyi önlemek olmadığı, Irak'ta nükleer silah bulunmadığını önceden bildiği de ortaya çıkmıştır. Yine ortaya çıkmıştır ki, Bush rejimi ve ABD savaştaki performansını kendi vatandaşlarının imdadına koşmakta gösterememiştir ve ancak felaketin altıncı gününde ordusundan yardım istemeye mecbur kalmıştır. Irak'tan, Afganistan'dan asker getirilmesi söz konusu olmuştur. Mikro plan başkadır. Elbette 11 Eylül kurbanlarının da büyük ekseriyetinin günahı yoktu, kaç senedir her gün öldürülen Iraklılar'ın büyük ekseriyetinin de günahı yoktur. En büyük günah makro planda Saddam'ın zulmünü önleyemeyenlerle Saddam'ın zulmünü önleyeceğim, demokrasi götüreceğim diye gelip de sonra petrol vurgunu yapmaya kalkan Bush'tadır. Daha geçenlerde Cheney'di galiba 'Irak'taki direnişçileri icabında tek tek vuracağız' diye gayzını ve kinini ortaya döken... Netleştireyim. Bu olanlar bize insanlığın unuttuğu bir ebed" gerçeği ihtar etmektedir. 'Yerin ve göklerin sahibi Allah'tır' ve Allah, Bush'un sandığı gibi üç değil, tektir ve malik olduğu bu mülkü başka tek bir güce hiçbir zaman vermemiştir, bundan sonra da vermez. Ne İslam'a layık olmayan Müslümanlar'a, ne de İslam'a layık olmayan Müslümanlar'ın şahsında tek olan Allah'ın indindeki son ve en mükemmel din olan İslam'ı lekeleyip ortadan kaldırmaya çalışanlara...   Ergun Göze/ Tercüman