Dağlarıyla sokaklarıyla bu vatan bizim

 

Bugün; "Lütfen çok dikkatle okuyun!" diyerek başlayacağım!
Çünkü bu kimseyi tenkit etmeyeceğim! Bu yazımda suçu kimseye atmayacağım!
Çünkü suçlu biziz ve artık hepimiz de biliyoruz!
Çocukluğumda Babaannem ve Annemden dinlediğim masallarda, kötü devler vardı. Bu kötü devler, öyle acımasızlardı ki kendi köpeklerinin önüne ot, atlarının önüne et koyarlardı!
Aynen masallardaki Kötü Devler gibi davranarak güya demokratça, seçmeyi ve seçilmeyi bilmeyen, yani kendi gözünü çıkarıp sonra ağlamayı iş edinmiş bir toplumla muhatabız!
Güya adamlar içinden adam seçerek "USTA"ları bulup çıkarıyorlar!
Güya Usta Demirciyi, Usta Terziyi seçiyorlar ama seçtikten sonra demirciye kumaş ve makas; terziye ise demir, örs ve çekiç veriyorlar!
Dolayısıyla ne demirci, ne de terzi bir şey üretemiyorlar! Üretmelerinden vaz geçtim, ellerindeki malzemeyi ziyan ediyorlar ve bunların her ikisi de Vallahi usta!...
Tekrar; "Lütfen dikkat edin!" diye uyaracağım!
Eline malzeme olarak demir verilen Terzi'ye kızmak veya malzeme olarak kumaş ve makas verilen Demirciye kızmak ne kadar akıllıca bir işse; bugünkü yöneticilere yani AKP Eş-Genel Başkanları ve Eş-Başbakanlara kızmak da o kadar akıllıca!
Hey Millet!
Hey! Ağlayıp sızlayanlar!
Hey! İnim-inim inleyen İleri Demokratlar!
Atın önüne eti, itin önüne otu koyan siz değil misiniz?
AKP'yi; 7 Haziran'da indirip, 5 ay sonra daha fazla oyla Hükumet eden siz değil misiniz?
5 ay sonra; BOP Eş Başkanı, AKP Eş-Genel Başkanı Eş-Başbakan Dünya Lideri Erdoğan istedi diye Kısa Adamı göreve, "İstikrar için" siz getirmediniz mi?
AKP Eş-Genel Başkanları Eş-Başbakanlar da iş başına gelir gelmez istikrar adına icraatlara başlamadılar mı?
Atın önüne et, itin önüne ot koyan demokratlar! Siz, bu işleri yapsınlar diye bu adamlara yetki vermediniz mi?
Şimdi niye itiraz ediyorsunuz?
Aslında; "Beter olun!" demek var ama Vatan bizim! Toprak Vatanlaşsın diye toprak altında Yatan bizim!
Ya Hu! Masallarının Kötü Devleri!
Son dört ayda -istikrar adına- İleri Demokratça, Güneydoğu'da 3 Vilayetimiz, 12 İlçemizde 50 kere Sokağa Çıkma Yasağı ilan edildi!
Yaklaşık 2 milyon vatandaş, evlerinde hapis! Yaklaşık 400 bin vatandaş, evinden-barkından göç etti!
Ülkemizin bir bölgesi; aynen Lübnan, Filistin, Libya, Irak, Suriye gibi savaş alanı  görüntüsünde!
Atın önüne et, itin önüne ot koyan sizin iş başına getirdiğiniz Kısa Adam da; "Biraz daha geç kalsaydık, bunların niyeti çok daha kapsamlı bir iç-savaşı başlatmaktı!" diye yaptıklarıyla övünebiliyor!
Ya Hu Kardeşim! 
Açılım adlı büyük Projenizle İmralı'da masaya oturduğunuz Bebek katili; "Eğer dediklerim yapılmazsa 50.000 kişiyle toplu isyan" edileceğini size söylememiş miydi?
Hadi araya seçim girdi, geçim girdi ve telaşe ile unutuldu diyelim; "Dağları temizledik, şehirleri de temizleyeceğiz!" ne demek? 
Bu söylem ve uygulamada bir terslik yok mu? Tarihten; "Ferman padişahın, dağlar bizimdir" diye öğrenmiştik, siz bunu; "Ferman Saray'ınsa sokak bizimdir" e mi çevirdiniz?
Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Eş-Başbakan!
Dünyanın hiç bir yerinde, tarihin hiç bir döneminde; kendi halkına karşı savaşan yönetimler başarılı olamamışlardır!
Bir ülkenin çocuklarından meydana gelen asker ve polisi, o ülkenin insanları üzerine; düşman üzerine salıyormuş gibi gönderemezsiniz! Gönderseniz bile şehir savaşlarında galibiyet olmaz, çok zordur!
Dünyanın hiç bir meşru ordusu, sivil insanlara saldırmaz- saldıramaz! Gündüz sivillerin arasında dolaşıp gece silahını alarak sokaklara çıkan teröristlerle de bu yüzden baş edilmesi güçtür!
3 vilayet ve 12 ilçemizde açılan hendekleri, asker ve polislere değil; o bölgenin sakinlerine kapattıracaksınız!
İsrail'in ABD ve Avrupa'nın desteği ile 1982 de uygulamaya koyduğu; "ODET YİNON PLANI"nı bilmeden; "Suriye'de bir bataklık daha kurutuluyor" diyen ve aylardır sesi çıkmayan İsrail'in farkında olmadan, olanları doğru okuyamazsınız! Rusya ile rüzgâra karşı sidik yarışına girip, İsrail'le Doğalgaz anlaşmasını reçete olarak göremezsiniz!
İsrail'in; "ODET YİNON PLANI" ve "Arap Baharı" adlı sahnesi gereği önce etnik farklılıklara ayrıştırılıp sonra silahlandırılan Mağrip ve Maşrık'taki Arap ülkelerine dikkatle bakmadan, başımıza örülen çorabı fark edemezsiniz!
Hele bir de hâlâ; "BOP Eş-Başkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var" diyor veya derseniz perişan oluruz!
Etnik ve birbirine düşman gruplara ayrıştırılıp ellerine sadece tabanca-tüfek-molotof-sapan gibi küçük silahlar verilerek sokak çatışmalarına sokulan insanlara; tank ile top ile uçaklar ile karşılık veremezsiniz! Dolayısıyla sokak çatışmalarının, galibi ve mağlubu olmaz!
Milli ve Devletli akıl ile bu sokak çatışmalarını be-heme-hâl kesmelisiniz! 
Altımızdan yer kayıyor, üstümüzden gök kaçıyor, farkında değil misiniz?
(Bu konuya devam edeceğim)
BU VATAN BİZİMDİR,BİZİM KALACAK  Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ..