Derlemek bizden Değerlendirmek sizden

Gündem malum? Başbakanın ABD gezisi, sınır ötesi operasyon, Irak'ın kuzeyindeki oluşuma Türkiye'nin ve ABD'nin yaklaşımı, ülkenin dört bir yanına gitmeye devam eden şehit tabutları?8 Kasım 07 tarihli gazetelerin köşe yazılarından sizin için bir derleme yaptım. Yazarına bakın gazetenin kimliğini, kimyasını anlayın:"ABD ziyareti? Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinin olumlu geçtiği, Türkiye'nin bu görüşmeden istediğini aldığı anlaşılıyor. Daha görüşmenin mahiyeti belli olmadan kanal kanal gezen muhalefet sözcülerinin "görüşme beklentileri karşılamamıştır" mesajı vermesi, tam bir siyasi sorumsuzluk örneğidir. Başbakan, bakanlar, asker-sivil bürokratlar Türkiye için hayati öneme sahip üst düzey bir görüşme gerçekleştiriyorlar ve bu görüşmede daha ne olduğu bilinmeden top ateşi başlıyor. Amaç, hükümetin bundan prim elde etmesinin önüne geçmek. Oysa bu, siyasi rant meselesi olamayacak kadar önemli bir konudur, bir devlet meselesidir. Hükümetin veya muhalefetin bundan siyasi sonuçlar devşirmeye çalışması ve bunu Türkiye'nin milli menfaatlerine aykırı olacak şekilde yapması söz konusu olmamalıdır?" (Yeni Şafak, Yasin Doğan)."Birileri kamuoyunda tamamen hayale dayalı bir beklenti mayalamak istedi. Hesaplarını ve kimliklerini artık büyük çoğunluğun bildiği bu cephe, seçim öncesinde olduğu gibi tribünlerde "sınır ötesi büyük bir askerî harekât" olmalı diyerek "ulusalcı" bir dalga başlattı. PKK terörü peş peşe canlar alınca şunu dediler: Bu hükümet terörle mücadele edemiyor. Asker Kuzey Irak'a girmelidir. PKK bitirilmelidir. Yetmez Barzani ele geçirilmelidir. Yetmez Kerkük'e kadar gidilmelidir. Zaten Musul ve Kerkük Misak-Millî sınırları içindeydi. Amerika karşı koyarsa ona da haddi bildirilmeli, Amerikan askerleriyle de göğüs göğse çarpışılmalıdır. Yeni bir sınır çizilmelidir. Zaten bu uyduruk sınırı İngilizler çizmişti. Kendi sınırımızı biz kendimiz çizmeliyiz..." (Zaman, Hüseyin Gülerce)."Kim karlı çıktı bu ABD seyahatinden... Kayıp askerlerin teslimatı fotoğrafında yer alan PKK, Apo, DTP ve Barzani.Hepsi bizim "stratejik ortağımız", hepsi kontrolümüz altında, bölge kontrolümüz altında dedi Bush? Türkiye de, Ankara'dakiler de kontrolümüz altında dedi. Bush, gevrek gevrek şunları söyledi: Vur deriz, vurdururuz. Otur deriz, oturturuz. Askerleri ver deriz verdiririz. İstediğimiz kadar, istediğimiz ebatta ve boyutta istihbarat sağlarız? Bölge kontrolümüz altında.Bu oyunlarla, şehit veren Türk milletine vakit kaybettiriliyor sadece.Buna dense dense devlet tiyatrosu, hükümet tiyatrosu ve kapsamlı adıyla BOP tiyatrosu denir. Bu oyun Türk milletine oynanıyor, yüce medeniyetimize, birliğimize, geleceğimize, bölgemize ve tarihi coğrafyamıza oynanıyor.Türk milleti, ABD politikalarına karşı yüzde 89'luk tepkide görüldüğü üzere Amerikan oyunlarını fark ettiği kadar, Amerika'nın Ankara'daki "stratejik ortakları"nı da tanırsa, oyun biter. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana PKK terörü az" (Yeni Mesaj, M. Emin Koç)."Ne müthiş propaganda... Şehit kanı üzerinden Oval Oda'da Tayyip Bey-Bay Bush yağlaması... Amerika'nın Türkiye'de sıfıra inen itibarını şehit kanıyla yıkama... Amerika olmazsa ve "actionable intelligence" vermezse Türk ordusu bir hiçtir... ABD olmazsa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çıkardığı "tezkere" buzdolabına konulmuş yoğurttur!Tezkere yoğurt oldu.Yoğurt yağa dönüştü.