Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Yeditepe Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada "Cari açık Türkiye'de dönemsel değil, yapısal bir duruma dönüşmüştür" dedi. Bu ifadeyi kullanmanın iki nedeni olabilir. Biri şudur: Bu açık kalıcıdır, gelip geçici değildir. Çünkü ekonomideki yapı değiştirilmeden kontrol altına alınamaz. Bu da zaman alıcı, mikro bazda birçok reformu da içeren bir değişim programıdır. Bu söylemden çıkan başka bir sonuç da şu olabilir: Oluşan açıkla döviz kuru seviyesinin bir ilgisi yoktur. Kurun düştüğü bu düzeylerden dolayı Merkez Bankası olarak benim üzerime gelmeyin. Çünkü sorun artık yapısaldır. Kur konusunda yapılacak bir şey yoktur. Bitişikte cari açığın patlama yaptığı son dört yılın rakamları yer alıyor. Aynı dönemde doğrudan yabancı sermayenin de geçmiş yıllarla kıyas kabul etmeyecek şekilde artması ve cari açığın yarıdan fazlasının bu yolla karşılanması önemli bir gelişme olarak göze çarpıyor. Cari açığın bugüne kadar sürdürülmesindeki temel dayanak. Rakamların hemen yanında yer alan dolar ve Euro kurlarının yıllar itibariyle seyri liradaki değerlenmeyi ortaya koyuyor. Hatta liranın değerlenmesi 2001 sonrasından başlamış. Doğrudan sermaye girişi, portföy yatırımları girişi ve serbest dalgalı kur rejiminin etkisiyle döviz kuru düştükçe, ithalat cazip hale gelmiş. Şirketler rekabet güçlerini korumak ve ayakta kalmak için, hammadde ve ara malında ithalata ağırlık vermeye başlamış. Sonuçta da hammadde ve ara malı üreten bazı şirketler devre dışı kalmış. Üretimden çekilmiş. Yani döviz kuru üst üste dörtbeş yıl değer kaybedince, ithalat devreye girince, yerli üretim devre dışı kalınca, ithalat bağımlılığının artması yapısal bir duruma dönüşmüş. Abdurrahman Yıldırım
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.