'Daha da merkezileşiyoruz'
TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Erkan Karakaya yerel yönetimler kanunu ile ülkede yerel yönetimlerdeki yerinden yönetim ilkesinden uzaklaşılarak, yerel demokrasiye karşı anti-demokratik bir darbe yapıldığını ileri sürdü
15.10.2012 00:00:00
TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Erkan
Karakaya, iktidarın yerel yönetimler kanunu ile demokrasinin yerel birimlerini
ortadan kaldırıldığını savunarak, “Yerelleşiyoruz denilerek, daha
merkezileşiyoruz“ dedi. Karakaya, yaptığı açıklamada, hükümet tarafından
yasalaştırılmak üzere meclise getirilen "Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" sonucu 16 olan büyükşehir belediye sayısının 29'a çıkartıldığını
söyledi. Karakaya, yeni yasa ile büyükşehir belediye sınırlarının büyütülerek,
köylerin mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü, 1591 belde belediyesi
kapatıldığını belirtti. Türkiye'nin Kasım-1988 yılında imza koyarak taraf
olduğu "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı" hükümlerinin tam
aksine bu yasa tasarısı ile ülkede yerel yönetimlerdeki yerinden yönetim
ilkesinden uzaklaşılarak, yerel demokrasiye karşı anti-demokratik bir darbe
yapıldığını ifade eden Karakaya şöyle devam etti: "Batıda olduğu gibi
köklü bir yerel yönetim geleneğinden yoksun olan ülkemiz idari sistemi
getirilen bu yeni büyükşehir yasa tasarısı ile bugüne kadar ülke olarak imza
koyduğumuz uluslararası yerellik şartını göz ardı ederek, daha merkezi ve daha
otoriter bir sistemin kurumları teşkil edilmek istenilmektedir. Bu sistem
beraberinde mahalli idarelerin denetimini güçleştirecek ve yolsuzlukların
artmasına neden olacaktır. Demokrasinin yerelin, yerinden yönetim ilkelerine
tümden aykırı olan bu düzenleme ile iktidar adı büyük içi boş yeni
büyükşehirler oluşturarak, oy hesabı içerisinde bu belediyeleri ele geçirmek
gibi, sığ ve küçük hesaplarla konuya bakmakta, bu arada büyük ölçekli fotoğrafı
görememektedir veya siyasi ikbali için görmezden gelmektedir. Mevcut iktidarın
bu küçük hesaplarından biride Adana büyükşehir belediyesini de bu yolla ele
geçireceğini sanmasıdır, oysa Türkiye tarihi bu tür yasal hokkabazlıklarla
seçim alınabileceğini sananların sandık hezimetlerine çok tanık olmuştur."
Demokrasi
yerelde ortadan kalkıyor
Getirilen yeni büyükşehir yasası ile
katılımcı demokrasinin yerel birimleri ortadan kaldırıldığını savunan Karakaya,
"Başta kırsala dengeli yatırım sistemi olan idari kurgunun temel kurumu
olan il özel idareleri ortadan kaldırılarak, buralara hizmeti oy kaygısı ile
seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanının önceliklerine bırakarak, küçük
yerleşim yerlerinin hizmet alma imkânları sınırlanmaktadır. Bu yerleşimlerde
direkt olarak yerelde belde belediyeleri tarafından sunulan hizmetlerde de
belde belediyeleri kapatılarak halkın hizmet talebindeki ilişkide esas olan
yönetici yakınlığı imkanı da ortadan kaldırılmaktadır" dedi. "Bu
tasarı ile getirilen en önemli hükümlerden birisisi de yüzyılların birikimi ile
ortaya çıkmış olan köy kavramı ortadan kalkıyor" diyen Karakaya şunları
kaydetti: "Tüm bu yerleşimler mahalle statüsüne dönüştürülerek, büyükşehir
belediyesine bağlanıyor. Konuyu Adana ölçeğinde değerlendirecek olursak,
Tufanbeyli ilçesinin su, kanalizasyon, mezarlık gibi hizmetlerinin Adana
merkezinde bulunan büyükşehir belediyesinden nasıl idare edilebileceğinin
zorluğu bir yana birde bu ilçemize bağlı dağ köylerinin su, kanalizasyon ve
hatta mezarlık işlerinin nasıl idare edilebileceğinin açılımlarının da
sistematiği bu tasarıda görülememektedir. Adana Büyükşehir Belediyesinin mahallesi
olan ve merkeze 5-6 saatte ancak ulaşılabilen bu köylerimiz atık su bedeli
ödemek gibi tarihlerinde ilk kez karşılaştıkları yeni, yeni vergilerle de
tanışacaklar. Bu köylerin, beldelerin ve ilçelerin yollarının köprülerinin
Adana’da oturan bir büyükşehir belediye başkanının iki dudağının arasından
