AB'de ve Rusya'da nüfus neden azalmaktadır?
Dünyadaki NÜFUS AZALMASI ve aileye bakış açısı da işte bu yöndeki gelişmelere bağlı olmaktadır. Kadın ve kızlar aile dışına itilmekte ve erkeklerle beraber rekabete ve hayat mücadelesine katılmaya yönlendirilmektedir. Kadınlara tanınan haklar genellikle SERBEST HAYATA VE EVLİLİK DIŞI FLÖRT yönlerinde gelişmeye zorlanmaktadır.
Artık evlilik dışı birliktelikler de serbestçe konuşulmaya başlamaktadır.
Lise ve üniversite öğrencileri arasında yapılan bazı anketlere göre: - KIZLIK - BAKİRELİ?E de eskisi kadar önem verilmediği bazı kimseler tarafından açıkça belirtilmektedir. Kısacası serbest aşk ve evlikilik dışı beraberliklerin meşrulaştırılması istenmektedir. Bu birliktelikten doğan GAYRİMEŞRU ÇOCUKLARA DA evlilik içi çocuklara tanınan haklar tanınmak istenmektedir. Hatta bazı batı ülkelerinde bu haklar çoktan verilmiş durumdadır. Çünkü AB'nin bazı ülkelerinde, evlilik dışı çocuklar evlilik içi çocuklardan daha büyük sayılara ulaşmış durumdadır. Batı bu çaresiz durumdan artık geri dönme imkanını tamamen kaybetmiştir. Onun için tekrar maneviyata dönmek ve aile ve çocuklara önem vermek istemektedir. Hatta ÇOCUKLU AİLELERE BÜYÜK ÇAPTA «ÇOCUK ZAMLARI» DA VERİLMEKTEDİR. Ama artık bu çırpınışlar fayda etmemektedir. Çünkü geri dönüş yolları tamamen kapanmaktadır.
Çeşitli reklamlarda kadınlık bezleri reklamlarını genç kızlar koro halinde erkelere hitaben, yüzleri hiç kızarmadan alenen yapmaktadırlar. Bazı spikerler, belki dünyanın hiçbir yerinde çıkmaya cesaret edemeyecek kadar açık saçık, dekolte kıyafetlerle haberleri okumakta ve hiç kimseden çekinmeden SEYRİ ENDAM etmektedirler.
Reklamlarda ise kadın vücutları, her türlü ticari kazanç için adeta TİCARİ META olarak kullanılmaktadır. Bütün bunlara ise RADYO VE TELEVİZYON ÜST İDARELERİ toleranslı davranarak hiç ses çıkartmamaktadırlar. Bu tür bazı reklamları, ahlak dışı saydıklarından dolayı, maneviyata önem veren bazı kuruluşlar reddetmektedirler. Kısacası yayına sokmamaktadırlar.
Halbuki ise dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde bu tür davranışlar daima sınırlı kalmaktadır. Porno derecesine varacak kadar film sahnelerine ve reklamlara SANSÜR UYGULAMAKTADIRLAR. Geçen gün metroda seyir halkindeyken vagonun içindeki bir film reklamına gözüm takıldı. Film bir serüven filmiydi ama içeriği hakkında birkaç cümleden bir reklam yapılmaktadaydı: Reklamda aynen şunlar yazılıydı :
YALAN SÖYLE, ÇAL - ÇIRP - ALDAT VE HER TÜRLÜ REZALETİ YAP, SONRA DA TÖVBE ET - VE YENİDEN BAŞLAT!
Bu tavsiyeler bizim metromuzda, bizim gençliğimize dönük ve müslüman milletin ortasında yapılmaktadır. Aslında Hıristiyan alemine bu çok uygun düşmektedir. Çünkü günah çıkartmak - Kiliselerde kolay olmaktadır. Ama cümlede «TÖVBE ET» sözü vardı. Tövbe ise ALLAHIN HUZURUNDA BÜTÜN SAMİMİYETLE VE MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN YAPILMAKTADIR! İşte bu cümle bu ahlaksızlıkların içine Müslümanları da katmaya çalışmaktadır. Bu tür sinema filmlerinin binlercesi ülkemize kasten getİrilmekte ve gençlerimize haftalarca gösterilerek SEYRETTİRİLMEKTEDİR.
