logo
03 MAYIS 2024

Çanakkale'de güller Mehmet kokuyor

17.06.2002 00:00:00
* Mehlike ERGÜVEN *

Yolculuğumuz Cuma akşamı başladı. Pek muhabbetli oluyor, dostlarla dostlara yolculuk. Çanakkale'ye, vatan evladı olmanın bir gereğini yerine getirmeye gidiyoruz. Atalarımızı, dedelerimizi ziyarete, arkalarından Fatiha okumaya gidiyoruz. Her birimizin gönlünde bir heyecan var, onların bizi beklediğini, orada bizi karşılayacaklarını biliyoruz.

Sabah namazı için verilen moladan bir kaç saat sonra Marmara Denizi'nden Ege'ye uzanan boğazın önündeyiz. Otobüsümüzle bindiğimiz feribot bizi karşı sahile geçirecekti. Deniz insanın gözüne ve gönlüne ferahlık veriyordu. Derin suların hemen gerisinde yükselen bir tepede şu mısralar yazıyordu:

"Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bu vatan kalbinin attığı yerdir."

İşte bu sözler gönüllerimizde geçmişe uzanan bir yolculuğun savaş yıllarına açılan bu kapının ilk anahtarı oldu. Taş, toprak, deniz, dalgalar, tepeler, gökyüzü ve rüzgar hepsi bir ağızdan Çanakkale şehitlerini anlatmaya başladı.

Feribot bizi Eceabat'ta indirdi. Orada İstanbul'dan gelen gönül dostlarımızla buluştuktan sonra, onlara kavuşmanın heyecanıyla artan bir muhabbet rüzgarıyla destanlaşan bir tarihi gezmeye başladık.

Seyit Onbaşı'nın koca bir Müttefik zırhlısını batırdığı noktayı gördük. Tek başna 276 kg ağırlığındaki mermiyi sırtına alarak topa sürmüş ve bir savaş gemisini mahvetmişti. Atalarımızn iman gücünden aldığı bu kuvvet yüreklerimizi coşturuyordu. Daha çok şey öğrenmek, onları daha yakından tanımak, o günleri, savaş dakikalarını biz de yaşamak istiyorduk.

Şehitler Tepesine geldiğimizde her şehirden her bölgeden, bütün Osmanlı diyarından bir şehit olduğunu gördük. Trabzon'dan, İstanbul'dan, Afyon'dan, Adana'dan, Denizli'den ve dahası Medine'den, Üsküp'ten, Kıbrıs'tan cümle Osmanlı topraklarından bir değil bir kaç isim.

Yozgatlı iki arkadaşımız bir isim taşının önünde dua ediyor gözyaşlarını siliyordu. Az sonra yanımıza geldiler, yıllar önce burada şehit düşen dedelerini bulduklarını söylediler. Ne büyük şerefti şehit evladı olmak.

İsim taşlarında mübarek şehitlerimizin yaşları da yazıyordu. En büyükleri 28 yaşındaydı. Pek çoğu 19 ve altında. O yıl İstanbul'da ve Anadolu'da liseler ve üniversiteler mezun değil şehit vermişlerdi.

Seddülbahir'e geldiğimizde yüreklere bir hüzün çöktü, burada ilk şehitler verilmişti. Siperler ve tabyalar bakışlarını denize çevirmişti ve gözleri kıyamete kadar bu noktaya kilitlenmişti. Bir sipere inip kolumuzu aynı yaşları paylaştığımız atalarımızın kolunu dayadığı noktaya koyuyoruz. Gözlerimizi kapatıp savaşın o en şiddetli geçtiği dakikaları hissetmeye çalışıyoruz.

İşte düşman tam karşımızda bombalar atıyor, kurşunlar yağdırıyordu. Hava barut kokuyor, kan kokuyor, bir sıcak yaz günü bir Mehmet'in kanı toprağı suluyor, diğer Mehmet'in gözyaşı rüzgarla karışıp Anadolu'da yağmur oluyordu. Kendisi için değil kardeşi için ağlıyordu Mehmetçik. Buradan dönüş olmadığına kendisi için iman etmişti ama gözlerinin önünde şehit düşen kardeşinin acısına yüreği dayanmıyordu.

Bir arkadaşımızın anlattığı olay insanın gözlerini dolduruyor, yüreğini burkuyordu. Savaş sırasında İngiliz ve Fransız kafirinin karşısında bir Mehmet elindeki silahın tetiğine basıyor fakat tüfek bir türlü ateşlemiyor, arkadaşına götürüyor "Kardeşim şuna bir bakıver, bu makina bozuk mudur, tetiğe bastığım halde bir türlü ateşlemiyor."

