Cami duvarına siğdiler!

Avustralya'nın Melbourne Müzesi'nde sergilenen 57.nci Alay Sancağı'nın altındaki büyük levhada, şöyle yazmaktadır: "Bu Alay sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiştir ama tutsak edilememiştir. Çünkü  Türk Ordusu'nun millî geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın sonuncu eri ölmeden teslim edilmez. Bu sancak, sonuncu muhafızının da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alay Sancağı'nı selamlamadan geçmeyiniz."Çanakkale ve vatanın her karışında yatan bu ölü diriler, "dipdiri meyyit"lerin kemiklerine tükürsünler! Bu yazıyı öfkeden burnumdan kan açılması yüzünden çok zor tamamladım!"Herhalde ben Ankara'dan gelip de o Bayrağı indireni indirmeyeceğim!" Diyor aslan Yürütmenin Başı!Ya Hû! Bölgedeki kalkışmacılardan iki kişinin itlaf edilmesi üzerine, görev yapan bütün askerlerin silahlarını toplatarak balistik incelemesi yaptıran ben miyim? Milletle dalga mı geçiyorsunuz?Ağzımdan alev fışkırıyor! Patlamış volkan gibiyim!Nûh Tûfanı'na bulut taşıyan öfkeli kasırga gibiyim!Yetmiş iki kişilik ailesi ile otuz bin kişilik Yezîd ordusuna göğüs geren İmam Hüseyin(a.s.) cesâmetinde, kırk kişiyle Çin sarayını basan Kürşad öfkesindeyim!Dokunmayın çarparım, küfrederim! Çünkü nasıl olmamız gerektiğini bilmeme rağmen ne halde olduğumuzu görerek kendime öfkeliyim!Öküzü bacadan çıkaran evin içindeki evlâdımız ziyankâr hırsızı, kardeşini öldürüp saklayan Kabil fıtratlı arsızı görmezden gelenlere, yıllarca sesimi duyuramadığım için kızgınım!Askerine "Osmancık" diyecek kadar bencil, bir buçuk yaşındaki kardeşini saltanat endişesiyle boğduracak kadar şizofren Osmanlı'ya özenen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihânet edenlere; askerine "Mehmetçik" diyen, Cihan harbinden çıkmış yorgun ve yaralı olmasına rağmen,Suudlara karşı Ravza-i Mutahhâra'ya; "Bir taşına el sürerseniz, Orduyu güneye indiririm!" diye telgraf çekerek sahip çıkan Cihâd Müslümanı Atatürk'çe vurasım var!İmanım ve savaşçı karakterim; saldırmaktan, kıyamet koparmaktan, başlıya bir daha baş eğdirip dizliye bir daha diz çöktürmekten başka bir şey düşünemiyor!Bayrağımdan tahrîk olan işbirlikçi taşeronlar, Bayrağımla tahrik ediyorlar!Susmaktan, balkonuma Bayrak asmaktan utanıyorum!"Tahriklere kapılmayın! Oyuna gelmeyin!" uyarılarından tiksiniyorum!Millî nâmus sınırlarımızı; bağımsızlığımızın, egemenliğimizin timsâli Bayrağımızı korumakla mükellef Genelkurmay Başkanlığı'nın Diyarbakır'da Bayrağa el uzatılması üzerine yaptığı; "Tahammül sınırlarını zorlayan bu tür eylemlere karşı serinkanlı davranılmaya gayret sarf edilmektedir. ... Yüce Türk ulusunun sembolü, her zerresi şehit kanıyla bezenmiş bağımsızlığımızın işareti ... Şanlı Türk Bayrağını dalgalandığı gönderinden indiremeyeceğinin bilinmesi kamuoyuna saygıyla duyurulur." şeklindeki diplomat-demokrat kınamasından iğreniyorum!Kuduz taşeronlar -2.nci Hava Kuvvet Komutanlığı sahasından- Bayrak indiriyorlar, onlar; " ... hiç bir kişi veya grubun Şanlı Türk Bayrağını dalgalandığı gönderinden indiremeyeceğinin bilinmesi kamuoyuna saygıyla duyurulur." şeklindeki açıklama ile canımı daha fazla acıtıyorlar!Hele İmralı'daki bebek katili psikopatın; "... bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz. .." açıklamasına tarifsiz tahrîk oluyorum! Buna Türk dünyasında; "Ben çekiyorum kuşağıma, o iniyor aşağıma!" denir! "İte bak, yattığı yere bak!" denir!Kapı itimizi taşlayan komşulardan ve kapı itinin ürümesinden korkan hane halkından iğreniyorum!Çocuğumu ısırıp kaçan kapı itimin sopam elimde, peşindeyim! Yakaladığım yerde bayıltıncaya kadar döveceğim! Bütün hayvansever demokratlara, İleri demokrat diplomatlara, Çatı Aday arar gibi yapan Millet Vekilliği oynayanlara ilânen duyururum!..."Tarihi ben mi yazdım, tarih mi beni öven, Ben miyim böyle tevekküle, baş eğen?" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...