Dünyadaki NÜFUS AZALMASI ve aileye bakış açısı da işte bu yöndeki gelişmelere bağlı olmaktadır. Kadın ve kızlar aile dışına itilmekte ve erkeklerle beraber rekabete ve hayat mücadelesine katılmaya yönlendirilmektedir. Kadınlara tanınan haklar genellikle SERBEST HAYATA VE EVLİLİK DIŞI FLÖRT yönlerinde gelişmeye zorlanmaktadır.
Artık evlilik dışı birliktelikler de serbestçe konuşulmaya başlamaktadır.
Lise ve üniversite öğrencileri arasında yapılan bazı anketlere göre: - KIZLIK - BAKİRELİ?E de eskisi kadar önem verilmediği bazı kimseler tarafından açıkça belirtilmektedir. Kısacası serbest aşk ve evlikilik dışı beraberliklerin meşrulaştırılması istenmektedir. Bu birliktelikten doğan GAYRİMEŞRU ÇOCUKLARA DA evlilik içi çocuklara tanınan haklar tanınmak istenmektedir. Hatta bazı batı ülkelerinde bu haklar çoktan verilmiş durumdadır. Çünkü AB'nin bazı ülkelerinde, evlilik dışı çocuklar evlilik içi çocuklardan daha büyük sayılara ulaşmış durumdadır. Batı bu çaresiz durumdan artık geri dönme imkanını tamamen kaybetmiştir. Onun için tekrar maneviyata dönmek ve aile ve çocuklara önem vermek istemektedir. Hatta ÇOCUKLU AİLELERE BÜYÜK ÇAPTA «ÇOCUK ZAMLARI» DA VERİLMEKTEDİR. Ama artık bu çırpınışlar fayda etmemektedir. Çünkü geri dönüş yolları tamamen kapanmaktadır.
Çeşitli reklamlarda kadınlık bezleri reklamlarını genç kızlar koro halinde erkelere hitaben, yüzleri hiç kızarmadan alenen yapmaktadırlar. Bazı spikerler, belki dünyanın hiçbir yerinde çıkmaya cesaret edemeyecek kadar açık saçık, dekolte kıyafetlerle haberleri okumakta ve hiç kimseden çekinmeden SEYRİ ENDAM etmektedirler.
Reklamlarda ise kadın vücutları, her türlü ticari kazanç için adeta TİCARİ META olarak kullanılmaktadır. Bütün bunlara ise RADYO VE TELEVİZYON ÜST İDARELERİ toleranslı davranarak hiç ses çıkartmamaktadırlar. Bu tür bazı reklamları, ahlak dışı saydıklarından dolayı, maneviyata önem veren bazı kuruluşlar reddetmektedirler. Kısacası yayına sokmamaktadırlar.
Halbuki ise dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde bu tür davranışlar daima sınırlı kalmaktadır. Porno derecesine varacak kadar film sahnelerine ve reklamlara SANSÜR UYGULAMAKTADIRLAR. Geçen gün metroda seyir halkindeyken vagonun içindeki bir film reklamına gözüm takıldı. Film bir serüven filmiydi ama içeriği hakkında birkaç cümleden bir reklam yapılmaktadaydı: Reklamda aynen şunlar yazılıydı :
YALAN SÖYLE, ÇAL - ÇIRP - ALDAT VE HER TÜRLÜ REZALETİ YAP, SONRA DA TÖVBE ET - VE YENİDEN BAŞLAT!
Bu tavsiyeler bizim metromuzda, bizim gençliğimize dönük ve müslüman milletin ortasında yapılmaktadır. Aslında Hıristiyan alemine bu çok uygun düşmektedir. Çünkü günah çıkartmak - Kiliselerde kolay olmaktadır. Ama cümlede «TÖVBE ET» sözü vardı. Tövbe ise ALLAHIN HUZURUNDA BÜTÜN SAMİMİYETLE VE MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN YAPILMAKTADIR! İşte bu cümle bu ahlaksızlıkların içine Müslümanları da katmaya çalışmaktadır. Bu tür sinema filmlerinin binlercesi ülkemize kasten getİrilmekte ve gençlerimize haftalarca gösterilerek SEYRETTİRİLMEKTEDİR.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006