Arkadaşı silahı eline alıyor ama acıyan gözlerle Mehmet'in gözlerine bakıyor: "Canım kardeşim senin parmağın yok ki nasıl tetiği çekiyorsun."

Evet Mehmet'in parmağı kopmuştu ama farkında değildi. İşte Seddülbahir'de bir sperin içinde, Mehmetler'in yaşadıklarını kanımız dondururcasına, yüreğimiz yanarcasına dinliyoruz.

Ezineli Yahya Çavuş'un ve erlerinin düşmanın aklını başından alan savunmayı yaptığı noktadayız. Çoğu gönüllü gelen Mehmetler'in daha yirmi yaşlarında gösterdiği, bu cesaret ve kahramanlığa hayran kalıyoruz. Sıcak Ramazan günü, su yok, yiyecek yok, çamaşır yok, sızlanma yok, pişmanlık yok ve ben, işte o nefs denilen ben yok. Varolan tek şey müthiş bir gönül birliğiyle savaşın kazanılacağına dair olan iman; hedef bir, gönüller bir.

İngiliz, Fransız, Avustralyalı, Zelandalı, Avrupalı ve sömürgeleriyle düşman yüklendikçe Mehmet'in imanı pekişiyor. Bir ilahi yanıltma ile yanlış sahile çıkıyor düşman. Ve kara bir bulut düşman askerlerini topluca alıp götürüyor. Düşman askerlerinin çıktığı toprak tam Türk siperlerinin içinden kopup denize düşüyor. Daha nice satırlar var bu destanın içinde.

Gezimiz Kabatepe'den Eceabat'a geçerek son buluyor. Geride Kınalı Murat, Hasan Şakir, Oğuz Amca, Mardinli Hurşit, Ezineli Yahya Çavuşlarıyla Mehmetler kalkmış bize el sallıyorlar. Çanakkale'nin derin sularından karşıya geçerken herbirimizin gönlünde ve dilinde şu dualar var: "Ya Rabbi şu güzel memleketimize düşman ayağı bastırma, o savaş yıllarını tekrar yaşatma". Bir tarihi bir güne sığdıracak Yasinlerle, Fatihalarla veda ediyoruz.

Bu sıcak haziran gününde eğildiğimiz her gül bir başka güzel kokuyor. Çanakkale'de güller Mehmet kokuyor, Hz. Muhammed kokuyordu. Hz. Peygamber evlatlarını yalnız bırakmamıştı. Gencecik komutanların "Yetiş ya Muhammed, kitabın gidiyor!" çağrılarına icabet etmiş ve savaş boyunca onlardan ayrılmamıştı. Peygamber yardımının geldiği bu belde şehit kokuyor, gülleriyle cennet kokuyordu.

Bu gezi gönlümüze öyle bir tesir yapmıştı ki ayrılalı saatler olmasına rağmen dostlarla bir araya geldiğimizde hemen Çanakkale'den, şehit dedelerimizden, yaşadıklarından, gösterdikleri kerametlerden, cesaret ve kahramanlıklardan bahsediyoruz. Bugünlerde en tatlı sohbetlerimiz böyle geçiyor.

Yediden yetmişe her Türk evladının gidip ziyaret etmesi gerekir Çanakkale'yi. Arkasından okumalı dedesinin ve görmeli ki dedesi Lazıyla, Çerkesiyle, Kürtüyle omuz omuza can vermiş. Artık hafızası silinmeye başlamış bu millet uyanmalı ve bayrağının üzerindeki al rengin dedesinin kanı olduğunu tekrar hatırlamalı, göğsünün üzerine kendi bayrağını koymalı, dün dedesinin kanını dökmüşlerin bayrağını değil. Ciğeri yanmalı, yüreği sızlamalı, gözleri yaşarmalı ve artık sağırlaşmaya başlayan kulakları duymalı. Dedesi bağırıyor, haykırıyor, "Allah! Allah!" diyerek bugün dost sandığı Avrupalı'nın üzerine koşuyor. Çünkü en medenisiyle Avrupalı onun canına, malına, toprağına, imanına ve namusuna göz dikmiştir.
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'
Nisan ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK yüzde 69.80, ENAG yüzde 124.35
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama
'İzinsiz uygulamalar kaldırılacak'
'Van Gogh ve Mozart'ın otizmli olduğu konuşuluyor'
Otizm ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
AKP'li eski başkan, makam odasını eleştiren esnafla tartıştı
'Erdoğan hastasıyım' dese de kovuldu!
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'
Nisan ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK yüzde 69.80, ENAG yüzde 124.35
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama
'İzinsiz uygulamalar kaldırılacak'
'Van Gogh ve Mozart'ın otizmli olduğu konuşuluyor'
Otizm ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
AKP'li eski başkan, makam odasını eleştiren esnafla tartıştı
'Erdoğan hastasıyım' dese de kovuldu!
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler

Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu

Adana'da polisin sahte pasaport üzerine yaptığı incelemede Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu
03.05.2024 10:11:00
İhlas Haber Ajansı
Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu
Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu
Adana'da polisin sahte pasaport üzerine yaptığı incelemede Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu. Suriyeli şüphelilerin böbreklerini para karşılığı sattığı, nakil işleminin gerçekleşebilmesi için alıcı İsrailli E.A.M. (28) ve S.A.S.'nin (68) akrabası gibi gösterilerek sahte pasaport düzenlendiği tespit edildi.

İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, yaklaşık bir ay önce sağlık turizmi için İsrail'den ülkeye gelen 7 kişinin pasaportunda yaptığı incelemede, 2'sinin sahte olduğunu tespit etti.

Adana Havalimanı'ndan alınan güvenlik kameralarından detaylı görüntü ve fotoğraf incelemesi yapan ekipler, İsrailli gibi gösterilen 2 kişinin aslında Suriye uyruklu Z.M.Z. (21) ve A.S. (20) olduğunu tespit etti.

Soruşturma derinleştirildi

Bunun üzerine soruşturmayı derinleştiren polis, Suriye uyruklu şüphelilerin böbreklerini para karşılığı sattığını, nakil işleminin gerçekleşebilmesi için de alıcı İsrailli E.A.M. (28) ve S.A.S.'nin (68) akrabası gibi gösterilerek sahte pasaport düzenlendiğini tespit etti.

Organ ticareti deşifre oldu

Bu bilgiler doğrultusunda ekiplerin başlattığı teknik ve fiziki takibin ardından Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu.

Organizatör turizm acentesi patronu çıktı

Ayrıca polisin yaptığı incelemede 7 şüphelinin yanı sıra Türkiye'deki organizatörlerin de turizm acentesi patronu M.A.U. (58), A.K. (31) ile E.D. (51) ve F.Ö. (49) isimli kadınlar olduğu belirlendi. Şebekenin İsrail ayağını ise M.A.S.'nin (32) yönettiği tespit edildi. Bu bilgiler üzerine harekete geçen polis, belirlenen çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Baskınlarda 11 şüpheli gözaltına alınırken, adreslerde yapılan aramalarda ise 65 bin dolar, 10 bin 400 TL, 994 İsrail Şekeli, çok sayıda sahte pasaport ile dijital materyal ele geçirildi. Şahısların, böbrekleri 1 milyon lira karşılığında aldıkları öne sürüldü.

Adana Adli Tıp Birimi'nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama: İzinsiz uygulamalar kaldırılacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aydın'ın Karpuzlu ilçesinde bulunan antik yola beton dökülmesi olayı ile ilgili sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, izinsiz uygulamanın kaldırılacağı ve bu konu hakkında kamuoyuna bilgilendirme yapılacağını bildirdi.
03.05.2024 10:10:00 / Güncelleme: 03.05.2024 10:50:08
İhlas Haber Ajansı
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama: İzinsiz uygulamalar kaldırılacak
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama: İzinsiz uygulamalar kaldırılacak
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, "02.05.2024 tarihli bazı sosyal medya hesaplarında Aydın Karpuzlu ilçesi Antik Karya Yolu ile ilgili haberler yer almaktadır. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 25.04.2024 tarihli kararı ile söz konusu alandaki izinsiz uygulamanın müze müdürlüğü denetiminde kaldırılmasına ve ilgili idarelerin uyarılmasına karar verilmiştir. Aydın Müze Müdürlüğümüzce ilgili belediye başkanlığı ile derhal iletişime geçilmiş olup, izinsiz uygulamalar kaldırılacak ve kamuoyuna bilgilendirme yapılacaktır. Kültür varlıklarımızın korunmasında kurumumuzla aynı hassasiyet gösteren tüm vatandaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız" denildi.

