"Dar'' yer, mekan, Kurra kelimesi ise okuyan anlamına gelir. İkisi birden ''Kur'anı Kerim'in öğretildiği, bir bölümünün veya tamamının ezberletildiği ve kıraat vecihlerinin talim ettirildiği mektepler "(İslâm Ansiklopedisi T.D.V. yy. c 8 s 543) Kur'an talim edilen yerler.Peygamberimiz (s.a.v) bizzat "başöğretmenlik'' yapmış ve Mescidi Nebevi'nin bir köşesi "Darul Kurra Olarak'' kullanılmıştır (Bak age s 543) Peygamberimiz (s.a.v) Kur'anı Kerim'in öğrenip öğretilmesini teşvik etti. Bunun için öğretmen ve ilim sahiplerini yetiştirdi. Kur'anı Kerim'in en iyi bir şekilde okunması için kurumlarını kurup geliştirdi.Mükemmel bir temel ortaya koydu Bir hadisi şerif'te :"Allah'ın evlerinden birinde, Allah'ın kitabını okumak ve kendi aralarında mütalaa etmek (tedarüs) üzere toplanan her topluluğa Allah iç huzuru verir; onları rahmet bürür, çehrelerinde melekler toplanır ve Allah onları meleklerin yanında anar'' (Age.Kaynak: Müslim, Zikr) buyrulmuştur."Akabe biatlerinden sonra Hz. Peygamber (s.a.v) Medinelilere Kur'an muallimi olarak Mus'ab bin Ümeyr'i göndermişti... Medine'den başka fethedilen ve yeni kurulan merkezlerde ashabın kıraate mahir olanları Kur'an dersleri vermişlerdir. Dımaşk'ta (Şam) Emeviyye Camii'ndeki ders halkalarının bir çoğu kıraatle ilgiliydi. Ebu'dDerda burada Kur'an talim ettiği için "Muallim'ş Şam'' unvanıyla anılmıştır. Öğrenci sayısının 1500'ü geçmesi onun derslerine olan rağbeti gösterir... (age)Ashabı Kiram'dan sonra Kur'an talimi, şahıslar ve kurumlarıyla gelişti. Kur'anı Kerim'in okuma incelikleri dillerde talim edildi, kitaplarda yazıldı. Her biri Kur'an okunuşunun ilmi yüceliğine eren kıraat öncüleri yetişti. İbn Kesir, Nafi, İbn Amr, Asım'ın içinde bulunduğu "on mütevatir kıraatler'' dalga dalga yayıldı. "Darulkurralar'' bu kıraatlerin talim edildiği merkezler haline geldi."...Sadece Şam bölgesinde değil, Vâsıt'ı ziyaret eden İbn Battuta, Kur'an öğrenmek için buraya gelen öğrencilerin kalması için yapılmış 300 odalı büyük bir medreseden söz etmektedir. (Age s 544)Bundan birkaç gün önce "Osmanlı Medeniyeti' konulu bir yazımda Osmanlı'nın ilme, maneviyata,Kur'an'a olan düşkünlüğünden bahsetmeye çalışmıştım. İşte şu anda bahsini yaptığımız''Darulkurra'' müesseseleri, hiç, Osmanlının gözünden kaçar mı? O dönemler de yapılan medreseleri ve bu yazıyı yazmama sebep olan Bursa'daki "Darulkurra "binasını görmenizi isterim."...Evliya çelebi'nin verdiği bilgilere göre Amasya'da dokuz Darulkurra vardı. Bunlardan sadece Sultan Bayezid Darulkurrasında 300'den fazla hâfız bulunuyordu...Ayrıca İstanbul'da büyük bütün camilerin bünyesinde birer darulkurra yer aldığı gibi müstakil binalardan darılkurralarınında mavcut olduğu ve döneminde İstanbul'da 3000'i kadın olmak üzere 9000 hâfız bulunduğunu kaydader. (Age s 544)Çocukluğumda babamın ısrarla ders almamı istediği rahmetli Cevdet hoca vardı. Ramazanda diz üstü oturur, her gün bir cüz okuyarak Kur'an'ı hatmederdi. Ezbere okurdu. Hiç şaşırmaz, tane tane harfleri mahreçlerine (Çıkış yerlerine) uygun olarak çıkarırdı.Okuyuşu insanı tesir altına alırdı. Sonraki yıllarda Abdıllah Hatipoğlu Hocayı tanımak ve bir temel bigi olarak ders almak nasib oldu. Camisinde bir gün Kur'an okuyordum. "Vesebbih'hu''kelimesini okuduğumda : "Birinci Ha harfini ikincisinden ayırmam gerektiğini ve bunun için Vesebbih derken Ha harfini belli ederek şeddeye kaçmadan okumam gerektiğini söylemişti.Kur'an bahçesinde her biri yeşermiş rengarenk güller olan "Hafız Kurra' hocalarımız halen az da olsa vardır. Şükranlarımızı arzederiz.Tarihin, gerçeklerin, olayların, bulunduğumuz durumların, her gün konuştuğumuz görmek istediğimiz güzelliklerin içerisinde "Darulkurra''lar da bize seviyemizi, durumumuzu gayet güzel haber veriyorlar. Bursa da gördüğüm tarihi yapının bir dernek tarafından kullanıldığını duydum. Halen ayakta duran bu tarihi yapının Müftülük kanalıyla alınıp amacına uygun olarak kullanılmasını düşündüm. Binalar öksüz...Binalar sahipsiz...Teselli ve ümidim Diyanet İşleri'ne bağlı İstanbul Haseki Eğitim Merkezi'nde, birkaç yerde aşere, takrib, tayyibe ihtisas kursları, tarihi, ilim mirasının devam ettiğini sahip çıkılırsa daha da ilerleyip gerçek ihtişamına kavuşacağını haber verir gibidir.Allah Resulü'nün mescidi'nin bir kösesinden başlayarak oluk oluk kainata akan, Kur'an okunan evlerin şahları "Darulkurraları'' yaşatanlara , bu feyiz, membaını kuranlara, okuyanlara, okutanlara sevgi ve selam olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011