CHP-AKP-MHP-DEM aynı safta birleşti!

Kadim Türk coğrafyasında çok acayip şeyler oluyor!

Türk milleti tarihinin en karanlık ve puslu günlerini yaşıyor.

Atatürk sonrası iş başına gelenlerin istisnasız olarak tamamının Batı'dan yana tavır alması, ülkemiz açısından kaçınılmaz bir sonuç olarak beka meselesini gündeme getirmiştir.

Milletimizin en hassas duyguları istismar edilerek, geriye dönüşü asla mümkün olamayacak çok tehlikeli sularda yüzmeye kalkan partilerin listesi, giderek netlik kazanıyor.

Din istismarı üzerinden yapılan siyasetin yıllarca oy kazandırması ve halen daha kazandırmaya devam etmesi bir yana, milliyetçilik üzerinden yıllarca milleti kamplara ayırmayı başaranlara şimdi yenileri eklendi.

Atatürk'ün kurduğu parti CHP ise, Atatürkçülüğü istismar ede ede peşinden sürüklediği milyonları şaşkına çevirecek şekilde, aynı saflara katılmaya kesin olarak karar vermişe benziyor.

Bundan en fazla kim mutlu oluyor derseniz, elbette ki terör örgütünün bir uzantısı gibi hareket eden DEM'liler diyebiliriz.

Bu neyin nesidir, kimin projesidir diye soracak olursanız, kuşkusuz ve kesin olarak BOP planlayıcıların hesaplarıdır diyebiliriz.

"Her şey Türkiye için" sloganları,  yok "Terörsüz Türkiye" gibi, altında nükleer bomba gizli bol soslu güzellemelerin hiçbir inandırıcılığı ve gerçekliği söz konusu değildir!

Ülkemiz resmen ve fiilen, SEVR koşullarına doğru koşar adım ilerlemektedir.

Cumhur ittifakı ve DEM'in aynı safta yer aldığı yeni Türkiye algoritmasına veya küresel stratejiye çok fazla değinmeye gerek görmüyorum.

Yazımın asıl öznesini oluşturacak parti, CHP olacaktır.

Nerede Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu parti CHP?

10 Kasım 1938 yılı itibariyle Atatürksüz CHP, yeni rotasını bütünüyle ABD ve Avrupa'ya çevirmiştir.

Atatürk'ün 6 okunun yerinde, yeller esmektedir. Atatürk ilke ve inkılapları yeni CHP tarafından, tamamıyla devre dışı bırakılmıştır. CHP herkesten daha fazla, AB'ci, ABD'ci ve NATO'cudur.

İçerisinde Cemal Enginyurt ve birçok Atatürkçü ve milliyetçi vekillerin olması, genel tablonun seyrine etki etme gücünden mahrumdur.

En son nerede lastik patlatmıştır CHP, adına "Terörsüz Türkiye" dedikleri ve Atatürk'ün yırtıp çöpe attığı SEVR projesinin yeniden hayata geçirilmesine karar verildiği bugünkü süreçte patlatmıştır.

CHP Genel Başkanının her fırsatta; "Kürtler sorun vardır demeye devam ettiği sürece sorun vardır" şeklinde tarihsel gerçeklikten yoksun bir açıklama yapmış olması, bölünme sürecine katkı sunmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir.

İşte buna son örnek, CHP'nin ev sahipliğinde yapılan 'Sosyalist Enternasyonal Toplantısı'nda yaşanan skandal gelişmelerdir. 100'den fazla sol ve demokrat partinin üye olduğu ve 1951 yılında kurulan Sosyalist Enternasyonal bu kez toplantısını İstanbul'da gerçekleştirdi. Enternasyol'da daha önce aktif hale getirilmeyen "Kürt Çalışma Grubu" yeniden aktif hale getirildi.

Bakınız bu toplantıyı haberleştiren Irak'ta bulunan 'uydu devletin' basın yayın organı, hangi ifadeleri kullanıyor:

"Bu yılın ev sahibi CHP olup, Kürdistan'ın üç parçasından da partiler toplantıya katıldı" diyor.

Yani CHP'nin ev sahipliğinde yapılan bu toplantıya, Irak, Suriye ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin devletleşmek için bir araya geldiğini ve güç birliği yaptığını açık açık beyan ediyor.

Bakınız bu alçak haber sitesinde başka hangi ifadeler yer alıyor:

"Tüm katılımcı Kürt partileri bir araya gelerek hepsinin adına ve Kürdistan'ın dört parçası adına konuşma yapılması ve Kürtlerin talep ve hikayelerinin anlatılması konusunda anlaştı."

Dört parça adına dediği;  İran, Irak, Suriye ve Türkiye'de yaşayan Kürtleri kastediyor.

Bakın toplantıya hangi sloganla başlandı lütfen çok dikkat çünkü bu slogan biraz değişiklikle çok tanıdık geliyor:

"100'den fazla ülkeden 132 partinin üye olduğu Enternasyonal, bu yıl "Hakkımız Olan Bir Dünya İçin, Ya Birlikte Ya da Hiç Kimse" sloganıyla toplantısına başladı."

Yaa…

Demek ki Özgür Özel'in milyonlara attırdığı sloganın aynısı başka nerede kullanılmış, Türkiye'nin bölünmesine çanak tutulan bir toplantıda. Hem de kimin ev sahipliğinde, CHP'nin!

Ayrıca program CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasıyla başladı. Yani herkes her şeyden haberdar!

Bu ihanet toplantısında DEM'li Hatimoğulları bebek katili Öcalan'ın mesajını aktarıyor. Tülay Hatimoğulları, Öcalan'ın "Kürtler başta olmak üzere Türkiye'de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların, eşit yurttaşlık temelinde haklarına sahip olmasını" da vurguladığını söylüyor.

Bakar mısınız arkadaş! Kürtler, başka halklar bilmem ne…

Türkiye'de onlara göre hiç Türk yok!

Sanki hepsi oradan buradan tesadüfen bir araya gelmiş insanlar topluluğu.

Kürtlerin Oğuz Türklerinden bir boy olduğunu inkâr eden bu ayrılıkçı ve bölücü hainlerin, SEVR'i hayata geçirebilmek için yetiştirilmiş ajanlar olduğunu ve o bölge insanları ile zerre alakalarının olmadığını başka nasıl ispatlayalım!

Bakın bir başka şerefsiz ve Amerikan uşaklığını yapan zat ne diyor:

KYB'li Xeylani, "Bu tür konferanslar bizim için önemli. Çünkü bu tür etkinliklerde sesimizi dünya ülkelerine duyurabilmekteyiz. Kürt çalışma Grubunu yeniden oluşturmak ve bu ülkelerden destek almak önemli.

Kürdistan'ın tüm parçalarında özellikle Türkiye'de barış sürecini destekliyoruz, bu desteği buradan da almak önemli. Buradaki konuşmamızda Kürtlerin bölgedeki hakları, diğer halkların taleplerinin bir parçası olarak sorunların çözümüne ilişkin görüşmelerimizi sunacağız.

Suriye ve Rojava'da bir süreç var. Rojava'nın uluslararası destek olmadan bir çözüme ulaşması zor. Buradaki partilerin birçoğu kendi ülkelerinde iktidar. Bu bizim için büyük şans" diyor.

Bu tam bir bölünme provasıdır!

Adamlar Atatürk'ün kurduğu ve herkesin eşit vatandaş olarak yaşadığı Cumhuriyetin temellerine CHP ev sahipliğinde dinamit yerleştiriyor.

Bu işin hamisi olan Cumhur ittifakını bu yazımda ele almaya gerek duymadığımı belirtmiştim.

Sn. Özgür Özel sana açıkça aklımdakileri söylüyorum. Bugün itibariyle AK Parti'nin arkasında kale duran ABD ve İsrail'dir bu bir. ABD'de yönetime kimin geldiğinin Türkiye açısından çok bir önemi bulunmamaktadır. Bu kimin için önemli olabilir, Çin ve Rusya için. Türkiye onlara ve onların atalarına göre, SEVR anlaşması ile mutlak bölünmesi gereken bir ülkedir. Şimdi Trump'ın işbaşında olması, bu planı ne geciktirir ve ne de değiştirir!

Trump'ın Erdoğan'ın arkasında durmasının çok özel ve nedenleri var.

Türkiye'nin hayrına mı? Asla!

Trump'ın içinde yer aldığı teknokapital'ciler, bugün Erdoğan'ın destekliyor Türkiye'yi değil! Finanskapital'cilerin başını çektiği İngiltere'nin Ekrem İmamoğlu'na destek vermesi, Türkiye'ye ve Türk milletine destek vermesi değildir. Kılıçdaroğlu'nun da, Özel'in de göze batan İngiltere sevdası ve görece Amerikan karşıtlığı, işte bu yüzden. Arka planda savaşanlar, teknokapital'ciler ve finanskapital'cilerdir. İşte o bakımdan Türkiye'nin üçüncü bir nefes borusuna ve çözüm adresine olan ihtiyacı, çok daha fazla tartışılmaya başlanmıştır.

Saydığım bu devletlerin kimilerinin tarihi, daha 250 yıllıktır.

Oysa onlardan aman dileyen siyasetçilerin mensubu olduğu Türk milletinin tarihi, 18 bin yıl ve daha ötesidir. Bunu kalbinin en derinlerinde hisseden eşsiz önderimiz ruhunuz yüce Atatürk ne diyor:

"Derler ki: Biz adam değiliz ve olamayız! Kendi kendimize adam olmamıza imkan yoktur. Biz kayıtsız şartsız mevcudiyetimizi bir ecnebiye tevdi edelim. Balkan muharebesinden sonra milletin, bilhassa ordunun başında bulunanlar da başka tarzda fakat aynı zihniyeti takip etmişlerdir."

"Türkiye'yi böyle hastalıklı yollarla tükeniş ve yok oluş vadisine sevk edenlerin elinden kurtarmak lazımdır. Bunun için, keşfolunmuş bir hakikat vardır, ona itaat edeceğiz. O hakikat şudur: Türkiye'nin köhne düşüncesini büsbütün yeni bir imanla donatmak. Bütün millete taze bir maneviyat vermek."

Yaşanan son gelişmeler iyi bilin ki, turnusoldur.

Dün olduğu gibi bugünde Atatürk'ün izinden milim sapmayanlar, oyu az gibi görülse de Türkiye'nin bekası ve kurtuluşu için tek adrestir.

Çok uyanık olmalısın Türk milleti!