77 ilde düzenlenen 'SİBERGÖZ-37' operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı

Çevrimiçi Çocuk Müstehcenliği ve Tacizi ile Mücadele kapsamında 77 ilde düzenlenen "SİBERGÖZ-37" operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı.
03.05.2024 08:31:00
İhlas Haber Ajansı
77 ilde düzenlenen 'SİBERGÖZ-37' operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı
77 ilde düzenlenen 'SİBERGÖZ-37' operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 77 ilde Çevrimiçi Çocuk Müstehcenliği ve Tacizi ile Mücadele kapsamında düzenlenen "SİBERGÖZ-37" operasyonlarında 156 şüphelinin yakalandığını kaydetti.
"En hassas olduğumuz konuların başında çocuklarımızı korumak geliyor. Kara Vatan'da olduğu gibi Siber Vatan'da da sanal devriyelerimiz 7 gün 24 saat görevlerinin başında" diyen Bakan Yerlikaya, operasyonla ilgili şu ayrıntıları paylaştı:

"Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlükleri Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerince; Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hatay, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak ve Bayburt olmak üzere toplam 77 ilde düzenlenen 'SİBERGÖZ-37' operasyonlarında şüphelilerin; CPS (Çocuk Koruma Sistemi) ve NCMEC (Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi) isimli uluslararası kuruluşlarla yapılan çalışmalar sonucu; çocuklara ait cinsel içerikli fotoğrafları ve videoları bilgisayar ortamında indirdikleri tespit edildi. Operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyale el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."

Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu

Ticaret Bakanlığı, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçildiğini, İsrail'le ilgili ihracat ve ithalat işlemlerinin tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğunu duyurdu. Gazzetec, Metin Cihan ise olayın takipçisi olmayı sürdüreceğini söyledi.
03.05.2024 06:42:00
Haber Merkezi
Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu
Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu

Bakanlıktan, Türkiye'nin, İsrail ile ticaret konusunda aldığı kararlara ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

İsrail'in, Filistin'e yönelik uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı saldırıları neticesinde, bugüne kadar 15 bini çocuk, 35 binden fazla Filistinli sivilin hayatını kaybettiği, yaklaşık 78 bin Filistin vatandaşın yaralandığı anımsatılan açıklamada, Türkiye'nin 7 Ekim 2023'ten bu yana çatışmaların durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için en üst düzeyde girişimlerde bulunduğu, diplomasinin tüm araçlarını kullandığı belirtildi.

Açıklamada, Türkiye'nin ilk günden bu yana Gazze halkının yardımına koştuğu, başta gıda, sağlık ve tıbbi yardım malzemeleri olmak üzere gemilerle ve uçaklarla on binlerce ton insani yardımı bölgeye ulaştırdığı, binlerce hastayı tahliye ederek bu zor günlerinde Filistinlilerin yanında olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"İsrail'in sebep olduğu katliam, insani felaket ve fiziki yıkım devam etmiş, İsrail hükümeti uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakmış ve insani yardımları engellemiştir. Türkiye, bunun üzerine 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail'e ihracatını kısıtlamıştır. Alınan bu kararda, İsrail Gazze'de derhal ateşkes ilan edene ve yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar kısıtlama tedbirlerinin yürürlükte kalacağı vurgulanmıştır. Buna rağmen, İsrail hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin'deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir. Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail'le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur. İsrail hükümeti, Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır."

Öte yandan, işgal altında yaşamak zorunda kalan Filistinlilerin, bu kısıtlamalardan etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığı ile Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı arasında gerekli çalışmaların koordine edileceğine yer verilen açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinlilerin haklı davasını desteklemeye devam edeceğinin altı çizildi. 

Metin Cihan: Hala yalan dolan varsa elbet öğreneceğiz

Türkiye ile İsrail arasındaki ticareti ısrarlı takibi ile ortaya çıkaran ve Ticaret Bakanlığı'nın daha önceki kısıtlama kararı almasını sağlayan Gazeteci Metin Cihan, yeni kararın ardından da bir paylaşım yaptı. 

Cihan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"1) 7 ay boyunca katliamı izlemekle yetinmedik, lojistik destek de sağladık.
2) İsrail ile ticaret konusunda 7 ay hepimize  yalan söylediler.
3) Hâlâ yalan dolan varsa elbet öğreneceğiz."

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.