Çin ve İngiltere'den Dolara bir darbe daha

Dünya mali piyasaların Dolardan yavaşça vazgeçme adımları devam etmektedir. 3 Aralıkta bankaların bankası diye bilinen Standard Chartered Bank ile Çin'in en büyük bankalarından biri Çin Ziraat Bankası arasında İngiltere pazarında işbirliğine ilişkin bir mutabakat anlaşması imzalandı. Kredi kurumları takas işlemlerini Çinli Yuan para birimi ile yürütmek niyetindedir. Şu anda İngiltere Yuan işlemleri için Londra'yı offshore bir merkez haline getirmeye kararlıdır. Ekim ayında İngiltere hükümeti Çinli sermaye ile İngiltere'de banka şubelerinin kurulmasına ilişkin kısıtlamaların gevşetilmesini duyurmuştu. Ayrıca, Haziran ayında Çin ve İngiltere Merkez bankaları, 3 yıl vadeli ulusal para birimlerinin karşılıklı değişimi konusunda bir anlaşma imzaladı.Standard Chartered Bank ile Çin Ziraat Bankası arasındaki anlaşmayı ele alırsak, Standard Chartered Bank'ın sahibi ABD Federal Rezerv kurucularından biri Baruh (Baruch) ailesidir. Aynı zamanda, Fed'in eş sahibi Bernard Baruh, Woodrow Wilson'dan Lyndon Jones'a kadar yedi ABD başkanın danışmanı idi. Kapalı elit finans sektöründe, Rokfeller (kümülatif zenginlikleri tahmini 2,2 Trilyon Dolar) ve Rotşild (kümülatif zenginlikleri tahmini 3,2 Trilyon Dolar) aileleri, trilyoner Baruh ailesi ile kıyasla fukara sayılmaktadır. 1613 yılından bu yana var olan Standard Chartered Bank'ı dünyanın önde gelen finans kuruluşları sıralamasında bulamazsınız, çünkü o bankaların bankasıdır. Bu banka dünya bankalarından herhangi bir listesinde yok, ama dünyadaki bütün hesaplamaları kontrol eder.Geçen haftadaki finans sektöründeki başka önemli bir hamle, 2011 yılında Forbes dergisi reytingine göre, Londra merkezli, Avrupa'da birinci ve dünyada ikinci (sermayelendirme açısından) en büyük şirketlerden HSBC Holdings Plc, Bank of Shanghai Co'deki % 8 hissesini Banco Santander SA'ya satmayı kabul etmesidir. İşlemin maliyeti açıklanmamıştır. Ancak, Bank of Shanghai Londra HSBC Bankasında bilançosunda değeri 468 Milyon Dolar olarak tahmin edilmiştir. Ne kadar yüzeyde Banco Santander bölgesel İspanyol bankası gibi görünüyorsa da, gerçekte Inter-Alfa Grubu konsorsiyumun üyesidir. 1971 yılında kurulan bu grup 11 bankadan oluşur. Santander dahil, İskoçyalı Royal Bank of Scotland, İtalyan Intesa Sanpaolo, Fransız Société Générale, Alman Commerzbank, Hollandalı ING, Belçikalı KBC, İsveçli Nordea, Yunanistanlı the National Bank of Greece, Portekizli Banco Espirito Santo ve  İrlandalı AIB konsorsiyumun üyesidir. Etkisi eski Sovyet bloğu ülkelerinin yanı sıra, ABD ve Latin Amerika dahil, Avrupa'nın büyük bir kısmını kapsamaktadır. Gayri resmi merkezi ve idaresi Vatikan sayılmaktadır.  Rotşild ailesi kontrollü HSBC bankasının Vatikan kontrollü bankasına pas atmanın anlamı şuanda meçhul. Ancak bilinen, son Papa Benedictus'un Franciscus'a değiştirilmesi Rotşildler 'parmağı' ile oldu. Ve nihayet 'ağaç meyveleri vermeye başladı'. Papa Francis 12 Aralıkta mevcut ekonomik sistemin eleştirisini yaptı. Papalık ilk barışçıl mesajında "mega-maaş" ve "büyük ikramiyeyi" açgözlülük ve eşitsizliğe dayalı bir ekonominin bir göstergesi olduğunu belirtti. Bu mesaj, halkçı Papa imajını oluşturmanın bir uygulamasıdır. Çünkü, Rotşild ve Baruh aileleri ideolojik açıdan Sosyalizmi, Ekonomik doktrin olarak Marksizmi, sermaye ve malların hareketini sınırlayan, kapalı ekonomi (döviz işlemleri para ve mallar üzerinde spekülasyon verir) destekler. Rotşildler HSBC, Goldman Sachs, Standard Chartered  finans grupları yardımı ile, kısmi Fed, altın, altın, değerli metaller, küresel uyuşturucu kaçakçılığı kontrolü yaparlar.Rokfeller ailesi ise, JP Morgan Chase, Citibank, Bank of America yardımı ile kısmi Fed, ABD askeri endüstriyel kompleksi, dünyanın petrolünü kontrol eder. İdeolojisi liberalizm, küreselleşme, yeni muhafazakârlık. Ekonomik doktrinleri parasalcılık, faiz oranları ile manipüle (boyutundan daha fazla), serbest piyasa, sermaye ve malların engelsiz hareketini savunurlar. Gözüken, yeni Papa Francis Vatikan paralarının Rotşild-Baruh aileleri kontrolü altına düşürme ile görevlidir. Öteki taraftan, sanal para Bitcoin civarında durum kızışıyor. Eski ABD Kongre üyesi Ron Paul mevcut Dolara alternatif olarak Bitcoin olabileceğine inanıyor. Bu elektronik paranın potansiyelini Michigan Üniversitesi Profesörü Miles Kimball da tanıyor. Elektronik ödemelerle uluslararası ticareti yapmak daha kolay, çünkü döviz kurları ve büyük banka komisyonları ile uğraşmak zorunda değilsin. Ayrıca, ödemeler için insanlar nakit taşımak zorunda değil ve hiçbir banka olmadığı alanlarda ödeme yapmanızı sağlar. Bitcoin diğer elektronik ödeme sistemleri tarafından sahip olmayan avantajlara sahip. Alışverişte sadece elektronik cüzdan numarası gerekiyor, bir kredi kartı ile alışverişten daha çok özel satın alma işlemidir. Ama hükümetler ve bankalar Bitcoin yayılmasını engelleyecekler, çünkü finans kurumları işlerini kaybedecektir. Ron Paul fikrince bankalar elektronik para birimi üzerinde baskı oluşturacak ve hükümetlerin son darbe indireceklerine inanıyor. Hükümetler de para ve kredi tekeli isterler. Nitekim geçen hafta Avrupa Bankacılık İdaresi Bitcoin gibi sanal paranın satın alınması, bulundurması ve satışı ile ilişkili risklerin uyarısı hakkında bir basın açıklaması yayınladı.Fakat insanlar yaygın şekilde Bitcoin kullanmaya başlarsa, 'Doları bitiren Bitcoin olacak'  diye düşünüyor eski ABD Kongre üyesi Ron Paul.