çıkacak kararlara bırakmak, yerelleşmeyi bir yana bırakırsak olsa olsa ülkemize
getirilmek istenilen başkanlık sisteminin bir alt yapısı oluşturulmak
istenilmektedir." İHA
Karakaya, iktidarın yerel yönetimler kanunu ile demokrasinin yerel birimlerini
ortadan kaldırıldığını savunarak, “Yerelleşiyoruz denilerek, daha
merkezileşiyoruz“ dedi. Karakaya, yaptığı açıklamada, hükümet tarafından
yasalaştırılmak üzere meclise getirilen "Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" sonucu 16 olan büyükşehir belediye sayısının 29'a çıkartıldığını
söyledi. Karakaya, yeni yasa ile büyükşehir belediye sınırlarının büyütülerek,
köylerin mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü, 1591 belde belediyesi
kapatıldığını belirtti. Türkiye'nin Kasım-1988 yılında imza koyarak taraf
olduğu "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı" hükümlerinin tam
aksine bu yasa tasarısı ile ülkede yerel yönetimlerdeki yerinden yönetim
ilkesinden uzaklaşılarak, yerel demokrasiye karşı anti-demokratik bir darbe
yapıldığını ifade eden Karakaya şöyle devam etti: "Batıda olduğu gibi
köklü bir yerel yönetim geleneğinden yoksun olan ülkemiz idari sistemi
getirilen bu yeni büyükşehir yasa tasarısı ile bugüne kadar ülke olarak imza
koyduğumuz uluslararası yerellik şartını göz ardı ederek, daha merkezi ve daha
otoriter bir sistemin kurumları teşkil edilmek istenilmektedir. Bu sistem
beraberinde mahalli idarelerin denetimini güçleştirecek ve yolsuzlukların
artmasına neden olacaktır. Demokrasinin yerelin, yerinden yönetim ilkelerine
tümden aykırı olan bu düzenleme ile iktidar adı büyük içi boş yeni
büyükşehirler oluşturarak, oy hesabı içerisinde bu belediyeleri ele geçirmek
gibi, sığ ve küçük hesaplarla konuya bakmakta, bu arada büyük ölçekli fotoğrafı
görememektedir veya siyasi ikbali için görmezden gelmektedir. Mevcut iktidarın
bu küçük hesaplarından biride Adana büyükşehir belediyesini de bu yolla ele
geçireceğini sanmasıdır, oysa Türkiye tarihi bu tür yasal hokkabazlıklarla
seçim alınabileceğini sananların sandık hezimetlerine çok tanık olmuştur."
Demokrasi
yerelde ortadan kalkıyor
Getirilen yeni büyükşehir yasası ile
katılımcı demokrasinin yerel birimleri ortadan kaldırıldığını savunan Karakaya,
"Başta kırsala dengeli yatırım sistemi olan idari kurgunun temel kurumu
olan il özel idareleri ortadan kaldırılarak, buralara hizmeti oy kaygısı ile
seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanının önceliklerine bırakarak, küçük
yerleşim yerlerinin hizmet alma imkânları sınırlanmaktadır. Bu yerleşimlerde
direkt olarak yerelde belde belediyeleri tarafından sunulan hizmetlerde de
belde belediyeleri kapatılarak halkın hizmet talebindeki ilişkide esas olan
yönetici yakınlığı imkanı da ortadan kaldırılmaktadır" dedi. "Bu
tasarı ile getirilen en önemli hükümlerden birisisi de yüzyılların birikimi ile
ortaya çıkmış olan köy kavramı ortadan kalkıyor" diyen Karakaya şunları
kaydetti: "Tüm bu yerleşimler mahalle statüsüne dönüştürülerek, büyükşehir
belediyesine bağlanıyor. Konuyu Adana ölçeğinde değerlendirecek olursak,
Tufanbeyli ilçesinin su, kanalizasyon, mezarlık gibi hizmetlerinin Adana
merkezinde bulunan büyükşehir belediyesinden nasıl idare edilebileceğinin
zorluğu bir yana birde bu ilçemize bağlı dağ köylerinin su, kanalizasyon ve
hatta mezarlık işlerinin nasıl idare edilebileceğinin açılımlarının da
sistematiği bu tasarıda görülememektedir. Adana Büyükşehir Belediyesinin mahallesi
olan ve merkeze 5-6 saatte ancak ulaşılabilen bu köylerimiz atık su bedeli
ödemek gibi tarihlerinde ilk kez karşılaştıkları yeni, yeni vergilerle de
tanışacaklar. Bu köylerin, beldelerin ve ilçelerin yollarının köprülerinin
Adana’da oturan bir büyükşehir belediye başkanının iki dudağının arasından
çıkacak kararlara bırakmak, yerelleşmeyi bir yana bırakırsak olsa olsa ülkemize
getirilmek istenilen başkanlık sisteminin bir alt yapısı oluşturulmak
istenilmektedir." İHA