(dünden devam…)
Doğal kaynaklar devlet-millet ortaklığı ile nasıl işletilir, milli gelir toplumun bütün katmanlarına nasıl yayılır, üretim-tüketim dengesi nasıl kurulur, nasıl olur da 'tüketim bizzat kaynak olur', sürekli büyüme ve sürekli istihdam nasıl sağlanır?
Bunlar gibi daha yüzlerce sorunun cevabını bularak ve çözüm yollarını vazederek topyekun İslam alemine mevcut perişanlıktan kurtuluşun yollarını gösterdi.
Böyle bir modeli hayata geçirip en verimli bir şekilde istifade edebilmek için İslam alemini oluşturan ülkeler arasında elbette bir kardeşlik seferberliği başlatılması gerekmektedir.
İman ettikleri Kerim Kitabın "Mü'minler ancak kardeştir" fermanına kulak vererek, dikkat kesilerek kardeşliği tesis etmek için, asırlardan bu yana devrederek gelen suni engelleri ortadan kaldırmak şarttır ve de zaruridir.
Bugün artık, akıl ve vicdan sahibi her insan ittifakla kabul ediyor ki, Müslümanlar enerjilerini, maddi ve manevi güçlerini kendi aralarındaki çekişmelerde tükettikleri için, zamanlarını hep bu yolda harcadıkları için başlarını kaldırıp etraflarında dönen dolapların farkına varamıyorlar ve dolayısıyla kendi ülkelerinin kaynaklarına da yeterince sahip çıkamıyorlar.
Bin yılı aşkın bir süreden beri devam eden iç çekişmelerde, düşmanlar tarafından en çok kullanılan, her fırsatta ısıtılıp meydana sürülen kavga sebeplerinin başında bilindiği gibi Şii-Sünni kavgası gelmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş, kaleme aldığı Ehl-i Beyt külliyatı ile, organize ettiği ve bizzat konuşmacı olarak görev aldığı Uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumları ile ve ülke içinde düzenlenmesine vesile olduğu sayısız panellerle iki milyarlık İslam alemine demek istedi ki; aklınızı başınıza alın, başınızı iki elinizin arasına alın, kendinize gelin, kaynaklarınıza dönün ve bakın göreceksiniz ki yok bir birinizden farkınız.
Her asırda kaynaklarınıza çökmek ve çöreklenmek isteyen düşmanlarınızın oyununa gelerek, ufak-tefek sebeplerle kavgaya tutuşarak onların ekmeğine yağ sürmeyin, elinizdeki ekmeğinizi onlara kaptırmayın.
Irkınız, renginiz ne olursa olsun ve hangi dili konuşuyor olursanız olun, renklerin de dillerin de muhtelif olmasının Yüce Yaratıcının ayetlerinden olduğu gerçeğinden hareketle, izzet ve şeref kaynağı olan Yüce İslam ile sizi tanıştıran, sizleri buluşturan Son Elçinin Ehl-i Beyti etrafında toplanın, onların sevdası ile yoğrulun.
Siz Ehl-i Beyt sevdası etrafında kenetlenirseniz, aranıza fitne-fesat sokmaya çalışanlar başaramayacak, sizi birbirinize düşürüp kaynaklarınıza konamayacaklardır.
Bugün sudan bahanelerle bölünmüş parçalanmış, birbiri ile kavgaya tutuşmuş olan İslam ülkelerinin, kavgalardan başlarını kaldırıp kendi yetimine-yoksuluna bakacak durumları yoktur.
Kendi acını doyuramayan, kendi işsizine iş, aşsızına aş bulamayan birçok İslam ülkesi, bu beceriksizliği yanı sıra ülke kaynaklarının neredeyse tamamını küresel tefecilerin kasalarına aktarmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli İslam ülkelerinin ekonomik ve iktisadi bakımdan kalkınmalarını, kaynaklarını doğru ve verimli kullanmalarını sağlayacak, Ehli Beyt külliyatı da asırlardır devam eden kardeş kavgalarını sonlandıracaktır.
Yersiz, gereksiz, ufak-tefek sebeplerle meydana çıkmış olan çekişmeler sona erince elbette tüm enerjiler kalkınmaya ve gelişmeye harcanacak, toplumda huzur tesis edilince de bilim ve teknoloji alanında inkişaflar yaşanacaktır.
Hem günümüz açısından hem de yarınımız, yarınlarımız açısından, torunlarımızın istikbali açısından Haydar Hocanın hasseten bu iki tezini hayata geçirmeye mecburuz.
Hem Milli Ekonomi Modeli hem de Ehl-i Beyt külliyatı topyekun İslam alemi için hayati öneme haizdir.
Vesselam.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024