Demokratikleşme ile setreylenen büyük oyun

Dünya, kısa süreli bir sınır ihlali yapan Suriye helikopterinin Türkiye tarafından düşürülmesini konuşuyor. Yabancı basının geniş yer verdiği olay, Türkiye'nin kimyasal silahları devretmeyi kabul eden Suriye'ye halen savaş tavrı ile yaklaşmasına bağlanıyor. Bizce de olay, Suriye'yi kışkırtmaya yönelik bir manevradır. Zira daha önceleri İsrail uçakları sınır ihlali yapmış ve hiçbir şekilde müdahale edilmemiştir. Yine Irak işgali sırasında Meclis'ten tezkere geçmemesine rağmen Amerikan uçaklarının hava sahamızı kullanmasına bu hükümet tarafından izin verilmiştir. Bugün yapılan ise, Suriye'yi kışkırtarak Türkiye'yi savaşın ve kaosun kucağına atmak ve vaad edilenlerin yerine getirilmediği bir süreçte oynanan bu oyunla, Türkiye'nin bölünmesini kolaylaştırmaktan başka bir şey değildir. Zira demokratikleşme çalışmaları memnun edici bulunmamıştır.Demokratikleşme süreci adı verilen terör örgütü ile müzakere, kapalı kapılar ardında verilen sözleri tam manası ile gerçekleştirmeye yetmemektedir.Bu sebeple Eylül ayı itibari ile çekilmeyi durdurduklarını ilan eden tarafın bu çıkışı hükümeti yeni bir paket açmaya zorlamıştır.Pakette, Türkmenistan gezisinden dönerken Erdoğan'ın kalın harflerle altını çizdiği, "ana dilde eğitim hakkı yok" açıklamasının tersine "ana dilde eğitim konusu" yer almıştır. Ayrıca, 'nefret suçlarıyla ilgili düzenleme', Terörle Mücadele Yasası, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası ve Türk Ceza Yasası'nda yer alan, örgütlü eylemlerle ilgili mükerrer maddelerin teke indirilmesi üzerinde mutabakat sağlanan düzenlemelerdir.  Seçim barajında ise, 'Daraltılmış Bölge Sistemi'ne geçilecektir. Böylece seçim bölgeleri büyüklüklerine göre 2, 4 ya da 6 milletvekiline bölünecek.  Ancak hükümetin alelacele hazırladığı bu paketin, müzakere masasının karşı tarafınca yeterli görülmediği malum. Esas maksat, Irak'ta ve Suriye'de temelleri atılmış Kürdistan'ın Türkiye ayağı için bölünmeyi sağlamaksa, elbette ki anadilde eğitim veya terör suçlarının affı buna kâfi değildir. Fakat AKP Hükümeti'nin koltukta kalmak uğruna vaad ettiklerini tek başına, hukuki yollarla yapmasına da imkân yoktur.Önümüzdeki süreç, vaadlerin savaş şartlarında bir oldu-bitti ile gerçekleşeceği ve hatta bu sözleri verenlerin "elimizden ne gelir, savaş çıktı, kaybettik" bahanesi ile kenara çekileceği günlere gebedir? Yoksa ne demokratikleşme adı verilen süreç, bizim vatandaşımız olan Kürt kardeşlerimize fazladan bir hak sunmaktadır, ne de yapılanlar ileri demokrasi adımıdır.