Şehit kanı üzerinden Tayyip Bey - Mister Bush yağlaması yapılarak, tarih yazılıyor. Amerika olmazsa; PKK'lılar Türkiye'de sınırı her zaman geçerler, gelip teröristlerle savaşmak üzere eğitilmiş 10 bin askerden oluşan Türk tümenlerini basarlar, 8 eri alıp kaçarlar, Apo posterli masada "teslim tutanağı" imzalatarak Amerikalı generale teslimat yaparlar. Gerçi Kuzey Irak'ta ABD ordusu bu "sıcak istihbaratı" kullanıp başarılı olamadı. Irak kan denizine döndü, 1 milyon sivil, 400 bin ABD'li asker öldü, Afganistan dağlarında Usame Bin Ladin yakalanamadı ama Kuzey Irak dağlarındaki PKK'lıları anında bulacak.Tarih yazılıyor...Şehit kanı üzerinden...ABD yağlanıyor." (Vatan, Necati Doğru)."Bush'un gözlerine bakarak devlet yönetmek!Hatırlanacağı üzere Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Bush'un Ankara ziyareti sonrasında Türk medyasına aynen şunları söylemişti:  "Başkanın gözlerinde bu sefer kararlılık vardı. Dikkatle baktım ve onu gördüm. Bu kararlılık sonuç getirecektir." Aradan uzuuun zaman geçti, Bush'un gözlerinde var olan kararlılığın zerre bir sonucu olmadı.. Tersine PKK terörü azalacağına tırmandıkça tırmandı... Hal bu iken ilginçtir, Başbakan Tayyip Erdoğan bugün de benzer şeyleri söylüyor:  "Hamdolsun istediğimiz her şeyi aldık. Bush ile fikir birliği içindeyiz."  Vallahi pes... ABD Başkanının sözlerinde öyle işbirliği mesajları yok. Adam sadece istihbarat, işbirliği ve üçlü mekanizma diyor ve aslında meseleyi zamana yayarak vakit kazanmak istiyor ama Tayyip Erdoğan bunu tersinden sunuyor. Sahi merak ediyorum Başbakanımız bu sefer bu mesajı, gözlerden söz etmediğine göre nasıl çıkardı acaba?.. Birilerinin Erdoğan'a devletlerin gözlere bakılarak idare edilemeyeceğini anlatması gerekiyor." (Yeni çağ, Sabahattin Önkibar)."Madem ki medyaya göre Washington'da "müthiş başarı" elde ettik, o zaman bunun sonunu getirmek de medyaya düşüyor:"Paket kapıda..."Paketin kapıya bırakılması için kendi gücüne-kurumlarına değil, doğru ABD'ye koşulduğunu ve oradan izin alındığını bilen Türkiye sormaz mı:"Bu kadar mı bağımlıyız?.."Ya da:"Kime mahkûmuz?.. Teröre mi, ABD'ye mi?.."Neyse...Dünkü gazetelerin son baskılarına yetişebilmiş o haber işte orada duruyor:"Eşkıya yine karakola saldırdı, bir şehit..."Paket beklerken...Tunceli'den bir tabut yine yola çıktı ki... Bir ulusun "kırılan gururuna" sarılıdır a dostlar..." (Hürriyet, Bekir Coşkun)."DTP'liler üzerinden oynatılan teslim alma-teslim verme oyununda getirildiğimiz yere bakalım... Van Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 1992'de evlendiği eşi Salman Kurtulan'ın, PKK üyesi olduğu gerekçesiyle 1999'dan beri gıyabi tutuklama kararıyla arandığı ortaya çıkıyor, kocası 'askerimizi kaçıran' tarafta, peki 'askerimizi almaya giden hanım' nerede?! PKK ve Barzani'ye sempati kazandırma-bu malumların hepsini, toptan, Türk halkına 'otorite-muhatap' olarak kabul ettirmeye çalışan gölgedeki oyun kurucunun kim/kimler olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi efendim? 8 askerin esir alınmasını sağlayan da kurtaran da Bay Bush'un şahin halkası ile o halkanın içimizdeki bazı 'yerli' işbirlikçileri mi acaba?! Türk milletinin, Türk askerinin onurunu kırıp, itibar infazı yaparak, Türkiye'yi Barzani devletini kabule, Türkiye himayesinde bir Kürt devletinin onayına zorluyorlar aynı anda Barzani'yi de Türkiye'yle korkutmaya devam ederek 'omlet' yapacaklarını zannediyorlar ama..." (Akşam, Güler Kömürcü)