Günden güne büyüdüğü iddia edilen ve girilen yeni yılı da atılım yılı olarak ilan eden diyalogcu medya gurubu, milletimiz, devletimiz ve coğrafyamız adına hayırlı adımlar atacaksa, bugüne kadar yaptığı dağ gibi hatalardan dönüp milletimizden özür dileyecekse büyümesini hep beraber alkışlayalım ve sevinelim. Değilse, aynı minval üzere devam edeceklerse, zararlarını daha aza indirebilmek için gerçekleri insanımızla paylaşmak her vatanperverin en başta gelen görevi olmalıdır.Bu gurubun, 1995 yılından önceki yayınlarına bakarsanız, Zaman gazetesinin olsun Aksiyon dergisinin olsun çok ciddi, çok yararlı yayınlar yaptıklarını görürüsünüz. Hatta, millet ve devlet çıkarlarını ön plana çıkaran yayınlarından ötürü Zaman, mesela Fener Rum Patriğinin toplantılarına alınmayan gazeteler arasında idi. Sonra ne oldu ise oldu, bizzat papazın ağzından; "biz Hocaefendi'yi çok seviyoruz" noktasına gelindi.Şahsi ilişkiler, oluşturulan dostluklar bizi ilgilendirmez; "Kişi sevdiği ile beraberdir" hadis-i şerifini hatırlatır geçeriz. Ama iş; Ortodoks kilisesinde Noel baba için Mevlit okutma meselesine gelince ve bunun da Aksiyon dergisinin kapağından anons edilmesine gelince o zaman bütün Ümmet-i Muhammed'e söz hakkı ve itiraz hakkı doğar. Bugün bizim yaptığımız da budur, itiraz hakkımızı kullanmaktır.Aşağıda okuyacağınız paragraf Aksiyon dergisinin kapak konusundan alınmıştır ve bu gurubun en tepedeki üç-beş isimden birisine aittir:"On dört asırdan beri dünya haritasını, doğrudan doğruya veya sonuçları itibarıyla şekillendiren Müslüman ve Hıristiyan ümmetlerinin, Hz. İsa'nın şahsiyeti etrafında bütünleşerek, hem kendilerini, hem de bütün insanlığı kurtarmaya yönelmeleri, hepimizin ideali olmalıdır. Bunun bazı emareleri de görünmektedir. Birbirleriyle samimi diyaloga giren Müslüman ve Hıristiyanlar, belirli konularda dayanışmada bulunmaktadırlar" (Aksiyon Dergisi, sayı.470,08-12-2003).Şimdi Allah için elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin; Müslüman ve Hıristiyan ümmetlerini Hz. İsa'nın şahsiyeti etrafında birleşmeye çağıran ve bunu bir ideal olarak milletin önüne koyan ilahiyat profesörü ve onu kapağından ilan eden Aksiyon dergisi ne demek istiyor, ne yapmak istiyor? Ortalama bir dini bilgiye sahip olan herkes bilir ki, eğer Hz. İsa'nın mesajı tahrip edilmeden, tahrif edilmeden günümüze ulaşmış olsaydı son Peygamber gelmemiş olurdu. Hz.İsa'nın mesajının kaybolduğunu, o bir peygamber olarak gönderilmişken sonraki zamanlarda ilah olarak telakki edildiğini dolayısıyla Allah'a şirk koşulduğunu Kur'an açık açık beyan ettiğine göre bu ne demek oluyor? Siz, Ümmet-i Muhammed'i etrafında birleşmeye çağırdığınız mesaj nedir, Hz.İsa'nın hangi mesajıdır?Derginin yayın tarihine bakarsanız, 2003'ün sonlarını gösteriyor, yani; Irak işgal edileli yaklaşık sekiz-dokuz ay olmuş, Bağdat'tan, Basra'dan, Samarra'dan, Felluce'den, Kerkük'ten, Musul'dan dumanlar değil, alevler yükseliyor, Ayşe'ler Fatma'lar zindanlarda feryad ediyor; gelin bu canilerin ve conilerin elinden bizi diri ya da ölü kurtarın, diye. Siz tam da bu ortamda, derginizin kapağına Hz. İsa fotoğrafını koyup "İnsanlık seni bekliyor" manşetini atıyorsunuz ve bunun adına da "hizmet" diyorsunuz. Evet, hizmet ama kime ve neye?İslam coğrafyasında alevlerin, feryadların yükseldiği, yakan tarafın haçlılar olduğu bir zaman diliminde bir Müslüman prof çıkıp: "Birbirleriyle samimi diyaloga giren Müslüman ve Hıristiyanlar, belirli konularda dayanışmada bulunmaktadırlar" (Aksiyon Dergisi, sayı.470,08-12-2003) diyebiliyorsa, insanlık adına, ilim haysiyeti adına ürpermek lazım.Yani özetle söylersek bugün büyütülen medya gurubu; çığırından çıkarılmış, Ilımlı İslam diye tabir edilen ucube yapıyı, ucube anlayışı daha geniş kitlelere yaymak için büyütülmektedir. Daha geniş kitlelere, kilise, haç, çan ve papa, papaz servisi yapmak için büyütülmektedir. Bir deli dana gibi ya da azgın bir boğa gibi dünya üzerinde tepinen, insanlığa kan kusturan ABD'nin cinayetlerini küçültmek, örtbas etmek için, özellikle de Müslüman Türk milletini "delidir ne yapsa yeridir" vurdumduymazlığına alıştırmak için büyütülmektedir.Böyle bir anlayışın büyümesine, büyütülmesine birileri, bir yerlerde karar vermiş olsa bile Müslüman Türk milleti'nin onaylayacağını zannetmiyoruz. Milletimizin basiret ve firaset duvarına çarpıp geri dönecektir diye ümit ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025